Çin halk cumhuriyetinden yayılan corona virüsü, maalesef dünyayı açık bir ceza evine çevirmiş durumda. Bizlere de ceza evinde parmaklıklarının ardında volta atmak düşüyor. Tespihlerinizi hazırlayın. Gecelerin en karanlık noktasına doğru ilerliyoruz.

 Çin Halk cumhuriyetinin yaklaşık 500 yıldır yemek alışkınları hiç değişmediği  için bu virüsün yarasa veya pangolinden yayılmadığı kanısındayım.    

   Corona virüsünün, emperlayist güçler tarafından oluşturulan akıllı bir virüs olduğunu düşünüyorum. Daha önce sars ve mers virüsleriyle başaramadıklarını corona virüsüyle başarabileceklerini görüyorum. Corona virüsü, sanki dünya düzenini değiştiriyor. Yeni bir çağın başlangıcı gibi duruyor. Herkes yurduna, köyüne ve evine kapanmaya zorlanılıyor. Emperyalist devletler başka türlü hedeflerine ulaşamayacaklar. Şimdilik avlunuzda volta atın, kısa süre sonra, amaçlarına ulaşınca sizi kurtaracağız diyor gibiler. Bizlere de sabırla beklemek düşüyor.

 Bu biyolojik virüsün birçok amaca hizmet ettiği kanısındayım.

1:  Yeni bir çağın başlangıcı Muhtemel altın çağı başlıyor. Yakın zamanda bir çok devletler merkez bankalarındaki altın rezervlerini yükseltmek için altın alımları gerçekleştiriyorlardı. Ve Amerika’nın tarihinde çok az yaptığı Fed faizlerini bilinçli şekilde aşağı çekmesi, bunun ekonomideki dengeleri nasıl değiştirdiğini gösteriyor. Çok  sancılı bir sürecin içine girdik maalesef.

 2: Dünyadaki para birimi değişecek. Buda ancak böyle bir virüs ile mümkün. Ekonomiden turizme  her alanda bütün dünya, nerdeyse alış verişi durdurdu. Tek para birimi ve tek sistem gibi görünüyor.

 3: Dünya nüfusu artık orantısız şekilde büyüyor. Ve özelikle Avrupa’da ve Dünya’da, yaşayan yaşlı insanları bir külfet olarak gördükleri için yaşamın artık daha kısa belki 70 ve 75 sınırında tutmak istiyorlar. Orta doğuda savaşlar yıllardır sürüyor milyonlarca insan öldürülüyor. Oysa Avrupa’da savaş yaklaşık 80 yıldır olmadığı için toplu ölümler gerçekleşmiyor. Uzak doğunun ve   Çin’in de Avrupa’dan farkı yok. Dolaysıyla şu anda dünya nüfusunu oluşturan %8.8 yaşlı kesimin devletlere olan maddi ve manevi yükünü ortadan  kaldırmak istiyorlar. Bunu da corona virüsüyle başaracaklar.

 4: Yaşlı kesimi ortadan kaldırmak içinde çocukları kullanıyorlar. Çocuklara bulaştırılan bu virüs  yaşı 65’in üzerindeki insanlara bulaştırılarak maalesef  bir önceki neslin sonunu getirmeye çalışıyorlar. Ve gelecek nesillerinde yaşam sürelerini böylece programlamış oluyorlar. Bir nevi insan kıyımı gerçekleşiyor. Kısacası canı canla vuruyorlar. Ve insan kıyımını böyle başlatıyorlar. Belki en acısında bu, çocukları kullanarak bir üst neslin ölümüne sebep olmak istiyorlar. Gayet programlı ve sistemli bir şekilde yürütülüyor. Oysa Avrupa devletleri yakın zamana kadar her konuda önlemleri en üst düzeyde tutarken, corona virüsünde önlemleri çok geç almalarını anlayabilmiş değilim.

   Gelecek zamanda insan ömrünün en fazla 70 ve 80 olması hedefleniyor. 

   Bu sırada Arakan’daki Müslümanlar, acımasızca öldürülürken veya Afrika’daki insanlar, açlığa mahkum edilerek ölümlerine göz yumulurken ve orta doğuyu, kan gölüne çevirirken dünya nüfusunu değiştirmediklerini gördüler ve bu yaşananlara çok sesiz kaldılar. Bu ölümleri yeterli bulmadıkları için bu virüsü ortaya çıkararak dünya genelinde nüfusu dengelemeye çalıştıkları kanaatindeyim.

Medeniyet ve insan hakları diye bağıran Avrupa, işin ucu kendi insanlarına dokununca ne yapacaklarını şaşırmış gibi yapıyorlar. Yaklaşık 1 ay önce Avrupa ülkeleri mülteci çocukları alabileceklerini belirtmişti. Sorgulamadan edemedim bu virüsle yaşlı nesilleri ölünce mülteci çocuklar,  sözde sahip çıkarak ve devşirerek kendi ülkelerinde nüfusumu gençleştirmesini mi sağlayacaklar acaba? Bütün yakın zamanda yapılan eylem ve söylemler corona virüsün ön hazırlığımıydı acaba?

Bu düşünceler benim gerçeğim. Fakat içim ürperiyor.                                                     

 Hayatımın hiç bir döneminde dünyanın açık ceza evine dönüşeceğini düşünemezdim. Düşüncelerim volta atıyor. Bu insanoğlu için uzun bir yolculuk. Yürümekle bitmeyecek gibi

  Corona virüsü çıktıktan sonra anladım ki ülke olarak daha çok bilime ve tarıma yönelmeliyiz. Üretime dayalı bir sanayi mutlaka olmalı.

Bu gün insanların bu panikle yapmış oldukları alışverişi gördüğüm zaman ülke olarak ne kadar dayana bileceğimizi sorgulamadan edemedim. Çok hızlı bir tüketim mevcut daha disiplinli olmamız kanaatindeyim.

  Devletimize ve çevremize yardımcı olmak adına resmî kurumların paylaştığı bilgilere itibar etmeliyiz.

  Bilinçli olmanın şu anda yaşadığımız ortamı daha sakin atlatmanın yolu olduğuna inanıyorum.

 Kalın sağlıcakla...