Bu seçim sürecinde siyaset yapan örgütlü güçlere bakıldığında, çok garipsenecek durumlar ortaya çıkıvermiş.

A- İktidar özünde muhalefet olması gereken MHP ile birlikte BBP ile iş tutuyor.

B- muhalefet gibi duran CHP, İP, SP ile diğer parti ve örgütler ise, muhalefet pozisyonunda bulunan HDP'den kaçıyor.

   İki tarafta kendilerini övme doğru iş yaptıklarını atlatma ve vatandaşın oylarını almak için güzelliklerini anlatıyorlar bu normal. Birbirlerine karşı an acımasız 'eleştirilerini' ve ilginç söylemlerini -şık olmayan tonlarda- yapıyorlar hadi bu da normal.

    Fakat kırmızı çizgi dedikleri durağa geldiklerinde, her iki tarafında HDP'ye yakınlık-uzaklık ölçüleri miliminde altında seyrediyor. Bu Türkiye için bir çıkmaz olmakla birlikte, hiç kimseye hayır getiren bir durum da değildir. Bu durum tıpkı Osmanlı Saray'ına dair bulunan vesikalarda yazıldığı gibi Türklere bakıldığı kadere benziyor. Nihayetinde insandırlar belki de hiç hak etmedikleri gibi 'edrakı bi-idrak' olarak tanınmışlar.

   Düşünce silsilesi daralan, ön açıcı fikirleri körelen ortamlarda, umutların- karamsarlığa, güzelliklerin prangalara geldiği gibi bir oldu bittiler mecrası baş gösterir.

    Bu kasvetli atmosferde çıkmanın yolu ve yükü muhtemelen HDP'ye düşmektedir. HDP ve bileşenleri doğal olarak olanlar karşısında koruma refleksine girerek, çekingen bir vaziyette kalarak gerçek misyonunu oynayamıyor.

   Ne yapmalı?

Öncelikle kendi duruşunu ve söylemini netleştirmeli.Güne ve ortama uygun çizgisini yeniden belirlemeli.Hatta muhalefete ve iktidara halk için doğru olan politikalar önermeli. Mesela GAP projesinin ülke için hayatı bir kazanım olduğunu, işsizliğe, ithalat mallarına,yoksulluğa karşı bu kutsal toprakların çare olabilirliğini göstermeli. Güçlü oldukları bu alanlarda halka tarımın ve hayvancılığın ne kazanımlar yaratacağını anlatarak çalışmalara girmeli.

   Eğer muhalefete de yardımcı olmak istiyorsa ülkede sağlık hizmetlerinin parasız olması,eğitimin parasız olması gerektiğinin propagandasına alıştırmalı derim. Bu hayaldir, olmaz diyenlere ise bir avuç kadar olan Küba'ya baksınlar.

   Yüzü halka dönük tüm iktidarlar bunu yapabilir. Hiç değilse halk da kendisine yararlı ve zararlı olanı seçebilsin.