İslam Devrimi’nden beri başörtüsü zorunluluğu bulunan İran’da, kadınların direnişi uzun bir geçmişe dayanıyor.

Ayetullah Humeyni’nin getirdiği başörtüsü yasağı protestolarına 8 Mart 1979 tarihinde ev sahipliği yapan Tahran’da, kadınların tepkileri baskı ve şeriata rağmen varlığını sürdürüyor.

8 Mart’ın yasak olduğu şeriat sisteminde, her yıl Hz. Muhammed’in kızı Hz. Fatıma’nın doğum yıl dönümü “Kadın-Anneler Günü” ve “Kızlar Günü” olarak kutlanırken, 15 Şubat ise “Erkek ve Babalar Günü” olarak kutlanıyor.

En son 1980’de kutlandı

Feminist Bahar Hasani, İslam Devrimi’nden sonra yasaklanan 8 Mart’ın en son 1980 yılında kutlandığı İran’da kadın mücadelesini Mezopotamya Ajansı’ndan Gözde Çağrı Özköse’ye değerlendirdi.

Ülkede feminist hareketin her zaman aktif olduğunu belirten Hasani, özellikle İslam Devrimi’nden sonra şeriat yasası ve zorunlu başörtüsü uygulamasını protesto etmek için hareketlerin oluştuğunu söyledi. “İranlı kadınlar, 8 Mart’ı kutlamaz, protesto eylemi yapar” diyen Hasani, yasak, polis saldırısı ve tutuklamalara rağmen kadınların yine de her yıl ülkenin farklı kentlerinde alanlara çıktığını dile getirdi.

Her 8 Mart’ta kadınlar tutuklanıyor

1980’den beri resmi olarak yasaklanan her 8 Mart’ta çok sayıda kadının tutuklandığını aktaran Hasani, şunları söyledi:

“Örneğin; 8 Mart 2018’de, 80’den fazla kadın eylemci tutuklandı. 60 kişi ertesi gün serbest bırakıldı, geri kalanı ‘zorunlu başörtüsü protesto ederek yolsuzluğa teşvik’ ve ‘kamuoyunu rahatsız etmek’ suçlamasıyla hapis cezasına çarptırıldı. Yine de her yıl Tahran, Şiraz, İsfahan, Tebriz ve diğer şehirlerde protesto eylemleri düzenliyor. 2006 yılında 8 Mart vesilesiyle düzenlenen sokak eylemlerinden biri Tahran’ın Baharestan Meydanı’nda bulunan İslam Danışma Meclisi önünde düzenlendi. Bu eyleme polis çok şiddetli bir şekilde saldırdı. 2009 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra da kadınların herhangi bir eylem düzenlemesi ve toplanması kesin olarak yasaklandı.”

‘İran’da İslami feministler olsa da sayıları çok az’

Kadınları ikinci sınıf yurttaş kabul eden yasalara karşı yine 8 Mart’ta alanlarda olacaklarını ifade eden Hasani, şunlara dikkat çekti:

“İran’da erkek çocuklar mirastan, kız çocuklarının iki katı kadar pay alıyor. Kadının çocukların velayetini alması ise hiçbir şekilde mümkün değil. Ama pratikte erkekler zaten çocuk bakmak istemiyor ve çocukları kadına bırakıyorlar. Aynı şekilde kadının boşama gibi bir hakkı da yok. Bir tek erkek, boşanma hakkına sahip. Şu anda İran’da İslami feministler olsa da sayıları çok az. Yeni nesil daha ziyade radikal feministler ama İran’daki yapı nedeniyle çok gündelik işlerle uğraşmak zorunda kalıyorlar. Yani batıdaki bir insana doğal olarak tanınan her hak için İranlı kadınların mücadele etmesi gerekiyor.”

‘İran’da kadınlar bağımsız birey olmanın mücadelesini veriyor’

Ülkede sadece hükümet tarafından kutlanan ve resmi tatil ilan edilen “Erkekler Günü”nün de İranlı kadınlar için bir mücadele günü olduğunu belirten Hasani, “Bugün de, AVM ve meydanlarda yiyecek, içecekler dağıtılıyor. Kamuda çalışan erkeklere çeyrek altın, yarım altın ve para veriliyor. Öte yandan bugün, feministler açısından bir eylem günü. Senelerdir ‘Erkekler Günü’, kadınlar tarafından protesto ediliyor ve sokak eylemleri düzenleniyor. İran’da bir diğer gün de ‘Kızlar Günü’. Evlenmemiş her kadını bakire sayarak, böyle bir gün uydurdular. Bugün de kadınlar tarafından çok eleştiriliyor ve protesto ediliyor. Kadınlar, İran’da uzun bir süredir birinin annesi veya kızı olmanın dışında bağımsız birey olmanın mücadelesini veriyor. Bu bir kimlik mücadelesi diyebiliriz” ifadelerini kullandı.

‘Kimsenin onuru değilim’

Kadınların bu seneki “Erkekler Günü”nde “Kimsenin onuru değilim” sloganıyla çevrimiçi bir kampanya başlattığını söyleyen Hasani, bu kampanyanın çıkış noktasının ise Mona Haydari’nin ayın başında “namus cinayeti” adı altında katledilmesi olayı olduğunu belirtti. İran’da, kadınların birilerinin “onuru”, “namusu” olmayı artık kaldıramadığını ifade eden Hasani, “Buna hiç tahammülümüz kalmadı. Birer bireyiz ve bunu anlamalarını sağlayacağız” şeklinde konuştu.

/MA/

Editör: TE Bilisim