HDP Ekonomiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, Türk lirasındaki değer kaybı ile birlikte gündeme gelen “ekonomik OHAL” tartışmasını “Rasyonel politikalara dönmeleri gerekir aksi taktirde ekonomik olağanüstü hal her an gündeme gelebilir” sözleri ile değerlendirdi. Paylan; Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin, “Faiz artırmama konusunda kesin kararlıyız” açıklamaları için de “Faiz bir araçsa bunu dozunda vermek, ekonominin daha sağlıklı işlemesi için en gerekli olan durumdur. Maalesef Sayın Nebati yanlış bir yolda. Türkiye’yi ekonomik krize sürükleyen ve ekonomimizi daha fazla krize sürükleyen bir bakan olarak tarihe geçecektir” dedi.

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, Adalet Bakanlığı’nın bütçe teklifi üzerinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmeler sürerken; “Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş hakkında AİHM kararlarını uygulamamanız nedeniyle Türkiye’nin ne tip yatırımlarla karşı karşıya kalabileceğini düşünüyorsunuz? Yol haritanız nedir” sorusunu sormuştu. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Paylan’ın sorusuna yazılı olarak yanıt verdi. Yanıtta, Anayasa’nın maddeleri anımsatıldı ancak AİHM’in bağlayıcılığından söz edilmedi. Yanıtta, “Gerek Kavala gerekse Demirtaş’ın, Bakanlar Komitesi önündeki süreci takip edilmekte ve Komite, gelişmelerden düzenli olarak bilgilendirilmektedir” ifadelerine yer verildi.

HDP Ekonomiden Sorumlu Eş Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan; ANKA Haber Ajansı’nın, AİHM kararlarının uygulanmamasına ilişkin gelen yanıt ve ekonomi ile ilgili sorularına yanıt verdi.

“AİHM KARARLARI KONUSUNDA ÇAVUŞOĞLU ZOR DURUMDA”

Bakan Abdulhamit Gül’den gelen yanıt ile birlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Biz, Avrupa Birliği’nin Kavala’yla, Demirtaş’la, şununla, bununla ilgili aldığı kararları tanımıyoruz” ifadelerini Garo Paylan, şöyle yorumladı: “Türkiye hem Osman Kavala hem Selahattin Demirtaş ile ilgili AİHM kararlarına uymamıştır. Sayın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Anayasa’nın iç hukuk hükümlerini açıklıyor ama bir de uluslararası sözleşmeler hükmü var. AİHM kararları bağlayıcıdır. Kesin kararlardır. Osman Kavala ile ilgili tahliye kararı verilmiştir ama aynı akşam başka bir mahkemede talimatla Osman Kavala tekrar tutuklanmıştır. Siyasi talimatlarla Osman Kavala’nın ve Selahattin Demirtaş’ın cezaevinde tutulduğu teyit edilmiştir. Sayın Dışişleri Bakanı da bu anlamda zor durumda. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanlığı yaptı kendisi ama Sayın Erdoğan bu kararları tanımadığını söylüyor. Bu çok önemli bir yarılma demek. Türkiye; Avrupa’nın bir parçasıdır, Avrupa değerlerinin parçası olması gerekir. Erdoğan’ın söylemi Türkiye’ye kaybettirmektedir. Türkiye bir an önce AİHM kararlarını tanımalı ve gereğini yapmalıdır.”

“FORMALİTE İCABI BÜTÇENİN GEÇİRİLDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”

Paylan, bütçe görüşmeleri tamamlanmadan ek bütçe hazırlığı olduğu iddialarını ise şöyle değerlendirdi: “Şu anda iktidar bütçe hakkını yok sayıyor. Geçen yıl da bizim verdiğimiz yetkinin üzerinde harcamalar yaptı ve bununla ilgili hesap vermedi. Formalite icabı bütçenin geçirildiğini düşünüyorum. Meclis, saraydan gelen vicdansız, adaletsiz bütçede bir virgül bile değiştirememiştir. İktidar da ‘istediğim gibi harcama yaparım, istediğimden vergi alırım’ diyor. Bu açıdan ek bütçe getireceğini düşünmüyorum. Ama bu halk bütçe hakkına sahip çıkmalı. Bütçedeki tercihler; aşırı güvenlikçi politikalardan, saraylardan ve yandaşlardan yana. Halkın talepleri ise yok.”

“EKONOMİK OLAĞANÜSTÜ HAL HER AN GÜNDEME GELEBİLİR”

Hukuk profesörü İzzet Özgenç’in tartışma yaratan “Ağır ekonomik bunalım sonucu OHAL ilan edilebilir" açıklamasına ilişkin Garo Paylan, şu yorumu yaptı: “Bunlar aslında bir şekilde aralarında konuştukları konuların sızması olarak değerlendiriyorum. Sayın Erdoğan da 2018 yılında damadıyla birlikte ekonomiyi batırdığında, millet döviz almaya gidiyordu, Erdoğan kızgınlık anında ‘bizim B planımız, C planımız var demişti. Ekonomideki B planları, C planları; ekonomik olağanüstü haldir, sermaye kontrolleridir, daha baskıcı ekonomik rejimdir. Ben bir kez daha Erdoğan’a yakın bir kişi tarafından, onunla konuştukları, ‘daha da ateş bacayı sararsa, bankaların döviz çekilmeleri hızlanırsa ne yaparız’ diye konuştuklarını ve bu durumda da ekonomik olağanüstü hal ilan ettiklerini konuştuklarını anlıyorum. Bunlar ne kadar yalanlarlarsa yalanlasınlar, şu an ekonomi kan kaybediyor. Merkez Bankası emanet dövizleri satıyor. Yurttaşların bankalara yatırdığı dolarların karşılığını satıyor. Bu da Merkez Bankası rezervlerinin daha da eksiye gitmesi demek. Bu politikaları sürdürürlerse, kendi tanımlarıyla, ekonomik OHAL’e, ya da B planına, C planına gitmek zorunda kalabilirler. Rasyonel politikalara dönmeleri gerekir aksi taktirde ekonomik olağanüstü hal her an gündeme gelebilir.”

“BAKAN NEBATİ YANLIŞ YOLDA”

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin, “Bitersek hep beraber biteceğiz” sözleri ve Merkez Bankası’ndan faiz kararı beklenirken “Faiz artırmama konusunda kesin kararlıyız” açıklaması için Garo Paylan, şu değerlendirmeyi yaptı: “O kadar saçma ki bir ekonomi bakanı bunu söylememesi gerekir. Bu şuna benzer. Bir doktor, hasta geldi, ‘kalp krizi geçirirse kalp şoku cihazı kullanmamakta kararlıyım’ demek gibi bir şeydir. Ekonomide faiz bir araçtır, bir silahtır. Ekonominiz hastaysa veya dolar, enflasyon aşırı artıyorsa; faizi bir silah veya araç olarak kullanırsınız. Bir ekonomi bakanı, faiz silahını veya aracını ‘asla kullanmayacağım’ demesi; bir doktorun ‘yoğun bakımdaki hastaya asla kortizon kullanmayacağım’ demesi gibidir. O hasta entübe olur hatta ölüme kadar gidebilir. Bir ekonomi bakanının bunu söylemesi büyük bir talihsizliktir. Erdoğan’ın ortaya koyduğu, saçma, ‘faiz sebep enflasyon sonuç’ önerisinin sonucudur. Ne oldu? Dolar yüzde 70 yükseldi. Faizler düşmedi. Türkiye daha çok faiz ödeyecek. Büyük bir ekonomik buhrana doğru sürükleniyor. Ekonomi Bakanı, Erdoğan’ın talimatlarını yerine getirmekle sorumlu değil, ekonominin gereklerini yerine getirmek zorundadır. Faiz bir silahtır. ‘Faizi asla kullanmayacağım’ diyenler, Türkiye’yi daha büyük bir buhrana sürüklüyorlar. Faiz bir araçsa bunu dozunda vermek, ekonominin daha sağlıklı işlemesi için en gerekli olan durumdur. Maalesef Sayın Nebati yanlış bir yolda. Türkiye’yi ekonomik krize sürükleyen ve ekonomimizi daha fazla krize sürükleyen bir bakan olarak tarihe geçecektir.”

“HALK FARKINDA VE BEDELİNİ ÇOK YAKINDA İKTİDARA ÖDETECEK”

Bütçe görüşmeleri boyunca iktidar kanadından ekonominin gidişatı konusunda olumsuz bir ifade kullanılmaması ve son olarak dün Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın “Orantısız fiyat artışları, kur dalgalanmaları Türkiye'nin kaderi olamaz, olmayacaktır” demesi hakkında Garo Paylan, şöyle konuştu: “Onlar için zaten ekonomi kötüye gitmiyor. Altın, dolar, ev fiyatları yükseliyor. Varlık kimde, dolar kimde, kimde altın var, kimde büyük servet var? İktidar ve iktidara yakın kişilerde. Bankalarda olan dolarlar kimlerin? İktidarın yandaşlarının. Onlar keyif içindeler. Bir ay önce 1 milyon dolar olan bir kişinin, 8 milyon lirası varsa şimdi 15 milyon lirası var. Durduk yere paralarını ikiye katladılar. Elbette keyifleri yerinde ama emekçilerin dolarları yok. Aldıkları bütün ürünlere yüzde 100 zam geldi ve halk yoksullaştı. Varsın onlar halkın derdini anlamasınlar, yalanlar söylesinler, yurttaşlar krizi içinde yaşıyor ve her gün yoksullaşıyor. Halk farkında ve bedelini çok yakında iktidara ödetecek.” (ANKA)

 

Editör: TE Bilisim