VANEKSPRES HABER MERKEZİ - VAN

Takva, Ankara'daki işlemlerin ardından geldiği Van'da çok sayıda AK Partili tarafından karşıladı. Van 'a gelen Takva bugünden itibaren seçim çalışmalarına start verdi.

 Havalimanında AK Partililer tarafından karşılaşan Takva Daha sonra kendisini bekleyen Partililere seslendi. Takva "Ne yaptığımızı, neleri yapamadığımızı, neleri yapabileceğimizi yine sizler biliyorsunuz" dedi.

İlk olarak söz alan AK Parti Van İl Başkanı Kayhan Türkmenoğlu, 31 Mart seçimlerinin Van için, Van’ın geleceği için, Van’ın gençleri için en stratejik seçim olduğuna değinerek, “Bu yerel seçimler Van’ın 2023 hedeflerini belirleyecek seçimlerdir.

 Daha önceleri bu caddelerde terör kol geziyordu. Konuşamıyordu. Esnaflar adeta bir ipotek altındaydı. Bugün hamdolsun Van’da bütün insanların yüzü gülüyor. Sonuçta yerel seçimler yerel iktidardır. Bizim çok güçlü teşkilatımızın yanında çok güçlü bir yerel iktidarımız olması gerekiyordu. Yaklaşık bir aydır genel merkezimiz çalışmalar, anketler yaptı. Nihayetinde Necdet Takva Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız tarafından Van Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak görevlendirildi. Bizlerde tüm teşkilatlarımızla Necdet Takva’yı bağrımıza basacağız” dedi.

“Büyük bir sorumluluğun altına girdik”

AK Parti Van Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Necdet Takva ise bir kaç gün önce Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı olarak Van’dan ayrıldığını ancak bugün Van Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak vatandaşların karşısında olduğunu dile getirerek, “Gittiğimde bu kentin tüccarının temsilcisiydim, Şimdi Cumhurbaşkanımız tarafından sizleri temsil etmek üzere görevlendirilerek döndüm. Şehrimizi birlikte yönetme yolundaki bu onur verici görevlendirmeden kaçmadık ve şimdi Van zamanı diyerek büyük bir sorumluluğun altına girdik” dedi.

Van’ın kadim bir coğrafya ve kadim bir memleket olduğuna vurgu yapan Takva, “Bu topraklar önemli medeniyetlere beşiklik etmiş, tarihin önemli kavşaklarının buluştuğu bir merkez. Urartular gibi nice büyük medeniyetlerin, Ermenilerin, Türklerin, Kürtlerin yolunun geçtiği bu memleket hala çeşitliliği ile kıymetini koruyan bir kent. Bizlerin bu güzel kente ödemesi gereken büyük vefa borcu olduğu kanaatindeyim. Şimdi benim için, şimdi bizler için belki de bu borcu ödemek için büyük bir fırsatı değerlendirmenin eşiğindeyiz. Van halkı kendine ait olmayanlara gösterdiği teveccühü artık kendisi için, kendi şehri için, kendi geleceği için kullanacak. Van halkına inanıyor güveniyorum” diye konuştu.

Van’ı öncelemekten başka hiç bir kaygılarının olmadığını belirten Takva, “Ekonomide Değişim Hareketi gibi bir ekiple çıktığımız yolda iki dönem boyunca, bir icra makamı olmamasına rağmen elimizden geldiğince, dilimiz döndüğünce bir değişimin, dönüşümün, üretimin çarkları olma çabasını verdik. Bunu yaparken bazı durumlarla karşılaştığımızda hep iç çektik, serzenişler ortaya koyduk. Bu kenti bu memleketin evlatları yönetsin istedik. Yani bir yerde yerelleşmenin altını çizdik. Bu bir ırkçılık değil, memleketin talebiydi. Bunu istedik. Bu kentin dezavantajlı bir kent olduğunun altını çizdik. Bu dezavantajın artık son bulmasını, Van’ın da diğer kentlerin bulunduğu refah seviyesine ulaşmasının çağrısını yaptık. Bu kent sadece sınır bekçiliği yapmasın üretsin, kazansın, çalışsın, çalıştırsın istedik. Beyin ve sermaye göçü vermenin sona ermesi gerektiğini söyleyip bu manada çabalar sarf ettik. Bunlarla birlikte bu kentin on yıllar boyunca yaşadığı acı, gözyaşı, hüzün değil güzelliklerle de hemhal olması gerektiğini ve bu yönde girişimler olması gerektiğini haykırdık. Tüm bu söz ve taleplerden yola çıkarak da yapabildiğimiz her şeyi yaptık. Ama bir noktaya kadar yapabildik” ifadelerine yer verdi.

Yönetimde oldukları süre boyunca siyasetçilere önerilerde bulunduklarını da sözlerine ekleyen Takva, şöyle konuştu:

“Siyaseti bu kentin menfaati doğrultusunda etkin kullanmak için önemli bir mecra olarak gördüğümüzü her seferinde söyledik. Seçim zamanlarında profiller çizip bu kenti kimlerin yönetmesi gerektiği yönünde görüşler bildirdik. Gelinen noktada da tüm bu muhataplarımızın önüne koyduğumuz önerileri hayata geçirme fırsatı bulacağımız bir vazife ile karşı karşıya kaldık. Hem siyaseten hem de yönetim olarak işimizin kolay olmadığının farkındayım. Çünkü dediğim gibi dezavantajlı bir bölgede bir hizmet yarışı vereceğiz. Yine siyaseten çok çalışmamız gereken bir seçim yarışının içine girmiş olduğumuzun bilincindeyiz. Daha önce biz halkımızın desteğini istedik, aldık, kazandık. İnşallah yine başaracağız. Yine kazanıp bu kazancı Van’ın lehine çevireceğiz.”

Görevin tevdi edildikten hemen sonra söyledikleri açıklamalara da değinen Takva, “Halktan olacağız, sıradan olacağız, başkan değil hizmet eden olacağız. Çok çalışacak, kazanacak, üretecek, kalkınacak, refah oluşturacağız’ demiştim. Bizim bundan başka hiç bir emelimiz, gayemiz, niyetimiz, hesabımız yok. Beni, ekibimi, bizleri gidip başka kentlere, başka insanlara, Ankara’ya sormanıza gerek yok. Beni Eminpaşa’daki komşuma, Cumhuriyet Caddesi’nde iş yeri sahibi esnafımıza, odada oturup çay içtiğimiz, dertleştiğimiz tüccara sormanız yeterli.

"Ne yaptığımızı, neleri yapamadığımızı, neleri yapabileceğimizi yine sizler biliyorsunuz"

Benim şu anda, burada sizlere kendimi anlatmama gerek yok. Ama size vereceğimiz sözlerimiz var. Belediyeyi yönetirken her kese eşit olacağız, bilinen klasik siyasetçilerden olmayacağız. Bizden öncekilerin yapamadıklarını nakarat haline getirip yapılamayanlar üzerinden boş laf üretmeyeceğiz. Yalan konuşmayacağız. Boş vaatler vermeyeceğiz. Asla bahanelere sığınmayacağız. Bu ülkenin en iyi belediyesi ve hizmet üreten kurumunu oluşturacağız. Yereli yönetirken halkımızı esas alacak, her bir Vanlıyı hak ettiği şekilde onurlandıracak, belediye hizmetlerini kapılarının önüne kadar götüreceğiz. Çünkü biz belediye başkanlığının ‘şehr-ül emin’ olduğunun bilincindeyiz. Şehrin emini olmak bunu gerektirir. Hz. Ömer gibi adil, Hz. Ebubekir gibi sadık, Hz Ali gibi vefalı ve yiğit olmayı, cevval olmayı gerektiriyor” şeklinde konuştu.

Adaylık yarışının siyasi bir yarış olduğunun farkında olduğuna değinen Takva, “Bu seçimi öncekilerde olduğu gibi politik bir düşmanlığa çevirme gayretlerine pirim vermeyeceğiz. Barış içerisinde bir yarış olmasını besleyeceğiz. Bu seçim kimsenin kimse ile harp muharebesi olmayacak. Bu seçim bu kenti en iyi idare edecek ismin seçilmesinin yarışıdır. Bunların hiç birisine gerek yok. Daha önce Van TSO olarak bu kentin siyasetçilerinin önüne koyduğumuz manifestolarda yazdıklarımızın arkasında olacağız. Bu kent on yıllardır zaten büyük acılar, ıstıraplar yaşıyor. Bu kent her dönem, belli politik figürlerin siyasi kararları doğrultusunda büyük toplumsal değişikliklere sahne oluyor. Ama daha fazlasına gerek yok. Daha fazla ötekiler yaratmaya gerek yok. Bakın biz öteki değiliz. Bu kentin sahipleriyiz. Bu seçim yarışında biz nasıl komşumuza saldırmayacak, hakaret etmeyecek, iftira atmayacaksak bizler için de Barış ve huzur içerisinde geçen bir yarış olmasının mücadelesini vereceğiz. Geleneksel seçim stratejilerini, alışkanlıklarını, kalıplarını kırıyoruz. Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi geleneksel yöntemlerden vazgeçiyoruz.

Tamamıyla sizlerle, bu şehrin halkı ile kenti nasıl yöneteceğimize karar vereceğimiz bir sürecimiz olacak. Kapalı salon toplantıları yapmayacağız. 24 saat sahada olacak, halkımıza onlar için ne yapacağımızı anlatacağız. Gizli kapaklı görüşmeler ile kendimizi sadece parti seçmenine anlatmayacağız. Kendimizin bile inanmadığı projeleri bir seçim klasiğine dönüştürme gafletine girmeyeceğiz. Bu kentin, ihtiyaçlarına, geleceğine, kaderine oturup beraber karar vereceğiz. Kısaca biz siyasette de, aş-iş üretmede de, yönetmede de tam anlamıyla bir devrim yapacağız. Beni tanıyanlar bunu başarabileceğimizi bilir. Önümüzdeki günlerde ilçelerimizde sürece dahil olacak arkadaşlarımızla tekrar huzurunuzda olacağız. Projelerimizi, şehrin, halkın ihtiyaç duyduğu müdahale alanlarını paylaşacağız. Bizler birlikte bu seçimi kazanacağız. Bunu hiç tereddütsüz bir şekilde söylüyorum.

“Bu seçim kendimizin değil, kentimizin seçimi olacak”

Burada sadece belediye başkanlığını kazanma mücadelesi veren bir figür olmadığına vurgu yapan Takva, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Burada olmamın siyasi, iktisadi, idari birçok anlamı var. AK Parti eliyle ben yeni bir sürecin, yeni bir dönemin, yeni bir anlayışın tesis edilmeye çalışıldığını düşünüyorum ve bizlerin bu sürecin bir parçası olarak vazifelendirildiğine inanıyorum. İşte bu nedenle de yükümüz ağır, sorumluluğumuz büyük. Ama sizleri gördüğümde şunu da söyleyebiliyorum ki, desteğiniz ve motivasyonunuz bunlardan daha büyük. İnşallah bu seçim kendimizin değil, kentimizin seçimi olacak. Şimdi bu rozeti sayın il başkanımız göğsüme taktı. Ben bu rozeti 31 Mart akşam saat beşten sonra çıkaracağım. Çünkü biz siyaset için değil, kent için bu yola baş koyduk. Başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a bu göreve bizleri layık gördüğü için şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca bana destek veren herkese de buradan sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum” diye konuştu.

“Necdet Takva ismi birilerini şimdiden korkuttu”

AK Parti Van Milletvekili Osman Nuri Gülaçar ise çok küçük hesaplar peşinde olmadıklarının altını çizerek, “bu şehirde yaşayan yaşayacak olan gençlerimiz, çocuklarımız ve torunlarımız adına güzelliklerimiz var. Hesaplarımız, güzel niyetlerimiz var. Necdet Takva, Van’da bilinen, tanınan, sevilen ve de ismiyle beraber coşkuyla anılan bir kardeşimizdir. Biz bu defa bu işi bitireceğiz. Şehrimizin hizmete ihtiyacı var. Bu şehrin geleceği olmalı. Güzel, huzurlu bir kent ama aynı zamanda işi olan aşı olan bir şehir olmalı. Dileğim şudur ki; partime, Van’ıma yakışan marka isim Necdet Takva’nın sizlerin gönlünde yer bulmasıdır. Necdet Takva’nın adaylığının ilanından hemen sonra bazı kesimlerden eleştiriler geldi. Eleştiriye açığız ama şunu diyeyim. Necdet Takva adayımız birilerini çoktan korkuttu” ifadelerine yer verdi.

Program, Takva’ya AK Parti rozetinin takılması ile sona erdi.

Editör: TE Bilisim