Nedendir bilmiyorum marşlar çalınırken babam askerde edindiği eğitim hareketlerini yapmaya çalışıyordu.Sorduğumuzda "asker darbe yapmış" diye cevap verdi.Çocukluk aklı belki darbe hareket yapmak imiş diye düşündük.Darbe olmuş diye ,üzülenleri bek görmedim fakat büyük bir kabullenme vardı.Sonuç malum başbakan dahil,bakanlar ihanetten idam edildiler ve mağdur edilen tonca insanda cabası. Oluşturulan darbe havası içinde onlara sahip olacak hiç kimse çıkmamıştı.

Derken olanlar bizce unutuldu ve lise çağlarında iken ağırlıklı öğrenci hareketleri ile kendini gösteren hareketli ve sıcak bir dönemden geçiyorduk.Doğu Kültür Ocakları tarafından az da olsa sergilenen gösterilerini duyur ama imkanlarımız onlara katılmayı engelliyordu.Üniversite eylemleri,baş kaldırışlar,emek cephesindeki örgütlenmeler ve ses getiren olaylar dikkatimizi çekiyor ama onlardan uzaktık.Fakat isimleri öne çıkan o yürekli gençler ben de taraf olma duygusunu geliştiriyordu.

Herhalde yenilik istemi beni o taraflara çekiyordu.Çünkü içinde yetiştiğim toplumun eski yöneticileri,topluma yön veren fetbazların çirkin pratikleri,zavallılara hükmeden zalimlerin tek başlarına ahkam kesmeleri ve en önemlisi dini kullanarak toplumu kendi ihtiyaçlarına cevap veren olarak görmeleri beni o özgürce konuşan insanlara yakınlaştırmıştı.Bunlara karşı saydığım takım rahat durur muydu ?Elbette hayır.Bu yürekli çocuklara akla hayale gelmeyen itici lakaplar taktılar ve toplumdan uzaklaştırılması gereken insanlar olarak göstermeye çalışıyorlardı.Bu hareketlilik çok sürmedi 71 darbesini yine Van da iken tekrar gördük.Yine büyük bir sessizlik ve memnuniyet vardı.Doğu Kültür Ocaklarına taraf olanları D.Bakır ağırlıklı tutukladılar.Diğer gençleri ise Ankara ağırlıklı diğer hapishanelere doldurdular.Çok üzülmüştük o gencecik insanlar istikballerinden oldular,gelecekleri karartıldı ve nihayet canlarından oldular.İstatistiki veriler yok elimde ama toplam sayıları 400-500 geçmedi.Bu kadar küçük bir insan topluluğuna o muazzam Ordu darbe yapmış ve ülke 'kurtarılmıştı.' Bu darbe sonrası da ufak tefek istenmeyişlere rağmen yine hiç kimse ses çıkaramamıştı.

Buda yavaş yavaş unutulmaya yüz tutarken darbe geleneğinde olanlar toplumda daha bir güvenli mevziler elde ettiler.Bu avantajlı durumu gören ve ülke yönetimine göz koyan yerel ve küresel güçler ortamdan hep yararlanma yoluna gittiler.Çünkü burada örgütlemek hem avantajlı,hem de dokunulmaz bir şeydi.Sol sosyalist bir düşünce ordu içinde barınamazdı.Tek imkan 'peygamber ocağı' denilen yerde islami bir yaklaşımla örgütlenmeyi gerektiriyordu.İşte 71 darbesinden sonra burada örgütlenmeler başladı ve rüşeym halinde iken ülke 12 Eylül darbesini yedi.

Bu darbeyi firar durumda iken Malazgirt'te küçücük bir evde karşıladım.Hepimiz şaşkın bir vaziyetteydik.Kıpırdanmalar,ciddi ciddi huzursuzluklar var ama o dönem hareketlerin önder kadrolarının denilir ki çoğu ülkeyi terk etme gibi bir çarasizliği seçtiler.Yine darbecilere karşı ciddi anlamda bir direniş ya da tepki olmadı ve istenmeye istenmeye kabullenme kendiliğinden geldi.Geniş halk yığınları ise zaten davul-zurna havasında bir memnuniyeti yaşıyordu.Yine darbeciler 'kurtarıcı',yine darbeciler 'haklı' ve yine darbeciler 'alkışlanması gerekenler' olarak kabul gördüler.Bu da yetmedi hazırladıkları yasaları toplumun onayına sundular ve başarılı da oldular.80 yasaları deline deline bu güne kadar böylece geldiler.

71 darbesinde cılız bir örgütlenme halinde olan dinci kadrolar 80 sonrasında artık iyice geliştiler ve siyasi iktidarları zorlayacak şekilde yerleştiler.Bunlar artık bir örgüt disiplini içinde hareket ediyor ve dönemin hemen hemen tüm liderleri ile haşır neşir oluşları bu rahatlıktan geldi.60 darbesine ana bahane gerici ve dinciler merkeze oturtulurken,71 darbesinde solcular ve kömünistler başı çekiyordu.80 darbesine nispeten gerici tehlikesi zayıflarken bahaneler arasına bu defa bölücü ve Kürtlerde oturdu.

Silahlı bir güce erişen bu dinci kadrolar 80 sonrasında kendilerinden uzak gibi duran Klasik ordu geleneğinde olan kadroları bertaraf etmeden hedeflerine ulaşamayacaklarını artık iyice kavramış olacaklar ki,okun hedefi bu defa bunlara yöneldi.Mevcut siyasi iktidar da bunlara alabildiğine avantajlar sağladı.Bu rahatlık içinde eski komutanların ve askerlerin bu eli kanlı örgüt tarafında yargılanmaları boşa bir hazırlık değil diye düşünüyorum.Bunlarla birlikte kendilerini kamufle etmek için Kürt siyasi kadrolarına yöneldiler.Çünkü Kürtlere karşı ne yapılırsa yapılsın aferin yiyen bir noktadır.Zaten Cumhurbaşkanının bunlarla alakalı "Allah,millet bizi afetsin.Çünkü aynı menzile doğru gittiğimizi zanettik ama yanıldık"derken bu gerçeği dile getiriyor.Şunu çok rahatlıkla belirtebiliriz ki bu zulüm kokan terör örgütü herkesin kodları ile oynamıştır.Halk yığınlarına bu kadar yayılması bundandır.Halkın eğitimsizliği burada kendini ciddi anlamda ele veriyor.

İşte bu kanlı ve zalim darbeyi Bolu'da karşıladım.Müthiş tedirgin oldum desem galiba abartılı olmaz.Çünkü geçmiş tüm darbeleri görmüş ve hiç bir doğru yanını görmemiştim.Çünkü darbe davetsiz işgalciler ve haramiler misalidir.Senin olmayan bir yetkinin zorla kullanılmasının adıdır darbe.Darbeciler korkak toplumların sofrasında ancak oturabilir.Onun için geçmişteki darbeler sürecinde Türkiye toplumu korkak bir topluluktu.Bu son darbeye karşı direnişleri bu korkularını kırdıkları ve destan 

Editör: TE Bilisim