HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, HDP’nin cumhurbaşkanı adayı çıkarıp çıkarmayacağı sorusuna yanıt verdi.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar bugün yaptığı açıklamada, HDP’nin Gemlik Yürüyüşü, AKP ve HDP arasındaki yeni bir çözüm süreci iddiaları ve HDP’nin cumhurbaşkanlığı seçiminde aday çıkarıp çıkarmayacağı hakkında konuştu.

T24‘ten Murat Sabuncu‘nun sorularını yanıtlayan Mithat Sancar, HDP’nin Gemlik Yürüyüşü hakkında “Bizim çok net bir talebimiz var. Tecrit hukuki değil. İkincisi olarak politik olarak doğru değil. Üçüncüsü de siyasi olarak ortamı bulanıklaştırma durumu ortaya çıkıyor. Biz Öcalan’ın görüşme hakkını gündeme taşımaya çalıştık” dedi.

‘O mektupta HDP’ye doğrudan bir çağrı yoktu’

AKP ve HDP’nin yeni bir çözüm süreci için anlaşacağı yönündeki iddialara yanıt veren Sancar, 2019 Yerel Seçimleri’nde Abdullah Öcalan’ın gönderdiği mektuba da değinerek, “2019 seçimlerinde gönderilen mektup ve açıklamalar doğru okunmadı. O mektupta HDP’ye doğrudan bir çağrı yok. Esasen o mektup ile birlikte avukatlarla gönderdiği mesaj HDP kendi kararını verir mesajıdır. Tartışmaların bu noktaya gelmesinde en çok fayda uman çevrenin iktidar olduğunu uyararak söylüyoruz. Bu tartışmaları bitirmenin basit bir yolu var. Herkes Öcalan’ın avukatları ile görüşmesini talep etsin.” dedi.

Mithat Sancar açıklamalarına şöyle devam etti:

HDP iktidara karşı en etkili mücadeleyi veren parti. HDP, siyasetini şeffaf yapıyor. Diğer muhalefet partilerine çağrısını da bir yıla yakın süre önce yaptı. Oradan cevap gelmedi. HDP bunu yapmıyormuş da herkes iktidara karşı mücadele etmiş de HDP’nin olağan şüpheli olması normal. Denklem buradan kurulunca bunun son derece sıkıntılı, yanlış, gerçeğe aykırı olduğunu niye görmüyorlar? 

Seçimler yaklaştığı için herkes Kürt sorununu konuşmaya başladı

Herkes Kürt sorunu konuşmaya başladı. Niye? Seçim yaklaşıyor diye. Sadece AKP değil. Diğer muhalefet partileri de. Neden Kürt sorunu bu kadar süre diğer partilerin gündeminde değilken; şimdi herkes bir şeyler söylemeye başladı? Büyük haksızlık ve yanlışlık yapılıyor. Kürtler sadece sayı ve seçmen olarak görülüyor.

AKP’nin seçim döneminde başka manevraları olabiliyor. Fakat muhalefetin de sanki Kürtler sadece seçmenmiş gibi bir hava yaratan yaklaşımı da bu kadar sorunludur.

Biz İYİ Parti hariç partilerle görüşen heyetlerimiz var. Bu görüşmeler pazarlık gibi değil. Bizim istediğimiz; seçim süreci başladı, o zaman bütün dünyada olağan olan görüşmeler dışında açık müzakare. Bizin neyi amaçladığımızı kamuoyu bilsin. Diğer partilerin hangi konularda nasıl öneriler yaptığını kamuoyu bilsin istiyoruz. Kapalı kapılar ardından yürüyecek bir süreç değil. Çok kritik bir seçime gidiyoruz.

HDP aday çıkaracak mı?

Yüzde 13’ün üstünde oy almış, anketlere göre daha fazla oy alması muhtemel olan bir parti ne yapsın? Ne isteniyor HDP’den? Gölgede kalın, desteğinizi verin, sonra Allah kerim mi diyorlar? 100 yıllık kısır döngünün parçası olmamızı talep etmenin etik olarak kabul edilebilir bir tarafı yok. İktidarın HDP’yi dışlama pozisyonuna onay veriyorsanız sizi anlarım.

Diğer partiler bizimle görüşmekten neden kaçıyorlar? Bu algının kendi üzerlerinde yaratabileceği etkilerden korktukları için. Peki hangi cesaretle bu ülkeyi değiştireceksiniz sorusunu sormak benim de halkın da hakkı.

‘Önerilerimiz karşılık bulmazsa aday çıkarırız’

Bizim önerilerimiz karşılık bulmazsa, Demokrasi İttifakı’nda yer alan bileşenlerle, yurttaşlarla görüşerek bir aday çıkarırız.

En az ikinci tura kalmayı hedefleyeceğiz. Herkes şu soruyu kendisine sormalı: HDP’nin adayı Erdoğan ile ikinci tura kalsa kime oy vereceksiniz? Bu soruya açık cevap verilmedikçe bize bu sorunun sorulması etik değil.

Biz oturmuş diğer muhalefet partilerinden gelecek cevabı bekliyor değiliz. Ama ortak aday kapısı her zaman açıktır.

Biz hiçbir parti ile isim konuşmuyoruz. Bizim sıraladığımız ilkeler, müzakere başlıkları var. İlla bizim programımız kabul edilsin diye bir dayatmamız yok. Bizim yaklaşımımız ortada. Bunlarla uyuşmayacak isimleri bana niye sorarsınız ki? Gerçekten ortak adayla uzlaşma konusunda istek varsa o zaman kendi içlerinde bu tartışmayı yürütsünler. Sonra bizimle paylaşırlar. Şu isimler var dediklerinde, açık ve doğrudan bu isimlerle ilgili fikirlerimizi o zaman söyleriz.

Yeni çözüm süreci

2013-2015 çözüm sürecinin yetersiz olduğu ortadadır. Yeni bir çözüm süreci başlatılacağı ihtimalini görmüyoruz.”

Editör: TE Bilisim