VanHaber - Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun, “Bir tek Kürdün aidiyet sorunu hissettiği Türkiye huzurlu olamaz” sözlerine tepki gösterdi ve, “Bir dönem bu ülkede başbakanlık yapan, iktidardayken faşizmi, baskıyı, şiddeti gündeminden eksik etmeyen, Şırnak’tan Hakkari’ye, Mardin’e birçok insanın katledilmesine göz yuman, o zaman başbakan olan; şimdi yeni parti kuranların Kürt sorununu çözmek için rapor hazırladıklarını, bu raporları gidip Kürt illerinde, Kürdistan’da açıklama gereği duyuyorlar. Katliamlara ortak olanlar, bu faşizmi uygulayanlar şimdi Kürt halkının oyunu nasıl alırım arayışına girdiler. Kusura bakmasılar Kürlerin oyu satılık değil. Kürtlerin karnı sizin yalan dolanlarınıza toktur” tepkisini gösterdi.

Buldan, 1 Haziran’da başlattıkları “Demokratik Mücadele Programı”nın 3’üncü aşaması kapsamında Bursa’da düzenlenen halk buluşmasına katıldı.Buldan, bu kadar saldırının olduğu ortamda ve pandemiye rağmen çok sayıda kişinin buluşmaya katılmasının büyük bedellerin, mücadelenin ve HDP’ye olan bağlılığın bir sonucu olduğunu söyledi.

Koronavirüsten dolayı yaşamını yitirenlere başsağlığı dileyen Buldan, Giresun’da yaşanan sel felaketinde de yaşamını yitirenlere başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diledi. Buldan, “9 insan yaşamını yitirdi ve halen kayıp olan insanlar var. Başta Giresun olmak üzere Karadeniz halkına geçmiş olsun diyoruz. Yaşananlar kader değil, iktidarın rantçı politikalarının sonucu olduğunu hepimiz biliyoruz. Çevreye düşmanlığın, doğaya düşmanlığın sonucu olduğunu biliyoruz. Bu iktidarın her alanda düşmanlığını gördük. Yaşanan aynı zamanda çevre ve doğa düşmanlığıdır. Bu, iktidarın Karadeniz halkına yaşattıklarının sonucudur” diye konuştu.

Bu yola kongreyle çıktıklarını hatırlatan Buldan, “Kongre sonrasında halk buluşmaları ve tematik buluşmalarla, açıkladığımız tutum belgemizle milyonlarca insanla bir araya geldik. Pandemi koşullarında, kısıtlı koşullarda, hastalığın yaygınlaşmasıyla birlikte ulaşabildiğimiz kadar insanla bir araya geldik. Türkiye’nin önemli meselelerini masaya yatırdık, çözüm yollarını konuştuk. Bu meselelerle halkımızla diyaloğa geçtik, önerilerini aldık. 1 Haziran’da İstanbul’da açıkladığımız tutum belgesi aslında tam anlamıyla Türkiye’nin yaşadığı krizlerin, sıkıntıların nasıl çözüleceğine dair bir yol gösteriyor. Bu deklarasyonda Türkiye’de yaşananları 9 ana başlık altında esas meseleleri bir bir kaleme aldık ve çözüm yollarını ortaya koyduk” ifadelerini kullandı.  

Türkiye’de yaşanan sorunların her kesim tarafından bilinmesine rağmen çözüme kavuşturulamadığına dikkati çeken Buldan, “Nedir bu meseleler? Türkiye’deki başta Anayasa meselesi, yani 12 Eylül’de yazılan bir anayasayla Türkiye’nin yönetiliyor olması, Türkiye’ye yapılan en büyük haksızlıklardan bir tanesidir. Türkiye toplumu artık yeni bir anayasa istiyor. Türkiye toplumu eski anayasayla yönetilmek istemiyor. Yürürlükte olan anayasa halkların bir arada yaşamasına, kimliklerin, inançların özgür bir şekilde kendini yaşamasına engeldir. Çoğulcu, özgün bütün kimliklerin inançların, kadınların gençlerin kendilerini güvende hissedeceği bir anayasaya acil ihtiyaç vardır” diye belirtti.

Ancak ülkeyi yönetenlerin halen eski anayasada direttiğini dile getiren Buldan, “Çünkü sadece onların işine yarıyor. Onlar da biliyor ki herkes, her halk, her inanç, her kültür kendisini güvende hissedecek ve Türkiye kendi zenginliği ve çoğulcu yapısıyla kendini güvende hissedecek. Bu iktidarın anlayışı özgürlüklere açık değil. Bu iktidar anlayışı farklı kültürleri ve zenginlikleri yaşatacak anlayışta değil” dedi.

Buldan, yaşanan sorunların temelinde Kürt sorununun çözümsüzlüğündeki ısrar olduğuna işaret ederek, “Türkiye’nin hatta dünyanın en önemli sorunlarından biridir. Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklanan krizin, kaosun yaşandığını biliyoruz. Kürt sorunu bu ülkenin en büyük sorunudur, çözüm yollu bellidir, çözümü vardır. Bu ülkeyi yönetenler hep aynı yöntemlerle, hep güvenlikçi politikalarla halkların dilini ve kimliğini inkarla, siyaset kanallarını daraltmakla çözmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.

Herkesi şimdi bir Kürt sorununu çözme sevdası tuttuğunu kaydeden HDP Eş Genel Başkanı Buldan, “Geçmişte çözmek isteyenler sadece kendileri çözüldü. Çünkü meselenin ana kaynağına bir türlü inmediler. Bu sorunun gerçek ismini bir türlü telaffuz etmediler. Kürt sorununu çözemedikleri için kendileri çözülüp gittiler. Tıpkı AKP gibi. AKP çözmediği ve çözemediği gibi son demlerini yaşıyor. İlk sandıkla birlikte tarihin çöp sepetine gidecek bir iktidarla karşı karşıyayız” diye konuştu.

Bazı partilerin Kürt sorununa ilişkin açıklamalarını hayretle izlediklerini dile getiren Buldan şunları söyledi:

“Bir dönem bu ülkede başbakanlık yapan, iktidardayken faşizmi, baskıyı, şiddeti gündeminden eksik etmeyen, Şırnak’tan Hakkari’ye, Mardin’e birçok insanın katledilmesine göz yuman, o zaman başbakan olan; şimdi yeni parti kuranların Kürt sorununu çözmek için rapor hazırladıklarını, bu raporları gidip Kürt illerinde, Kürdistan’da açıklama gereği duyuyorlar. Katliamlara ortak olanlar, bu faşizmi uygulayanlar şimdi Kürt halkının oyunu nasıl alırım arayışına girdiler. Kusura bakmasılar Kürlerin oyu satılık değil.

Kürtlerin karnı sizin yalan dolanlarınıza toktur. Yeri geldiğinde inkar edeceksin, yeri geldiğinde siyaseti var edeceksin, yeri geldiğinde siyasetçileri cezaevlerine göndereceksin, yeri geldiğinde kayyım atayacaksın, buna ses çıkarmayacaksın, bir halkın temsilcilerini cezaevlerinde rehine olarak tutacaksın, bundan hiçbir şekilde söz söylemeyeceksin, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, İdris Baluken, Sebahat Tuncel, Gülten Kışanak ve ismini sayamadığım onlarca arkadaşım cezaevindeyken tek ekilme etmeyeceksin, ülkeyi kayyımlarla yönetenlere tek kelime sözün olmayacak, ülkeyi tecrit ülkesi haline getirenlere hiçbir sözünüz olmayacak, sonra kalkıp Kürt sorunundan bahsedeceksiniz. Sonra gidip Kürt illerinde siyaseti başlatmanın yollarını arayacaksınız, bu yaşananlar itiraz etmeyeceksiniz. Böyle bir tutumu ne Kürtler ne Türkiye halkları kabul eder.” 

Editör: TE Bilisim