Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’un sunduğu Bi’ KARAR Ver programının konuğu Gelecek Partisi Genel Sekreteri Kani Torun oldu. Programda, Afganistan’daki Taliban rejimi ve Gelecek Partisi’nin Kürt sorunu hakkındaki politikaları konuşuldu. Dünya ülkelerinin Afganistan’a olan tutumlarına değinen Torun, “Ülkelerin kendi çıkarları için daha ılımlı mesajlar vermeleri mümkün. Rusya ve Çin’in açıklamalarını biraz korkuya bağlıyorum. O bölge Rusya ve Çin’in yumuşak karnıdır. Özbekistan ve Tacikistan Afganların transferlerinde ara ülke olarak kullanılacak. Bu durum biraz Rusya’nın gözünü korkuttu. Orta Asya Rusya’nın, Doğu Türkistan’da Çin’in yumuşak karnıdır. Amerika’da Taliban’la iyi ilişkiler geliştirecek. Dolayısıyla bu ülkelerin Taliban’la ilişkilerini geliştirmek istemeleri gayet doğaldır” diye ifade etti.

Torun, Taliban’ın ılımlı mesajları hakkında ise panik havasını yatıştırmaya çalıştıklarını söyleyerek şunları kaydetti:

“Temel iddialarından vazgeçtiği kanaatinde değilim. Gücü tamamen ellerine geçirdiklerinde ne olacağını bilmiyoruz. Ama şu anda ülkede bir istikrar yok. Pençşir’de direnişler başladı ve bu direnişi Hindistan açıktan destekliyor. Hindistan’ın desteklediği bir direnişi muhtemelen Rusya da destek olacaktır. Dolayısıyla Taliban şu an herkese yumuşak mesajlar vererek, ülkede kontrolü sağlama peşinde. Kontrol sağlandıktan sonra aynı yumuşaklıkla devam edeceklerinden emin değilim.”

Torun, İslam toplumların demokrasiye olan uzaklığının sebebinin Hilafet zihniyetinin, toplum benliğine işleyişinden kaynaklandığını söyledi.

Torun, “Hilafet zihniyeti, bu toplumların benliğine işlemiş bir zihniyet. Uzun süreli sultanlıklardan dolayı, bu sistem siyasi düşüncede büyük değişimler yaratmadı. Teori konusunda zayıf kaldı. Bugün yeni baştan bunu tartışabiliriz. Demokratik değerlerle temel İslami değerler arasında zıtlık olduğu kanaatinde değilim. Temel değerlerde bir sorun yok. Bunun toplumlara anlatılması gerek. Türkiye’de de bu demokratik tutumu yoldan çıkaranların da ideolojik değil, kişisel hırslarından kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Yani AK Parti iktidarının son 5-6 yılda büyük ölçüde diktatörlüğe doğru gitmesinin sebebi; tamamen kişisel hırstan kaynaklanıyor. İdeolojik alt yapısı olduğundan değil” dedi.

’28 ŞUBAT SİYASİ BİR DARBEDİR’

28 şubat davasında askerlerin tutuklanması hakkında ise örnek bir karar diyen Torun, “28 Şubat bir askeri darbe idi. Askeri darbe olmasının gerçeğini değiştirmez. Askerler postmodern bir darbe yaptılar. 1971’deki 12 Mart Muhtırası nasıl bir askeri darbeyse, 28 Şubat da askeri darbedir. Mahkemenin mahkum etmesinde bir yanlışlık yok. Temel olarak bu darbenin yapılması ve yapanları yargılanmaları önemliydi bence. Örnek oldu” diye konuştu.

‘KÜRT MESELESİNİN ÇÖZÜMÜ İÇİN YENİ BİR BARIŞ SÜRECİ GEREK’

Hakikat Komisyonu’nun önemine değinen Torun, ”Hakikat Komisyonu, Kürt sorunuyla ilgili bir helalleşme vesilesidir. Hakikat Komisyonu aslında; her şeyin ortaya döküldüğü işkenceci ile işkence görenin aynı yere çıkıp, en sonunda helalleştiği bir yer “dedi.

Temel hakların pazarlık konusu olamayacağını vurgulayan Torun, Gelecek Partisi’nin Kürt sorunuyla ilgili politikaları hakkında konuştu.

“Kürt meselesinin çözümü için yeni bir barış sürecinin başlaması gerekir. Meseleler şu an dondurulmuş vaziyette. Türkiye için bu sorun ayak bağıdır ve çözmek zorundadır. Anadilde pazarlık olmaz. Kürtlerin, anadil ve kültürel haklarının doğrudan verilmesi gerek. Temel haklar pazarlık konusu edilemez.”

Türkiye’nin Suriye politikasına da değinen Torun, o bölgedeki Kürt yapıların eninde sonunda anayasal sınırlar içinde, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik partneri olacağını vurguladı.

Mülteci sorununa ise Türkiye’nin, BM ile alınan kararların yeniden işletilmesinin sağlanması gerektiğine ve ülkelerine dönen mültecilerin, BM güvencesiyle gönül rahatlığı ile gitmeleri gerektiğini söyledi. KAYNAK gazetedavul

Editör: TE Bilisim