"Öz Türk olamayanların Türk vatanında bir tek hakkı vardır o da hizmetçi olmaktır. köle olmaktır"

(Mahmut Esat Bozkurt yani dönemin adalet bakanı)

"Bu ülkede Kürt yoktur. Kürdüm diyenin yüzüne tükürürüm"

(Cemal Gürsel dönemin generali)

Eeee peki sorarım size, Böylesi nefret duygusu ile ötekileştirdiğiniz biz Kürtler ne yaptı size ???

Siz yeni jenerasyon bilmiyor olabilirsiniz ama dedeleriniz babalarınız iyi bilir.

Siz yeni nesillere de ben anlatayım.

Kürtler ne yaptı biliyor musunuz?

Çerkezler, Rumlar, Arnavutlar Osmanlı sancağını yere atarken, Kürtler büyük Kürt kumandan Selahattini Eyubi'nün arkasına dizilip Kudüs'ü feth etti.

  1. Dünya savaşı yıllarında "Yemen'e gidilecek " denildi, Kürtler zerre dahi tereddüt etmeden ecdadınızın peşinize takıldı ve dönüşü olmayan bir yola çıktı.

Binlercesi geri dönmedi.

"Çanakkale cephesine çağrıldılar sırtı açık, yalınayak yola koyuldular.

Çoğu da ellerindeki kınası kurumayan damat Kürtlerdi ve o cepheler de can verdiler.

Kürtler ne yaptı biliyor musunuz ???

Anfartalar'da kahramanlar gibi çarpıştılar.

Gelibolu da kefensiz şehitler oldular.

Kürtler daha ne yaptı biliyor musunuz ?

Kürtler, bu cumhuriyetin kuruluşu uğruna destanlar yarattılar.

Peki, sonra ne oldu?

İngilizler gerisin geriye giderken, Fransızlar can havliyle kaçarken ve yunan denize dökülünce Cumhuriyet kuruldu.

Ama sonrasında…

Sonrasında Cumhuriyetin kurulmasıyla, Cumhuriyet iktidarının adalet bakanı Mehmet Esat Bozkurt ne dedi biliyor musunuz ?

"Öz Türk olamayanların Türk vatanında bir tek hakkı vardır o da hizmetçi olmaktır. köle olmaktır"

Evet ...evet ...aynen böyle dedi.

Kürtler yine de devlete sadakatten kusur etmedi.

"Tek Cumhuriyet ve farklı halklarız. Bir arada yaşayabiliriz " dediler.

Maalesef buna da tahammül etmediler.

Dersim, Zilan, Koçgiri ve sefo dersinde kan akıttılar.

Kürtlerin ana dilini yasakladılar.

Yıllar birbirini kovaladı ama Cumhuriyetin kuruluşundaki aslı unsurlar olan Kürtlere karşı hasmane tutum daha da derinleşti.

Kürde karşı kin ve nefret duygusu bu kez de 60 darbesinin generali

Cemal Gürsel tarafından dile getirildi.

Bu vatanda Kürt yoktur "Kürdüm" diyenin yüzüne tükürürüm " dedi.

Kürtler yine de "kardeşlik ve barış " ilkesinden ayrılmadı.

70’lı yılların başında Kıbrıs harekatı oldu, Kürtlerin evlerinin duvarları "Karaoğlan Ecevit " posterleri ile doldu.

Köydeki Kürt analar, çocuklarından esirgedikleri, yumurtayı, yoğurdu, tereyağını Türk askerine ikram etti.

Kız verdi kız aldı.

Komşu oldular.

Tavuklar birbirine karıştı.

Ama yine Kürdün adı "Kaçakçıya, hayine ' çıktı.

Eee peki bu Kürtler size ne yaptı!!!

Nerde kusur işledi!!!

Sonradan gelenler güzelim ülkenin nimetlerini yerlerken Kürtler uzaktan seyretti.

Yine de "Aslolan ülkenin selametidir " dediler.

Günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları kovaladı.

Veee bu günlere gelindi.

Dünü unutanlar ve unutturanlar bir kez daha Kürtlerin kapısını çaldı.

Birlik beraberlik mesajları gönderdiler.

"Gelin bize destek verin " dediler.

Balık hafızalı biz Kürtler yine koşa koşa gittik.

Daha doğrusu götürüldük.

Adeta seferberlik ruhuyla kendilerine destek sunduk.

Cumhuriyet tarihinin en uzun ömürlü ve en güçlü iktidarının kalelerini devirerek İstanbul, Ankara, İzmir vs büyükşehir belediye koltuklarına "kim ki kürdüm derse yüzüne tükürürüm " diyen zihniyetin adaylarını oturttuk.

Oysa onlar ki, çözüm sürecinde kendi menfaatleri uğruna "İktidar, Terörist Kürtlerle masaya oturdu " diyenlerdi.

Oysa ki onlar, Kürtler, Cumhuriyetin en uzun ömürlü ve en güçlü iktidarı ile akan kanı durdurmak üzere iken 'Lozan Projesini ' yeniden dillendirenlerdi..

Kürtlerin siyasi temsilcileri hapse girsin diye el kaldıranlardı...

Kayyumlar atanırken "bana dokunmayan yılan bin yaşasın " diyenlerdi..

Biz Vanlıların deyimiyle "Sen.. sen Allahan.. haksız mıyım?. Bir tek yalan ve xélaf var mı?

Fazla uzattım sözü. Farkındayım lâkin dert ve sitem elvan elvan.

Bir-kaç kelam daha edip sonlandıracağım.

Şimdi de kalkmış, Bir il başkanlarına siyaset yasağı geldi diye yine biz Kürtlere 'kardeşlik edebiyatı yapıyorlar. Kürtlerin ipine sarılıyorlar!

"Aman.. biz uçurumdan düşüyoruz bizi kurtarın.

Gün dünü yarını konuşma günü değil, bugüne sahip çıkalım " diyorlar.

"21 Mayıs da Yenikapı da bizimle olun" diyorlar.

"28 Mayıs’ta Van'a geleceğiz, bize sahip çıkın" diyorlar.

Valla kusura bakmayın ama bir Kürt olarak kendi adıma diyorum "evimden dışarı çıkarsam namerdim"

Çünkü size çok yaptık.

Bu uğurda büyük kayıplar verdik

Sizin entrikalarınız yüzünden büyük trenler kaçırdık.

Artık nikâhı bozma zamanı geldi sanırım.

Haydi, herkes işine de herkes kendi işine.

İşiniz gücünüz amel ve niyetinize göre rast gelsin!