AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.

Ömer Çelik'in konuşmasından satır başları şöyle:

"Bursa'da çöp evde bulunan çocuğun durumuyla ilgili olarak her açıdan yakından ilgileneceğimizi, sahipsiz kalmayacağını bilmenizi isterim.

ZAHO SALDIRISI: Kuzey Irak'taki saldırılar planlı provokasyondur. PKK'ya özgü bir planlı katliamdır. Geçmişte de gerçekleştirdiği bir eylemdir. Türkiye’nin, Suriye’nin kuzeyine operasyon yapacağı bir dönemde, Irak’ta böyle bir olayın meydana gelmesi ve hemen birilerinin Türkiye’yi suçlaması, açık ve net bir şekilde söylemek isterim ki planlı bir provokasyondur.

Biz geçmişte pek çok provokasyonla karşılaşmış bir ülkeyiz. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sivillere karşı herhangi bir eylemde bulunmamak için dünyanın en hassas ordusu olduğunun altını çizmek isterim. Hemen birilerinin Türkiye'yi suçlaması açık ve net ifade etmek isterim ki planlı bir provokasyondur ve Türkiye'nin hedef gösterilmesi son derece yanlıştır. Kardeş Irak halkını kendimizden ayırmayız. Kardeş Irak halkıyla bu saldırıyı gerçekleştirenlerin ortaya çıkarılması konusunda çalışılabilir. 

ASTANA ZİRVESİ: Astana Zirvesi'nin yaşatılması sürecindeki katkımız sürecektir. Siyasi çözümün Suriye'de açılması konusunda Türkiye çaba gösteriyor. Siyasi çözümün önünün tıkanmaması anayasal sürecin önünün açılması son derece önemlidir. Yapılan tüm kara propagandalara rağmen Türkiye Suriye'nin toprak bütünlüğünü desteklememektedir.

TAHIL KORİDORU: Tahıl koridoru meselesi Cumhurbaşkanımızın gösterdiği irade ve dirayetle güçlü bir şekilde çözülmüştür. Rusya ve Ukrayna taraflarının bir araya getirilmesi ve dünyanın önündeki tahıl krizinin çözülmesi önemlidir.

Tahıl krizinin öncesinde Astana zirvesi gerçekleşti. Astana Zirvesi'nin tahıl diplomasinin öncesinde gerçekleşmesi de gıda diplomasisinde bir ön çalışma olmasını sağladı.

CHP'NİN 'GASP SİYASETİ': Cumhurbaşkanımız üst üste birçok icraatını açıklıyor, CHP çıkıyor 'biz dedik de yaptınız' diyor. Bu trajikomik bir şey. Arkadaşlarımızın aylarca süren çalışmaların bazılarını duyuyorlar, tam çalışmamızın ortasında 'biz iktidara gelirsek şunu şunu yapacağız' diyorlar. Hükümetimiz o çalışmayı tamamlayıp da açıkladığı zaman, 'biz dedik de oldu' diyorlar. Nihayetinde bunu yapan bizim hükümetimizdir. Hizmet üretememe siyasetinden hizmet gasp etme siyasetine geçtiler. Arzu ederiz ki böyle gasp siyaseti yerine, hükümetin zaten yapacağı şeyleri 'biz söyledik de yaptılar' abrakadabra siyaseti yerine gerçekten bir vizyon ortaya koyabilsinler.

ERMENİSTAN: Ermenistan'la normalleşme süreci, Ermenistan tarafı sözünü tuttuğu sürece mümkündür. Normalleşmenin güçlenerek devam etmesi önemlidir. Doğrudan hava kargo taşımacılığı başlayacak.

YUNANİSTAN: Yunanistan yine yanlış bir adım attı. Türk azınlığa ait 4 okulu kapattı. Bu, insan hakları ihlalidir. Avrupa Birliği'nin buna müdahale etmesi gerekir. O çocukları eğitimden uzak tutmak yanlıştır. Bu asimilasyona dönük siyasettir. Yunanistan'ı bir kere daha Türk azınlığa dönük bu ayrımcı politikalara son vermeye davet ediyoruz.

ABD'DEN TAZİYE MESAJI: Vahim bir adım. CENTCOM eğer bir teröristle ilgili taziye mesjaı yayınlıyorsa vahim bir durumdur. Kınanması gerekir. Kim bu kuvvet; bizim NATO'daki müttefikimiz. Bu müttefikimiz terörist için taziye mesajı yayınlıyor. Ondan sonra nasıl konuşacaksanız terörle mücadele diye. Bu bir IŞİD'le mücadele amacı değil, Suriye'de yeni bir Afganistan'a çevirme faaliyetidir.

HAMANEY GÖRÜŞMESİ VE BAYRAK MESELESİ: İran'da Ayetullah Hamaney dini ve aynı zamanda siyasi bir makam. Cumhurbaşkanımız ne zaman İran'a gitse her iki ülkenin bayrakları orada bulunmaktadır. Hamaney'le görüşmede ise Hamaney'in cumhurbaşkanı olmaması nedeniyle farklı uygulama yapılıyor. Putin'le görüşmede de başka devlet başkanlarıyla görüşmelerde de İran dışında başka bir bayrak bulunmamaktadır. Anayasal olarak bizde olmayan bir makamın bulunması nedeniyledir.

Suriye'de etkili olan üç ülke Rusya, İran, Türkiye görüşüyorsa herhangi bir Avrupa ülkesinin mutluluk duyması gerekir. Bu Almanya'nın İran'da Rusya'yla bağlantısı yok mu? Alman Dışişleri Bakanı'nın sözleri son derece yanlıştır. Almanya adına konuşuyorsa da Alman çıkarları için de uygun değildir.

ÇEVRE AJANSI: O ajans Emine Erdoğan Hanımefendi'ye bağlı değil. Çevre Bakanlığı'na bağlı olarak çalışan mekanizmalar bunlar. Emine Hanım'ın yürüttüğü faaliyetlerin dünyadada yaygınlaşması gerektiğini söyleyen konuşmalar yapıyorlar ama maalesef Türkiye'de sürekli yalan haber ve propaganda üretiliyor. 

Editör: TE Bilisim