VanHaber - Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, son günlerde sınır hattında askerlerin açtığı ateş sonucu ölüm ve yaralanmaların yaşandığı Hakkari’de ziyaretlerde bulundu. İlk olarak Şemdinli’ye geçen Sancar, burada esnaf ziyareti gerçekleştirdi. Daha sonra partisinin ilçe örgütü önünde halka seslenen Sancar, Derecik ilçesinin sınır hattında yaşanan ölümlere değindi. 

5 YILDA 15 KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ Şemdinli’ye adalet talebiyle ziyaret gerçekleştirdiklerini belirten Sancar, “Daha 10 gün önce yenisini yaşadığımız sivillere karşı güvenlik güçlerinin ateş açmaları, yaralanmalar ve ölmeler. Yani adalet için buradayız. Cezasızlığa karşı sesimizi yükseltmek için buradayız. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, faili meçhul cinayetlerin olmadığını, işkencenin olmadığını söyledi. Sadece Hakkari’de son 5 yılda 3’ü çocuk 15 sivil, güvenlik güçlerinin ateşi sonucu hayatını kaybetti, 17 sivil de yaralandı. Bunlarla ilgili valilik açıklamaları hep aynı cümleleri içeriyor; ya ‘yanlışlık oldu’, ya ‘kaçakçıydı’ gibi bahaneler. Oysa bu insanları herkes tanıyor. Burada 10 gün önce yaşadığımız olay da zihnimizde canlıdır. İki genç Derecik’te koyunlarını otlatırken açılan ateş sonucu yaralandı. Bu yeni değil. Bu yaşananların gerisine gittiğimizde, karşımıza Roboski, onlarca faili meçhul, sivil ölümleri çıkıyor. Daha eskilere gittiğimizde 33 kurşun ortaya çıkıyor. Yani burada Kürde karşı hukukun işlemediği bir düzen kurulmuş. Hukuk burada işletilmiyor. Bu tür saldırılarda temel politika cezasızlık politikası olarak önümüze çıkıyor. Bu cezasızlık politikasının en ağırı Roboski’de yaşanıyor. Bu nedenle Roboski hala hafızalarımızda ve yüreğimizdedir” dedi. 

CEZASIZLIK POLİTİKASI  Sancar, şöyle devam etti: “Şuan üç bölgenin Kürtlerinin yaşadığı üçgendeyiz. Sınır dedikleri şey aslında akrabaları birbirlerinden ayıran yapay bir çizgidir. Buradan oraya gitmek, oradan buraya gelmek ve yanında birkaç şey getirmek kaçakçılık olarak oluyor. Bunun adı kaçakçılık olamaz. Basit bir ekmek kavgası ve basit bir geçim arayışıdır. Bütün bu hukuksuzlukların temelinde yatan asıl yara Kürt sorununda çözümsüzlük politikasıdır. Bu sorun devam ettikçe açık yara kanıyor, bu yara kangrenleşerek tüm ülkeye yayılıyor. Cezasızlık politikası sadece Kürde karşı işlemekle kalmıyor, iş cinayetlerine, kadın cinayetlerine uzanıyor. Bu yarayı saramazsak bütün ülkeyi kangren edecek bir duruma evrilir. Bu yara ancak Kürt sorununda demokratik çözüm, müzakere ve siyasetle çözülür. Eğer Kürt soruna demokratik siyasetle çözüm getirebilirsek, bu yarayı iyileştirmek için imkanlarımızı çoğaltırız, tüm ülkeye demokrasiyi, bölgeye barış politikalarını hakim kılarız. Halklar arasında eşitliğe dayalı kardeşliği kurarız. Bizim arayışımız, Kürt sorununa demokratik çözümdür, demokrasi, özgürlük ve tüm halklara eşitliktir.”

‘MAFYALAŞAN İKTİDAR’  Hukuksuzluklara karşı partisinin mücadele içerisinde olduğunu vurgulayan Sancar, “Karşımızda her gün biraz daha zorbalaşan ve mafyalaşan bir iktidar düzeni var. Bu iktidar düzeninin kaynakları arasında savaş lordlarının yarattığı kirli ekonomileri yer buluyor. Bu ekonomi, bu kara para savaş politikalarından biriktiriliyor ve büyük bir rant paylaşımına böylelikle alan açılıyor. İşte mafya düzeni de hukuksuzluk da baskı da zulüm de katliamlar da böylece bu döngüde meşrulaştırılabiliyor. Bizim burada karşısında mücadele ettiğimiz şey, savaş düzenidir, savaş düzeni üzerinde kurulan mafyatik ilişkiler, giderek daha da yayılan mafyavari düzen ve savaş politikalarının yarattığı büyük yolsuzluk, rant düzenidir” diye konuştu. 

BİRLİK VURGUSU  Baskı ve saldırılara karşı birlik vurgusunda bulunan Sancar, “Onur ile özgürlük arasında çok kuvvetli bir bağ var. Özgür olmayan bir insan, bir halk onurunu da koruyamaz. Onur ve özgürlük ile ekmek ve aş arasında bir bağ var. Eğer onurunuzu savunamıyorsanız, ekmeğinizi de aşınızı da kaybedersiniz. Ekmek ve özgürlük, onur ve aş hepsi demokrasi ve barışla birlikte sağlanacaktır. Biz de bunun takipçisiyiz ve halkımıza güvenimiz sonsuzdur. Biz bu mücadelede inancımızı koruduğumuz sürece, birliğimizi güçlendirdiğimiz sürece, yolumuza kararlılıkla devam ederiz. Bu ülkeye barış ve demokrasi, ekmek ve özgürlük Kürtlerin kararlı mücadelesidir. Bunlar, Kürtlerin diğer halklarla kurdukları güç birliği ile gelecektir. Kürtler arası birlik bizim vazgeçilmezimizdir, çok önemli ve çok hayatidir. Kürtlerle birlik bizim mücadelemizin hedefidir. Aynı zamanda bu ülkede bütün halklar ve eşit yaşam ortaklığı da bizim varlık sebebimizdir, mücadele hedefimizdir” ifadelerini kullandı.  

ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI  Demokrasi güçlerine ortak mücadele çağrısı yapan Sancar, şunları söyledi: “Tüm demokrasi güçlerine çağrımı yineliyorum; Bakın eğer bir olamazsak, birlikte mücadele edemezsek savaş politikalarına, rant düzenine, mafyatik iktidar düzenine birlikte karşı koyamazsak, bu ülkede yaralar büyür ve toplumu saran bir kangrene dönüşür. Biz mücadelemizi sürdüreceğiz. Bizim birikimimiz, dev bir miras ve inancımız var. Siz bizimle oldukça bizim başımız öne eğilmez, ayağımız tökezlemez, önümüz açık, yolumuz aydınlıktır.” Sancar, daha sonra 9 Kasım 2005’te bombalanan Umut Kitapevi’nin sahibi Seferi Yılmaz ve Pınar Yılmaz’ı ziyaret etti. Sancar, Şemdinli’deki ziyaretlerinin ardından Van’a geçti.  Mezopotamya Ajansı (MA)
r

Editör: TE Bilisim