VanHaber - Van Büyükşehir Belediyesi'ne atanan kayyum tarafından üç yıl önce işlerine son verilen 306 taşeron işçinin hukuk mücadelesi devam ediyor. Taşeron işçiler, mahkeme kararlarına rağmen işlerine iade edilmiyor.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Büyükşehir Belediyesi'ne 2016 yılında kayyum atandı. Belediyeye kayyum atanmasından sonra, 2018 yılında taşeron işçilerin kadroya geçiş sınavında 1706 işçi arasından 306 işçi başarısız sayılarak işten çıkarıldı. Kayyum tarafından işlerinden çıkarılan işçiler daha sonra hukuk mücadelesine başladı.

"Genç bir kadının hayallerini, umutlarını aldılar"

İşten çıkarılan işçilerden kimisi çığ altında kaldı, kimisi intihar etti, kimisi kalp krizi geçirdi. Yaşamaya tutunmaya çalışan diğer işçilerin bazıları da iş bulmak için göç etmek zorunda kaldı.

Bu göç eden işçilerden biri de Sozdar Akdağ, "Canımız çıkıyor, portakal bahçelerinde 12 saat çalışmak. Hele yaşlı babam ve annemi öyle görünce daha çok canım acıyor. Genç bir kadının hayallerini umutlarını aldılar. Kardeşlerimin, hepsinin umudu bendim ve gelip bir anda işimi elimden aldılar" diyor.

Bu hukuk mücadelesi veren işçilerden bir diğeri de, evli ve 2 çocuk babası Zafer Uyar. "Coğrafya kaderdir. Evet yaşadığımız coğrafya kaderimiz. Neden diye soracak olursanız bu yaşanan trajikomik olay, Türkiye'nin başka yerinde olsaydı iktidar yetkilileri deyim yerindeyse ortalığı ayağa kaldırırdı" diyerek duygularını dile getiriyor.

6 çocuk babası Mehmet Elbir de kayyum tarafından işten çıkarılan işçilerden biri. Elbir'in 4 çocuğu okul giderken, eşi de kronik hasta.

Mülakat usulsüz sayıldı

Mülakatta işçilerin başarısız sayılması üzerine, işçiler yeniden yargı yoluna gitti. Bunun üzerine Van İdare Mahkemesi, mülakatın usulsüz yapıldığına karar vererek, mülakatın tekrarlanması istedi. Mahkemenin kararından sonra işçiler, tekrar mülakata girdi. Van Büyükşehir Belediyesi tarafından 2018 yılında yapılan mülakatta giren 306 işçinin sınavı yeniden başarısız sayıldı.

İdare mahkemesi işçileri haklı buldu

Belediyesi tarafından 2018 yıllarında düzenlediği mülakatta da işçilerin başarısız sayılması üzerine, Erzurum Bölge İdare Mahkemesi işçilerin haklı olduğuna karar vererek sınavın yeniden yapılmasını istedi.

İşçiler 2019 yılında mahkeme kararıyla ikinci defa mülakata girdi. Bu mülakatta da işçiler yeniden başarısız sayıldı. Bunun üzerine üçüncü kez yargı yoluna gidildi.

Mahkemelerce aynı şekilde yürütmeyi durdurma kararı alınınca tekrar mülakat sınavı yapıldı. Ancak 7 Mart 2020 tarihinde yapılan üçüncü mülakat sınavında da 306 işçi yeniden başarısız sayıldı.

İşçiler dördüncü defa sınava girecek

Mahkeme ve Van Büyükşehir Belediyesi arasında mekik dokuyan işçiler, yeniden Erzurum Bölge İdare Mahkemesi'nin kapısını çaldı. İşçiler dördüncü defa mülakata girme hakkını kazandı. 

306 işçi ve aileleri yaklaşık 4 yıldır işlerine geri dönecek günü hayal ederek bekliyor.

Her kesimden işçilere destek

Yaklaşık 4 yıldır işlerine dönmek için hukuk mücadelesi veren işçilere, bölgede bulunan sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler destek veriyor.

HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç ve Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, taşeron işçilerin işten çıkarılmasına ilişkin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun cevaplaması için soru önergeleri verdi.

Bakan Soylu'nun açıklaması, işçileri umutlandırdı

Son dönemlerde yaşanan işçi eylemlerinde alınan olumlu sonuçlar, Van'da işlerine dönmeyi bekleyen işçiler için de umut ışı oldu. Tazminat mağduru Somalı madencilerin eylemleri sonucu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile yapılan toplantıdan çıkan olumlu sonuç, Van'daki işçileri de umutlandırdı. İşçiler, Somalı işçiler gibi kendilerinde mağdur edildiklerini belirterek, İçişleri Bakanının, 3 yıldır yaşanan adaletsizliğin ve mağduriyetin girilmesini istiyor.

İş bulmak için Mersin'e göç etti

Bu mağdur işlerden biri de Sozdar Akdağ. 2014 yılında Van Büyükşehir Belediyesi'nde işe alındığını belirten Sozdar Akdağ, taşeron işçilerin kadroya geçiş sınavı mülakatı sonrasında işten çıkarıldığını söyledi.

Van Büyükşehir Belediyesi'ndeki işinden çıkarıldığında sonra uzun süre işsiz kaldığını dile getiren Akdağ, iş bulmak amacıyla ailesiyle birlikte Mersin'e göç etmek zorunda kaldığını sözlerine ekliyor.

"Psikolojim bozuldu"

Ailesinden sadece kendisinin çalıştığını ifade eden Akdağ, şöyle konuştu:

"Bakmakla yükümlü olduğu bir ailem vardı. En büyüğü Abim, okuduğu için işten çıkarıldıktan sonra hemen çalışmaya başladım. Babamda yaşlı, annemde ev hanımı, diğer kardeşlerim ise zaten yaştalar. Van'da işten çıkarıldıktan sonra bir türlü iş bulamadım. Yaşı küçük bir kadın olarak aileme destek olmadığım için hastalandım ama her şeye rağmen ayakta durmam gerekiyordu en önemlisi. İşten çıkarıldıktan sonra psikolojik çöktüm diyebilirim. Çünkü nedensiz bir şekilde, haksız bir şekilde yıllardır emek sarf ettiğim işimde bir anda çıkarıldım. Bu da beni çok üzdü. Sadece ben değil, tüm ailem benimle beraber üzüldü."

"Hayallerimi ve umutlarımı aldırlar"

İş bulmak umuduyla ailesiyle birlikte Mersin'in Tarsus ilçesine göç ettiklerini söyleyen Akdağ, ailesiyle birlikte Tarsus'ta portakal bahçelerinde günlüğü 60 ile 70 TL arasında çalıştıklarını ifade ediyor

"Canımız çıkıyor portakal bahçelerinde 12 saat çalışmaktan. Hele yaşlı babam ve annemi öyle görünce daha çok canım acıyor. Genç bir kadının hayallerini umutlarını aldılar. Kardeşlerim, hepsinin umudu bendim ve gelip bir anda işimi elimden aldılar" diye Akdağ, duygularını şöyle dile getiriyor:

"Buranın yağmuru kötüdür ama buna rağmen her gün sabah saat 5'te uyanıp, bahçeye gitmek zorunda kalıyoruz. Neden ne için çıkarıldım bilmiyorum. Ben isimden gücümden biriydim. Asla kimseyi üzmez,  kırmazdım. Sabah saat 7 oldu mu, herkesten önce işime ben giderdim. Odaları temizler işimi yapardım. Bir gün bile izne ayrılmadım. Bir gün bile haksızlık yapmadım, sadece işime odaklandım karşılığı bu olmamalıydı."

"Lütfen bu eziyete son verin"

"Bir kadın olarak hükümete çağrım, işimizi geri verin en önemlisi yok etmeye çalışan hayallerimizi geri verin"  şeklinde çağrıda bulunan Akdağ, "3 yıl oldu ne gördünüz ne duydunuz sesimizi.  Biz sadece hakkımız olanı istiyoruz bizde bu memleketin çocuğuyuz. Ben artık ailemin, 12 yaşındaki kardeşimin sabah 5'te uyanıp portakal ağacına çıkmasını istemiyorum. Kardeşimin okulda olması gerekirken şu anda bahçede çalışıyor. Bu durumda olan sadece ben değil benim gibi bir sürü kadın arkadaş var. Biri ya da birileri duysun sesimizi. Defalarca mahkemeyi kazandık, kaç defa mülakata alındık. Soruları bildiğimiz halde sürekli ret veriyorlar. 440 kişiyle işten çıkarıldık bir haftamız dolmadan çıkarıldığımız maddeyle tekrar 134 kişiyi geri aldılar. Bizi neden geri almadınız. Lütfen, yıllardır bize ailelerimize verdiğiniz bu eziyete son verin" dedi.

"Hayattan bir beklentim kalmadı"

Evli ve 2 çocuk babası Zafer Uyar, 7 yıldır çalıştığı Van Büyükşehir Belediyesi'nde çıkarılan işçilerden sadece birisi.

Belediyede çalıştığı işe güvenerek evlendiğini dile getiren Uyar,  şimdi 2 çocuğuna dahi bakamayacak durumda olduğunu söyledi.

Belediye'de işten atıldıktan sonra uzun süre iş bulamadığını ifade eden Uyar, "Ne hayattan bir beklentim kalmıştı nede işsiz kalmayı becerebilecek bir psikolojim. Daha sonra günübirlik işlerde çalışmaya başladım. Tabi bu iş de uzun süreli olmadı. Kovid-19 salgını sebebi ile yeniden işsiz kaldım. Halen de iş bulmuş değilim. Zaten genelde Türkiye, özelde ise Van'da iş imkanları kısıtlı ekonomik sıkıntılar sebebi ile iş bulmak imkansız hale geldi" dedi.

"Çocuklarımızın geleceğini aldılar"

"Bizler 4 Aralık 2017 yasallaşan 696 Nolu KHK ile taşerondan kadroya geçmeye hak kazanan taşeron işçileriydik" diyen Uyar, konuşmasına şöyle devam etti:

"Yasa gereği yapılacak olan formalite usulü mülakat ile işten atılmadan kadroya alınıp işimize devam edecektik. Ama Türkiye'de sadece Van Büyükşehir Belediyesi'nden uygulanan kurum içi fişleme ile güvenlik soruşturmalarını geçmemize rağmen ve kurumun resmî internet sitesinde kadro almaya hak kazanmışlar yazısına rağmen 440 arkadaş işten atıldık. Fakat bir hafta sonra her hangi bir mahkeme kararı olmamasına rağmen bizimle çıkarılan 134 işçi işe geri alındı. Her hangi bir yasal dayanağı olmamasına rağmen yasa bizden yana olmasına rağmen yaptığımız itirazlar sonuçsuz kaldı ve yaptığımız itirazlar reddedildi. Tamamen kurum içi fişlemeye dayanarak çoluk çocuklarımızın geleceği ve yıllarca verdiğimiz emekler hiçe sayılarak işimizden edildik."

"Art niyet var"

Yaklaşık 32 aydır işsiz durumda olduğunu söyleyen Uyar, "İşten çıkarıldığımızda müracaat ettiğimiz hem yerel mahkeme olsun hem de bölge istinaf mahkemeleri olsun bizleri haklı bularak yapılan mülakatların usulsüz olduğu yönünde karar verdi. Van Büyükşehir belediyesinin yapmış olduğu bütün itirazlar reddedildi. Şimdi sizlere sormak isterim 306 insan üç ayrı mülakata girecekler ve üç ayrı mülakatta da 306 işçi birden hiç bir soruyu bilemeyip başarısız sayılacaklardır. Zaten bu gösteriyor ki art niyet besledikleri apaçık ortadadır. Öte yandan bizler sürekli mahkemeleri kazanıyoruz ve Van Büyükşehir Belediyesi de mahkemeleri kaybederek çok büyük yargı masrafları ödemeye mahkum oluyor" şeklinde konuştu.

"Coğrafya kaderdir"

"Coğrafya kaderdir. Evet yaşadığımız coğrafya kaderimiz. Neden diye soracak olursanız bu yaşanan trajikomik olay, Türkiye'nin başka yerinde olsaydı iktidar yetkilileri deyim yerindeyse ortalığı ayağa kaldırırdı" diyerek tepkisini dile getiren Uyar, şöyle konuştu:

"Zaten İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın İmamoğlu iki seçim arası alınan işçileri işten çıkarınca bırakın İstanbul'u Van'dan bile hem iktidar üyeleri hem de sendika ve STK'lar oraya kadar gidip o işçilere destek oldu. Oysaki bizde onlar gibi işçiydik, bu sebepten dolayı artık coğrafya kaderdir diyoruz. Çok kötü olaylar ile karşılaştık öncesinde Van'da yaşanan çığ felaketinde çığ çalışması için oraya gönüllü giden ve bizim ile çıkarılan mesai arkadaşımız Murat Kapağan çığ altında kalarak hayata veda etti. Daha sonra yaşadığı işsizlik ve karşılaştığı hacizler icralara dayanamayan ve aniden kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden iş arkadaşımız Hüsnü Timur'un ölümüne alışamamışken maddi sebeplerden dolayı yaşadığı huzursuzluklara dayanamayarak intihar eden arkadaşımız Mesut Babat'ın ölümü bizleri derinden etkiledi. Şuan birbirimize destek olmanın dışında kimse kendine zarar vermesin diye de sahip çıkıyoruz. Psikolojik ve duygusal olarak çok kötü durumdayız. Bir nevi ile dönüşümüz olsa dahi bu psikolojinin hemen düzeleceğinden emin değiliz, yitip giden çok şeylerimiz var."

'Hiçbir suçumuz yok'

Bu işte çalışmalarına engel teşkil olacak bir suçlarının olmadığına dikkat çeken Uyar, "Yetkililere söylemek istediğimiz aslında şudur: Bir saniye dahi olsa kendileriniz bizim yerimize koysunlar.  Öyle ki bir arkadaşımız şöyle demişti,  "artık bayramlarda çocuklarımdan utanıyorum" bir babayı çocuğundan utandıracak ne yapmış olabiliriz. Bizler haklıyız ve Meclis'in, yasaların bize vermiş olduğu hakkımızı istiyoruz. Unutmasınlar adalet bir gün herkese için gerekli olacaktır. Aslında yaşamış olduğum en kötü tecrübem ve asla psikolojimin kaldıramayacağı tek olay ikinci çocuğunun dünyaya geldiği gece olan 10 Nisan 2018 gecesi. Yayınlanan ve haberini bir arkadaştan aldığım işten çıkarılma listesinin haberini almış olmamdı. Bir yandan ikinci defa baba olma heyecanı ve hayallerim, öte yandan işten çıkarılmış ve artık işsiz olan bir baba duygusu. Hayallerimin suya düştüğü kabus dolu ve bitmeyen gecelerin başlangıcı. Artık benim için sabahlar ve geceler karışmıştı" diye konuştu.

"Mağduriyetimiz giderilsin"

6 çocuk babası Mehmet Elbir de kayyum tarafından işten çıkarılan işçilerden biri. Elbir'in 4 çocuğu okula giderken, eşi de kronik hasta. Yıllardır işsiz olduğunu dile getiren Elbir, inşaatlarda iş bulduğu zaman çalıştığını söyledi.

İşsizlikten dolayı birçok kişiye borçlandığını ifade eden Elbir, inşaatta kazandığı parayı da borçlulara vermek zorunda kaldığını söyledi. İşten çıkarılmasıyla birlikte hem kendisinin hem de ailesinin çok mağdur olduğunu vurgulan Elbir, bu mağduriyetin bir an önce giderilmesini istiyor.

Elbir devamında şunları söylüyor:

"Belediye'de çalışarak aileme bakıyordum.  6 çocuğum var, 4'ü okuyor. Diğer ikisi ise küçük. Eşim ise hasta. Ben bu işsiz halimle çocuklarımı nasıl okutacağım. Yılladır işsizim. Artık inşaatta iş bulmak bile imkansız. İnşaat çalıştığımız zaman bile paramızı doğru dürüst alamıyoruz. Müttehitler ya paramızı kesiyor yada aylar sonra veriyor. Burada kazandığımız paralarda borçlara gidiyor. Buradan İçişleri Bakanına, belediyeye sesleniyorum: Hakkımız olanı verin, bizi mağdur etmeyin."

"Müvekkillerim gerekçe gösterilmeden, başarısız, sayıldı"

Avukat Emrah Borazan, Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yapılan sözlü sınava ait sonuçlarda gerekçe belirtilmeksizin müvekkillerinin "başarısız" ilan edildiğini söyledi.

Müvekkilleri tarafından yapılan itirazın da reddedildiğini edile getiren Borazan, şöyle konuştu:

"Van Valiliği Sınav İtiraz Komisyonunun kararının iptali talebiyle Van Valiliği ve Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine iptal davaları açıldı. Van İdare Mahkemeleri tarafından verilen İptal Kararları neticesinde müvekkillerimiz Mart 2019 tarihinde kayyum yönetimindeki belediye tarafından mülakata alındı. 2019 yerel seçimlerinden bir sonraki gün yani halkın iradesi ile seçilen eş başkanların henüz göreve başlamamış iken "işçilerin başarısız" olduğu ilan edildi.  Bunun üzerine Erzurum Bölge İdare Mahkemesi tarafından verilen gerek yürütme durdurma kararları gerekse de Van İdare Mahkemeleri tarafından verilen Yürütme durdurma ve iptal kararları neticesinde müvekkillerimiz son olarak 07 Mart 2020 tarihinde tekrardan Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından mülakata alındı. Ne yazık ki 27 Mart 2020 tarihinde yapılan ilanla tüm emekçiler yeniden başarısız sayılarak elendiği duyuruldu."

'Emekçilerin var olan çalışma haklarının bu şekilde gasp edilmesi kabul edilemez'

İdarenin müvekkiller aleyhine vermiş olduğu ret kararlarına karşı üçüncü kez yürütme durdurma talepli iptal davaları açıldığını ifade eden Borazan, "Bu davalarda da idarenin yapmış oluğu işlemin hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile yürütme durdurma kararları alınmıştır. Tüm emekçilerin var olan çalışma haklarının bu şekilde gasp edilmesi kabul edilebilir değildir. İkisi idare mahkemelerince verilen kararlar neticesinde olmak üzere Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yapılan toplam üç mülakata tek bir işçinin dahi başarılı olamaması hayatın olağan akışına aykırı bir durumdur. Şu an müvekkillerimiz yapılacak dördüncü mülakatı beklemektedirler. Usul ve yasalara aykırı olarak gerçekleşen mülakatlar neticesinde idari denetimden ve objektif kriterlerden yoksun keyfi bir şekilde gerçekleştirilen mülakatların hukuken ve vicdanen izahatı mümkün değildir" diye konuştu.

"Tüm yasal başvuru yetkimizi kullanacağız"

Borazan, şöyle bitirdi:

"Yasa koyucu tarafından mülakat kriterlerinin açık bir şekilde belirtilmesine rağmen Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yapılan mülakatlarda; sınav soruları çalışanların iştigal ettiği konulardan seçilmemiştir, müvekkillere sorulan soruların cevaplarının nasıl puanlandırıldığı, emekçilerin performansının nasıl değerlendirildiği yargısal denetime elverişli hale getirilmemiştir, beden gücüne dayanan işlerde çalışanlara uygulamalı sınav yapılmamıştır. Mülakatlar içerik denetiminden yoksun bırakılmıştır. Sınav öncesinde hazırlanarak tutanağa bağlanmış soruların ve cevap anahtarlarının ve sınav sırasında, sorulan soru ve verilen yanıtlara hangi komisyon üyesince hangi notun takdir edildiğinin (düşük not verilmesi durumunda gerekçeleriyle) ortaya konulmasının gerekmekte iken bu yapılmamış ve sınava girenler hakkında kurul tarafından Değerlendirme Raporları oluşturulmamıştır. Sözlü sınavda verilen yanıtların, teknolojik olanaklardan yararlanılarak kayıt altına alınması suretiyle, objektif nitelikte incelenip denetiminin yapılmasına olanak tanınması, hukuk devleti ilkesinin hayata geçirilmesi açısından önemli olmasına rağmen Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yapılan mülakata ses ve görüntü kaydı alınmamıştır. Mülakat aşamasında adaylara fırsat tanınması kuralı ihlal edilmiştir. Üç mülakatta da aynı şeylerin tekrarlanması idarenin kötü niyetle hareket ettiğine karinedir. Bizler hak arama yolundaki mücadelemizden ödün vermeyecek, tüm yasal başvuru yetkimizi kullanacağız." The Independentturkish

Editör: TE Bilisim