TJA ve Van Tutuklu Hükümlü Aileleri İle Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER), 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekmek amacıyla Van Cezaevi Kampüsü yakınında kitlesel açıklama yaptı.

Açıklamaya, HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve HDP Van İl Eşbaşkanları, TJA aktivistleri ve tutuklu yakınları katıldı. Kampüs önünde açıklama yapılmasına izin vermeyen jandarma, basın mensuplarını ise çekim yapmaları halinde gözaltına almakla tehdit etti. Yapılan müzakere sonrası kitle cezaevine yakın bir noktada basın açıklaması gerçekleştirdi. Kürtçe ve Türkçe yazılı “Savaşa, şiddete, yoksulluğa karşı kadın özgürlük zamanı” pankartı açılan eylemde ortak basın metnini TUHAY-DER yöneticisi Edibe Babur okudu.

MÜCADELE ÇAĞRISI

Ardından konuşma yapan HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan, geleceği, bedeni ve özgürlüğü için mücadele eden ve düşüncesinden dolayı cezaevlerinde olan kadınlara yönelik şiddeti protesto etmek için yapacakları eylemin engellenmesine tepki gösterdi. Kadınların yaşamlarının karartılmasına ve sömürülmesine izin vermeyeceklerinin altını çizen Orhan, “Yaşamın her alanında yer almaya kendi yaşamımızı kurmaya, kendi irademizi savunmaya devam edeceğiz. Tüm kadınları mücadele etmeye çağırıyoruz” dedi.  

ŞİDDET CEZAEVLERİNDE DE DEVAM EDİYOR

Kentlerde yapılan eylemlerde okunan ortak basın metninde şu ifadeler yer aldı: "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nün sembolü olan Mirabal Kardeşler, daha özgür ve yaşanılabilir bir dünya İçin verdikleri mücadelenin bedelini canlarıyla ödemişlerdir. 1960 yılında Mirabal Kardeşler'in verdiği bu özgürlük mücadelesi bugün hala yaşamın her alanında devam etmektedir. Kadınlara dışarıda uygulanan psikolojik, ekonomik, fiziksel, cinsel şiddet cezaevlerinde de devam etmektedir. 

POLİTİK KADINLAR KRİMİNALİZE EDİLMEKTE

Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi'nde kalan Garibe Gezer'in maruz kaldığı insanlık dışı cinsel işkence erkek egemen aklın kendini yeniden inşa etme çabasının bir ürünüdür. Politik kadınlar çalışmalarından Ötürü tutuklanmakta ve çalışmaları kriminalize edilmekte ve hukuk dışı cezalar verilmektedir. TJA Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan, DTK Eşbaşkam Leyla Güven, HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak , Sebahat Tuncel ve hafızasını yitiren hasta tutsak Aysel Tuğluk gibi birçok politik kadın tutuklanmış ve on yıllarca hapis cezası verilmiştir, Türkiye cezaevlerindeki kadınlara dönük hak ihlalleri Covid-19 virüsünün ortaya çıkması ile pandemi bahane edilerek devam etmektedir. Cezaevlerinde kadınlara dönük çıplak arama uygulamaları, odaların kameralarla izlenmesi, keyfi disiplin cezaları verilmesi gibi birçok sorun artarak devam etmektedir.

  25 KASIM'DA TUTSAK KADINLARIN SESİ OLACAĞIZ

Cezaevlerinde yaşanan sorunlara kalıcı çözümler üretilememiş olup aksine son  dönemde bu ihlallerin artmasına neden olan İnfaz Kanunu kapsamında birçok kadın tutsak tahliye tarihleri gelmiş olmasına rağmen disiplin cezaları gibi bahaneler ile tahliye edilmemektedir. Tedavileri engellenen ve cezaevi koşullarında hastalıkları ile mücadele eden kadın hasta tutsaklar tahliye edilmelidir. Cezaevlerinde kadınlara yönelik gerçekleştirilen bu saldırıların sistematik bir akla hizmet ettiğini biliyoruz. Kadın tutsaklara dönük bu saldırılara ve baskılara karşı her koşulda kadın mücadelesini yürütmeye devam edeceğimizi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde de tüm tutsak kadınların sesi olacağımızı, aynı inanç ve kararlılıkla kadın özgürlüğünü haykırmayı sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.”

 

Editör: TE Bilisim