VanHaber - KESK Van Şubeler Platformundan yapılan açıklamada "Tüm dünyada ve maalesef ülkemizde kadınlara ve çocuklara yönelik erkek şiddeti devam etmektedir. Egemen eril anlayış ile beraber devletin, Kürtlere ve Kürtlerin yaşadığı coğrafyada vuku bulan bu tür olaylara kayıtsız kaldığı; bir anlamda tecavüzü ve failleri suçsuz bırakarak bu tarz suçların işlenmesine zemin oluşturduğu bilinmektedir. Nitekim bu coğrafyada failleri devlet personeli olan sayısız suç işlenmiş ve failler cezasız bırakılarak korunmuş mağdurlar ise olaydan adeta sorumlu tutularak cezalandırılmıştır.

Batman’ın Gercüş ilçesinde meydana gelen taciz ve sistematik tecavüz olayı medyaya yansımış ve kamuoyu haberdar olmuştur. Yaşanan olayda 14 yaşındaki bir çocuğa sistematik olarak tecavüz edildiği, iki defa gebe kaldığı ve düşük yaptırılarak gebeliğine son verildiği, üçüncü gebeliğinde ailenin durumu fark edip doktorların tespit etmesi ile beraber olay kamuoyuna yansımıştır. Yine medyaya yansıdığı kadarı ile içinde devletin kolluk kuvveti olan uzman çavuş, güvenlik korucusu ve polislerin de bulunduğu 27 kişinin bahsi geçen çocuğa tecavüz ettiği iddia edilmiştir.

Ülkemizde kadına ve çocuğa yönelik taciz ve tecavüzün suçsuz bırakıldığını çok iyi bilmekteyiz. Hele kolluk güçleri olayın içerisinde yer almış ise bu cezasızlık zırhı kendini iyice hissettirmekte, hatta faillere cesaret vermektedir. Zeynel Abarakov ve Musa Orhan örneklerinde olduğu gibi, yargı süreçleri sürüncemede bırakılmaktadır.

2016 yılından beri defalarca gündeme getirilen, çocukların istismarcıları ile evlenmeleri halinde cezasızlık getirmeye yönelik bu tip teşebbüsler dolaylı olarak çocuk istismarını meşrulaştırmaya hizmet edeceği açıktır. Yine geçtiğimiz günlerde İktidar mensubu bir milletvekilinin meclis kürsüsünden: “kamuoyunun bizden beklentisi olan genç yaşta evlilik yapanların sorunların bitirilmesi noktasında, bu konunun gündeme getirilerek çözülmesini talep etmektedir” demesi dikkat çekmiştir. Gerekçe olarak, kendisi ya da vasisinin rızası ile reşit olmayan kız çocukları ile evlenen kişilerin aldığı cezalardan kurtulmasını öne sürmüş ve beraberinde çocuk istismarı suç ve cezasından kurtulmak için nikâh altına almayı salık vermektedir. Böyle bir düzenleme ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere ve anayasanın 14. Ve 90. Maddelerine açıkça aykırılık teşkil etmektedir.

Türkiye’nin taraf olduğu, 2011 yılında yürürlüğe giren, Çocukların Cinsel Sömürü ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi gereği (Lanzarote Sözleşmesi) devletin sorumluluklarını önemle hatırlatırız. Bütün bu olaylar ve gerçekler bize İstanbul sözleşmesinin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha göstermektedir. Yasayı suçlamak yerine suçlulara gereken cezaların verilmesi gerekmektedir. Cezasızlık güvencesiyle özellikle güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen taciz, tecavüz ve işkence gibi insanlık dışı uygulamaların KESK olarak takipçisi olacağımızın tüm kamuoyu tarafından bilinmesini istiyoruz" denildi. 

Editör: TE Bilisim