Türkiye ve İran sınır kapısı olan, Vana yaklaşık 100 km uzaktaki Kapıköy-Razi sınır kapısı 17 Nisan 2011 yılında o dönemin Dış işleri bakanı Ahmet Davutoğlu’nun katılımıyla açıldı.

Kapıköy -Razi sınır kapısı açıldığında bütün Van halkı sevinçten havalara uçtu. Uçmakta da haklıydılar. Çünkü Van’da turizmi ve ticari alışveriş canlanacak birçok kişiye istihdam sağlanacaktı. O yıllarda gerçekten de Van’da turizm ve ticaret çok canlandığı zaman, Hakkari Yüksekova ve ilçeler kapının açılmasıyla ticari yönde büyük hareketlilik sağladı. Esnafın yüzü gülüyor ve yıllar sonra şans Van’a yeniden merhaba diyordu. Son yıllarda ortalama 500 bin İranlı Van’a geliyordu. Müthiş bir olaydı.

Biliyorsunuz Van‘da Tarım hayvancılık turizm ve sanayi yanlış politikalardan dolayı zaman içinde bitme noktasına indiği için elde kalan sadece Kapıköy kapısı umut oldu.

Fakat bu gün geldiğimiz nokta ise tek umut kapısının kapalı olması neticesinde esnaf, Maalesef batmak üzere.

Peki esnafımız İranlı turistlerin kıymetini bildiler mi? Tabi ki hayır.!

Van’daki esnafımızın da İranlıları kaçırmak için gösterdiği çaba ayrıca takdire şayandı. Hep su akacak sandılar. İranlı turistlere fahiş fiyatlar uygulamaları gereken manevi değeri vermemeleri onların yönlerini Erzurum ve İstanbul’a çevirmelerine sebep oldu. Bir  kaç yıl önce İranlıların yaşadığı problemleri görmezden gelmek  bu gün yaşanan sürecinde kısmi sebebidir.

  Bu olayın bir benzeri 1990 yılların başlarında İstanbul da, Laleli esnafının Rus valiz ticareti  yapan turistlere yaptıkları  yanlış politikalar neticesinde altın yumurtlayan tavuklarını ellerinden kaçırmalarına sebep olmuştu. Halk olarak yarınları değil bu günü düşünerek ticaret yapıyoruz. Bu da bizlere, neticesi ağır enkazlar bırakıyor. Esnaf olarak birazda siz kendinizi sorgulayın lütfen.

Gelelim asıl problemimize.

Van için ne zaman şahıslar sade bir vatandaş olarak bir şeyler dile getirse veya istekler belirtilse direk partiler kendilerini savunmaya geçiyor. Oysa onlardan ve partilerinden savunma isteyen yok. Halk tarafından bu olayı partileri temsil eden kişilerin çözüm noktasında harekete geçirme isteği mevcut. Her parti mensubu bunu yaptık şunu yaptık diye demeçler veriyor. Gayet tabi yapacaksınız. Çünkü siz seçilmiş kişilersiniz ve bizleri temsil ediyorsunuz. Süreç ve zaman o kadar hızlı işliyorlar ki talepler her konuda hızla artıyor. Biz halk olarak birçok vergi ödüyoruz. Elbette bu vergilerin ve kesintilerin bize dönüşü olmalıdır. Bu yaptıklarınız bize ödül değil. Genel ülkemizin ferahı ve geleceği için atılan adımlardır.

Yakın zamanda sosyal medyada başlatılan, Kapıköy sınır kapısının açılması doğrultusundaki bu isteklere sade bir vatandaş olarak şahsımda katıldı. Her zaman dayanışmadan yana olmam karşısında şahsımı terör sevici ve provokatör olarak lanse etmek hiç kimsenin hadi değildir.! Watsaap üzerinden organize şekilde örgütlenmeleri , ellerine verilen hazır paragrafın servis edilişi şahsımda etki yapmadığı gibi hem parti adına büyük kayıp olduğu, hem de Kapıköy sınır kapısının açılması konusunda hiç bir yararı da olmadığı kanaatindeyim. Gül geç mantığının hakim olduğu düşüncemde sadece şehirim adına derin üzüntü his ettiğim bilinsin isterim.

Van Maalesef partilerin ayakları altında ezilen bir şehir olmaktan öteye geçememektedir. Aynen fillerin çimleri ezdiği gibi. Oysa Van’da iki parti hüküm sürmektedir. Biliyorsunuz, bu partilerin içindeki birçok kişi dost ve ahbap. Hepsi bir birinin kahvesini içmiş, yemeğini yemiş veya cenazelerinde en ön safhada yer almışlardır. Bir kez de bu şehir için bir masada toplanıp ortak bildiri yayınlayıp meclise seçilen milletvekilleri ile birlikte önerge verebilirlerdi. Düşündükleri gerçekten Van olsaydı.!

Beceriksizliklerini halka mal etmekte partilerin değil şahısların ayıbıdır.

Oysa Edirne Kapıkule sınır kapısından Bulgaristan’dan günü birlik insanlar alışverişe geliyorsa, Edirneliler pandemiden çok etkilenmediğini söyleyebiliyorsa ve  İran’dan İstanbul’a uçaklar iniyorsa , pek tabii bütün pandemi önlemleri alınarak Kapıköy sınır kapısı da açılabilirdi. Pandeminin arkasına sığınarak kapılar açılmıyor demek sadece bir bahaneden öteye gitmemektedir.

Hata nerde biliyor musunuz?

Van’da birlik yok. Kavga etmekten ve birbirlerini harcamaktan vakit bulamıyorlar. Herkes haklı olma peşinde. Kimse kanayan yaraya parmak basmıyor veya basmak istemiyor. Dile getirilen her istek de Maalesef iktidar olan partinin savunması ve kişileri çamurlamasıyla son buluyor.  Bütün partili arkadaşları aklıselim olmaya ve problemi çözmeye davet ediyorum.

 Unutmayın ki Van halkı her gün ölü günleri bir kese kağıdına koyup çöpe atıyor.

Kalın sağlıcakla.

Bir kapı önündeyim;

Girsem suç, gitsem ayaz …

Cemil Meriç