Efsaneye göre, kuşların hayran olduğu ve bütün kuşların hükümdarı olan Simurg kuşu, Kafdağı’nın zirvesinde Yaşar ve herşeyi bilirmiş. Bütün kuşlar simurg’un bilgeliğine inanır, işler ters gittiğinde ise Simurg’un kendilerini kurtaracağını düşünüp onu beklerlermiş.
Fakat gariptir ki hiç bir kuş Simurg kuşunu daha önce görmemiş. Simurg hiç bir yerde görünmeyince diğer kuşlar da iyice umudunu kesmişler.
Ta ki kuşlardan biri uzak bir ülkede Simurg’un kanadından bir tüy bulduğunu iddia edene kadar.
Efsane ye göre Simurg ‘un varlığına inanan bütün kuşlar, Simurg ‘u bulmaya ve yolunda gitmeyen şeyler için ondan yardım istemeye karar vermişler. Ancak kafdağı’na ulaşmak İçin yedi dipsiz ve zor vadiyi geçmeleri gerekiyormuş. Bu yedi vadinin geçilmesi çok zormuş ki bir sürü kuş bu yolda Kaybolmuş.
Birinci vadi, kuşların istemeyeceği her şeyin olduğu ‘İstek Vadisi’ Kuşlar burada her şeyin sahibi olabilmenin büyüsüne kapılmış kaybolmuş.
İkinci Vadi, Kuşların gözlerinin sisle kaplandığı ve gördükleri şekilleri birer sülün veya kuğu sandıkları ’Aşk Vadisi’. Burada bir çok kuş, gördükleri sülünlerin ve kuğuların güzelliğine kapılmışlar ve bir sürü kayıp vermişler.
Üçüncü vadi, her şeyin gözlerine güzel göründüğü ‘Cehalet Vadisi’. Buradan geçerlerken bazı kuşları bir vurdumduymazlık almış. Bu kuşlar hiç şeyi önemsememeye başlamış , önemsemedikçe düşünmemiş , düşünmedikçe unutmuşlar. Uğruna yola çıktıkları Simurg’u bile unutmuşlar. Bu vadiden geçerken de epey bir kayıp vermişler.
Dördüncü Vadi, gittikleri yolun amaçsız ve anlamsız olduğunu düşündükleri ‘İnançsızlık Vadisi ‘. Bazı kuşlar burada Simurg ‘u bulamayacaklarını ve bu yolda boş yere öleceklerini düşünmeye başlamışlar. O kadar yolu boşuna gittiklerini düşünüp geri dönmüşler. Yine kayıp vermişler.
Beşinci Vadi, kendilerini yalnız hissettikleri ‘Yalnızlık Vadisi’. Bazı kuşlar ise tam bu vadiden geçerken kendilerini yalnız hissetmeye başlamış ve kendi başlarına haraket edip yollarını kaybetmişler. Kendileri için avlanmaya gidip büyük hayvanlara yem olmuşlar. Burada da kayıp vermişler .
Altıncı Vadi ’Simurg hakkında yayılan söylentilerin dolandığı ‘Dedikodu Vadisi’ymiş. Yolculuk esnasında en arkadaştaki kuştan en öndeki kuşa doğru bir dedikodu almış başını gitmiş. Simurg’un aslında olmadığını, yalnızca bir rivayetten ibaret olduğunu ve gitmelerinin anlamsız olduğunu düşünülmüşler, yollarından vazgeçip geri dönmüşler. Bu vadidedir epey bir sayıları eksikmiş ve kayıp vermişler.
Yedinci Vadi ise ‘Ben Vadisi’ymiş. Bu vadiye geldikleri sırada her kuş ayrı telden çalmaya başlamış. Biri diğerinin kanadını beğenmemiş, diğeri her şeyi bildiğini iddia etmeye başlayıp yanlış yolda gittiklerini söylemiş. Hepsi farklı bir şey söylemiş ve kendi söylediği şeylerin doğru olduğunu kabul ettirmeye ve lider olmaya çalışmış. Bu vadiyi geçene kadar bencillikleri yüzünden en öne geçmek için birbirlerini ezip durmuşlar. Burada kayıp vermişler.
Kayıp vere vere nihayet kafdağı’na varmışlar ancak geriye yalnız otuz kuş kalmış. Geçilmesi zor vadileri aşabilen otuz kuş yuvaya vardıklarında işin sırrını çözmüşler. Gittikleri yerde Simurg kuşu yokmuş. Peki gerçekten varmıydı böyle bir kuş ? Ya da boşuna mı çekmişlerdi onca eziyeti?
Peki gerçekten var mıydı böyle bir kuş?
Yada boşuna mı çekmişlerdi onca eziyeti?
Peki bir inat uğruna mı kurban gittiler?
Hayır Aradıkları Simurg kuşu kendileriymiş…. Farsçada ‘si’ otuz,’murg ‘ise kuş denekmiş. Yolculuğunun sonuna gelen bu otuz kuş aslında aradıkları şeyin ta kendisi olduğunu öğrenmiş.
Bu Hikaye, aslında tam olarak bizi anlatıyor. Başımıza bir şey geldiğinde bir başkası değil kendimizden aramalıyız, kendimizden bulmalıyız.