Açıklamada devamla şöyle denildi :
Bugün Türkiye halklarının 12 Eylül faşizmine karşı başlattığı 14 Temmuz direnişinin 33. yıldönümü. 14 Temmuz büyük ölüm orucu direnişiyle birlikte Kürdistan ve Türkiye’de halklar yeniden ayağa kalkmış, 12 Eylül faşizmine karşı yeni bir mücadele başlamıştır.
12 Eylül 1980 cuntası ile Kürdistan ve Türkiye’de halklara karşı bir şiddet saldırı başlatılmıştır. Sokak ortasında infazlar, toplu tutuklamalar, cezaevlerinde sistematik işkencelerle demokrasi güçleri imha edilmeye ve sindirilmeye çalışılmıştır. Yaklaşık 250 bin kişi tutuklanmış ve cezaevlerinde insanlık tarihinin en büyük işkencelerine maruz kalmıştır.
12 Eylül askeri darbesinin en büyük hedefi ise bu yöntemlerle Kürdistan’da gelişen mücadeleyi yok etmekti .Bunun merkezi olarak da Diyarbakır 5 no’lu zindanı seçildi. Ancak unuttukları bir şey vardı. Kürdistan ve Türkiye halklarının boyun eğmeyen ve koşullar ne olursa olsun faşizme karşı mücadele etmeyi yaşamının merkezine koymuş olan devrimciler Mehmet Hayri Durmuş, Kemal Pir, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek olmak üzere yüzlerce zindan direnişçisi başlattıkları 14 Temmuz ölüm orucu direnişiyle cuntacıların oluşturmaya çalıştığı faşist sistemin temellerini yıktılar. Onlar büyük bir cesaret ve fedakarlık göstererek Kürdistan ve Türkiye halklarının 12 Eylül faşist darbesiyle yok olmaya yüz tutan umutlarını yeniden ayağa kaldırdılar. Onların başlattığı bu direniş 33 yıldır tüm katliamlara rağmen kesintisiz olarak devam ediyor ve halklarımız özgürlüğe doğru yürüyor. 14 Temmuz direnişi tarihin en büyük direniş çağrısıdır.
Bu çerçevede başta 14 Temmuz ölüm orucu direnişinin büyük şehitleri Mehmet Hayri Durmuş, Kemal Pir, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek olmak üzere, onlar şahsında tüm zindan direniş şehitlerini, yine tüm Özgürlük mücadelesi şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz. Bir kez daha onların anısına bağlı kalacağımızı ve onların uğruna canlarını feda ettikleri özgürlük mücadelesini mutlaka zafere ulaştıracağımızın sözünü veriyoruz.