Yıllardır Doğu Anadolu’da aşamadığımız en büyük sorunun eğitim olduğunu görüyoruz.

Öyle kokuşmuş bir sistem söz konusu ki maalesef çözemiyoruz.

Herkes okul anılarını anlatırken bizler okulumuzda tuvalet olmadığını laboratuarlarla yıllar sonra tanıştığımızı, soğuk duvarlı okullarda eğitim gördüğümüzü, alfabenin haricinde aslında çokta bir şeyler öğrenmediğimizi anlatamadık. Çünkü her dönem olduğu gibi şimdiki dönemde de her şey mükemmel gösteriliyordu. İçimizde derin mahcubiyetler yaşatılırken çoktan batıdaki çocuk beyaz kanatlarla uçmayı öğrenmişti. Oysa bizler henüz kanat çırpacak yılların çok uzak olduğunu biliyorduk.

Maalesef ki 1900 yüzlü yıllarda eğitim nasılsa 2000 binli yıllarda da eğitimdeki kokuşmuşluk sürüyor.

Batıdaki çocuğun almış ve görmüş olduğu eğitimle doğudaki çocuğumuzun almış ve görmüş olduğu eğitim arasında maalesef ki dağlar kadar fark var. Eşitsizlik ve adaletsizlik buram buram kokuyor. Bu kadar mı değersiz çocuklarımız.

Doğuda bir çocuk başarı gösterirken bu bizim buruk sevincimiz oluyor.

Peki nedir doğudaki eğitimin bu kadar kötü olmasının sebepleri?

Doğudaki eğitimin bu kadar kötü olmasının ana sebeplerinin maddeler halinde sıralayabiliriz.

1)Henüz yeni mezun olan öğretmenleri doğuya mecburi şark görevine göndermeleri. Doğu sanki sürgün ve staj yeri.! Oysa bu öğretmenlerin yeterli derecede alt yapılarının olmaması, bilgi beceri ve tecrübe sahibi olmamaları.Mevcut bilgilerle emekli olmayı düşünmeleri, bulundukları ortama adapte olmamaları, sadece deneyimsizlik ve tecrübesizliklerini  görevde oldukları sürede tanımlamaları, öğretmenliği sadece görev olarak görmeleri, çocuklarımızın ruhsal gelişiminde etkilerinin hiç olmaması.

Bir iki sene içinde de bulundukları okulu terk ederek çocuklarımızın eğitiminin yarım bırakılmaları. Yeniden çocuklarımızın psikolojik çöküntüye doğru itilmesine sebep olmaları.. Öğretmen dediğiniz idealist olmalı. Her bir çocuğun geleceğine ciddi damga vurmalı.

Tabi ki eğitimdeki sorun sadece öğretmenle bitmiyor.

2) Okulların içler acısı durumları. Bazı okullarda bir derslikte bir kaç sınıfın aynı anda eğitim alması. Mesela Norduz bölgesinde taşnacak köyünde konteyner okulunda tek derslik sınıfta alınan eğitim gibi. Okullarda çocuklarımızın bilgi ve gelişimini sağlayacak ( laboratuvar, kütüphane, spor salonu, bilgisayar) gibi imkanların olmaması. Derslerin etütler ve kurslarla desteklenmemesi. Boyasız soğuk duvarlar arasında eğitim görmeleri. Ruhsal ve bedensel hep üşümeleri. Daha ne olsun?

Gittiğimiz bazı okullarda kaloriferlerin çalışmaması. Çocuklarımızın çoğunun üşüttükleri için hastalanmaları olmayan eğitimlerine ara vermeleri. Devamsızlığın normal karşılanması. Okul ve aile arasındaki iletişimsizliğin son derece kopuk olması. Bazı okullarımızda dersliklerin az olmasından dolayı maalesef fazlaca öğrenci birikiminin sınıflarda olması. Bu yığılmalardan dolayı eğitim düzeyinin oldukça kalitesiz ve anlaşılır olmamasına sebebiyet vermek. Temizlik ve hijyene hiç önem verilmemesi. Tuvaletlerin kullanılamaz durumda olması. Müfredat kitapları hariç ulaşabilecekleri bilgi enstrümanlarının olmayışı.

3) Bütün bunların üstünde en önemli sebeplerden biride, ailelerin çocuklarına ilgisiz ve kayıtsız kalması.

Bundan dolaylıda doğuda çocuklarımız, çocuk yaşta evlendiriliyor ve çocuk işçi sayısında hızla artışı görülüyor. Fakat aileleri de suçlayamıyorum ki, çünkü ailelere zamanında eğitim sunulmamışsa onlardan yaşamadıkları bir tadı beklemekte haksızlık olur. Atalarından ne duymuş ve yaşamışlarsa aynısını çocuklarına uyguluyorlar.

Şimdi bu saydıklarımızdan sonra insan düşünmeden edemiyor. Sizce bu çocuklarımız bu şartlarda nasıl okumalı ve bu çocuklarımızdan nasıl bir başarı bekleyebiliriz? Bu şartlarda ben buna cevap veremezken emin olun bu şartlarda okuyan çocuklarımızda asla okumak için adaptasyon sağlayamayacaklardır. Ve Doğu Anadolu eğitimde hep 70.'nci sıralarda kalacaktır. Türkiye genelindeki Sınavlardaki başarı oranı adaletsizliği çok net ortaya koymaktadır.

4) Belki en büyük sorunlardan birinde çocuklarımızın psikolojisini irdelememek. Öğretmenlerin öğrenci kayırması. Çocuklar arasındaki eşitsizliğin ve dengenin bozulmasına sebep olmaları. Küçücük beyinlerde içe kapanmalar ve kendini önemsememe duygusunun yaşanmasına sebep olmaktadır.Bu duygu inişi çocuğumuzun gelecek hayatına eksi olarak yansıyacaktır.

Bütün bu eksiklerden sonra Doğu Anadolu eğitimde itilmiş önemsiz ve değersizleştirilmiş olarak karşımıza çıkmaktadır.Kenar okul olmaktan yorgun ve bitkin düşmüştür.

Batıda başarı oranı çok yükselirken doğunun eğitimde aciz ve çözümsüz bırakılmasını anlamış değilim.

Artık zamanda geç kalmadık mı? Doğu yüzünü batıya çevirse eğitimde eşitlik sağlansa sürgün yeri olmaktan çıkarılsa ve okuma şartları iyileştirilirse çocuklarımız ancak hak ettikleri noktalara gelebilirler.

En sevdiğim ata sözüyle size veda ederken unutmamak gerekir ki çocuklarımız geleceğimizdir.

Çin atasözü şöyle der;

Bir yıl sonrasını düşünüyorsan pirinç ek

On yıl sonrasını düşünüyorsan meyve fidanı dik

Yüz yıl sonrasını düşünüyorsan insan eğit....

XGÜNDEM Dergisi 21: Sayısında Yayınlanan Yazısı...