Seçim çalışmaları çerçevesinden ziyaretlerine devam eden Kaya, dünyada birçok devlette sorunların olduğunu ve bu sorunların demokrasi çerçevesinde çözüldüğünü hatırlatarak, “ETA ve IRA örnekleri ortadadır. Tabi ki bu örnekler bire bir bize uymayabilir. Ne de olsa her coğrafyanın, her ülkenin kendine özgü özellikleri vardır ve bu meseleler o ülkenin kendine has özellikleri göz önüne alınarak çözülür” dedi. Türkiye’de yaşayan insanların barış ve demokrasiyi hak ettiğine vurgu yapan Kaya, “Dolayısıyla barış süreci, üzerine titrediğimiz bir olgu olmalıdır. Bunun için herkesin dilini yumuşatması gereklidir. Özellikle siyaset dilinin iyice yumuşaması gerek. Birbirimizi tehdit ederek, birbirimize ayar vererek bu işin içinden çıkamayız. Çünkü, fizikteki etki-tepki aynı şeklide toplumsal olaylarda da geçerlidir. Tehdit; tehdidi, şiddet; şiddeti çağrıştırır, silah da silahı davet eder. Bunun için önce bu konunun muhattabı olan herkesin konuya yumuşak bir siyaset diliyle yaklaşması gerekmektedir. Ancak bu şeklide bu coğrafyada yaşayan Türkleri ve Kürtleri bir arada, kardeşçe, eşit vatandaşlık ilkeleri doğrultusunda yaşatabiliriz. Barış diyoruz her gün birbirimizi tehdit ediyoruz. Demokrasi diyoruz, demokrasinin olmazsa olmazı olan özgür düşünceyi ayaklar altına alıyoruz. Barışa bilmemiz için önce birbirimizi sevmek ve saymak zorundayız. Milliyetçilik, mezhepçilik, etnik yapı gibi insanları ayrıştıran oluşumlardan hızla uzaklaşmalıyız. Daha birleştirici, yakınlaştırıcı olmalıyız. Etrafımızdaki ateş çemberini görüyoruz. Bu ülkenin o çemberin dışında kalması lazım. O ateş çemberinin içine girmek, bu ülkenin Kürt’lerine de Türk’lerine de bir yarar sağlamaz. Bunun için herkesin üzerine düşeni yapması lazım” şeklinde konuştu.