Opr. Dr, Ruhat Karakuş 


Eskiden kısırlığın nedeni olarak direk kadın sorumlu görülür ve kısırlık sadece kadına atfedilirdi. Bunun böyle olmadığı çağımızda artık herkes tarafından biliniyor ve kabul görüyor. Doğru olan şu ki kısırlığın sebebi olarak erkekten kaynaklı nedenler yüzde 40, kadından kaynaklanan nedenler yüzde 40 ve nedeni bilinmeyen kısırlık oranı ise yüzde 20'dir.

Günümüzde herkesin ortak olarak düşündüğü ve dile getirdiği ortak görüş "eskiden bu kadar kısırlık problemi yoktu" seklindedir. Bende bu kanıdayım, günümüzdeki sosyoekonomik durumun meydana getirdiği maddi ve sosyal nedenler ya da eğitim süresinin uzaması gibi durumlar evlilikleri ileri yaşa erteliyor, ya da evlendikten sonra çocuk sahibi olma arzusu sonraki yıllara erteliyor. Bu ve buna bağlı nedenlerden dolayı çiftler genellikle 30'lu yaşlardan sonra çocuk sahibi olmak istiyorlar. Ancak maalesef ki kadın yumurtalık fizyolojisinin en büyük sorunu ileri yaştır, yani zaman kadınlara üreme becerisi açısından hiç de hoş görülü değil.

Kadınların en ideal çocuk sahibi olabilme yas aralığı 24-29 yaş aralığıdır, bu yas aralığından sonra Yumurtalık rezervinin azalmasından dolayı kısırlık problemiyle karşılaşma riski artıyor. Hele ki günümüzde farkında olmadan yediğimiz, içtiğimiz, soluduğumuz şeylerden adeta zehirlenirken birde gebelik isteğinin ileri yaşlara kalması toplumda kısırlığı arttırıyor. Şöyle ki hayatımızda ne kadar plastik varsa, ne kadar, hormonlu, gıda varsa ve ne kadar kirli ve ağır metalle hava varsa bütün sistem hasatlıklarında olduğu gibi üreme sistemi hastalıkları içinde o kadar risk altındayız. Plastik bunların en sık ve zararlı atıklarındandır, söyle bir düşünürsek, içtiğimiz ister pet ister damacana olsun su, kola, meyve suyu gibi içeceklerin hepsi plastik şişelerde. Korona virüs tedbirleri için kimi zaman en az 8 saat boyunca taktığımız maskelerle de mikro plastikler soluyoruz ciğerlerimize, kim bilir bunun zararlı etkilerini belki yıllar sonra göreceğiz. Hormonlu etler özellikle tavuk etleri adeta zehir saçıyor, çocukların erken ergenliğe girmesine kadar birçok hastalığa yol açabilmektedir. Bütün bahsettiklerimden dolayı günümüzde kısırlık maalesef ki arttı. Tabi bu duruma paralel olarak bilim ve teknolojide infertilite alanında ilerledi ve çocuk sahibi olamayan çiftlerin mutlu sona ulaşmaları için teknolojilerini geliştirdi. Ancak tüp bebek teknolojisi gelişti diye herkese tüp bebek yapamayız. Bunun için doğru hastayı seçmek zorundayız .

Tüp bebekten önce yapmamız gereken bazı tedaviler vardır. Mesela kadın yumurtasını geliştirip erkek spermlerini özel kanulle rahim içine enjekte ettiğimiz aşılama yöntemi bunlardan biridir.

 Son yıllarda mikroçiple aşılama yöntemi bahsettiğimiz gibi infertil çiftler için teknolojinin yeni geliştirdiği bir üründür. Burda mantık erkek spermi hücresini cip dediğimiz cihazın içine enjekte ediyoruz ve cihazın içindeki özel membran kaliteli spermi ayırması ve ayrılan spermin özel pipetle alınıp rahim içine uygulamamız esasına dayanmaktadır. Bu hem çok etkili hem de çok basit bir süreçtir. Türkiye de ve Van da bu tekniği yeni uygulamaya geçirmiş bulunmaktayız ve çok güzel sonuçları henüz çok yeni olmasına rağmen almaktayız. . Peki genel olarak tüp bebeği hangi hastalara yapmaktayız ; kadında yumurtalık rezervi yaşına göre azsa ve kaliteli yumurtalık gelişimi normal yollarla sağlanamıyorsa, yine kadının her iki tüpünde de tıkanıklık varsa, erkeğin ise sperm sayısı ileri derecede azsa yada her iki eşte de  sorun yok ve aşılama denenmesine rağmen rağmen çocuk sahibi olunamıyorsa tüp bebek yapmaktayız..

Peki tüp bebek yöntemi bebek sahibi olmak için kesin bir yöntem midir?

 Maalesef ki değildir, çünkü tüp bebeğin dünya üzerindeki basari ortalaması yüzde 30-40 arasındadır. Ancak yeni teknik ve laboratuvar teknolojilerinin gelişmesi bu yüzeyi ileriye doğru taşımaya başlamıştır. Peki ilk denemede başarısız olunursa ne yapmalı tabiki sakin olmalı ve her şey gözden geçirilip bir yerde hata varsa tedavi için o hata dikkate alınmalı ve sabırlı olunmalıdır.

Stress başarısız tüp bebek tedavisinin en büyük nedenlerden biridir. Oyüzden özel hayatla ilgili bir stresin olmadığı dönemde ve özellikle mümkünse yaz aylarında tüp bebek tedavisi yapmayı öneriyoruz. Eslerin birbirine olan desteği çok önemlidir. Çünkü tüp bebek tedavisi maddi olarak ve beklenti büyük olduğu için manevi olarak da çok yıpratıcı bir süreçtir. Ciftin doktoru ile iyi bir iletişimde olması yapılan bütün tedavilerin cifte anlatılması ve çiftinde aklında bir soru varsa bunu doktoru ile paylaşması bu kaygıyı büyük miktarda azaltmaktadır o yüzden iletişim bu süreçte olmazsa olmazdır.

 Bu sayede hastanın kendine de güveni gelmekte ve pozitif motive olmakta ve buda tüp bebek başarısını çok etkilemektedir. Günümüzde bir çok özel tüp bebek merkezi bulunmakta ve hastanın tercih sayısı çok fazla olmaktadır. Bu aslında rekabeti arttırdığı için olumlu ancak çok fazla Merkez olması ve internette çok fazla kirli bilgi olması kafa karışıklığına yol açmaktadır. Bu yüzden İnternetten ziyade güvendiğiniz hekimin tavsiyeleri daha önemlidir. Herkese Çocuk sesleriyle şenlenen mutlu yarınlar diliyorum.

Editör: TE Bilisim