Konuk Yazar Mahmut Moran Yazdı...
Özellikle son dönemi göz önüne getirdiğimizde trajik-trajikomik durumlarla karşılaşıyoruz.
Son yerel seçimlerde Tuşba Belediyesi’ni binlerce oy farkla kazanmasına rağmen bu ilçenin belediyesi iktidar eliyle HDP’den alınıp, kendi adayları olan ve Tuşba’da adeta hezimete uğrayan Salih Akman’a verildi. Peki Salih Bey şu an ne ile meşgul? Hemen söylüyorum; Onca sorun ve sıkıntı içerisinde tek dert buymuş gibi, Urartulara başkentlik yapmış olan Van’ın eski ismi Tuşba’yı değiştirmekle meşgul. Akla ister istemezşu soru geliyor: Demek bunların Urartular’la da bir sorunu var. Yoksa M. Ö. 900 yılından günümüze kadar gelmiş Tuşba ismini neden değiştirmek istesinler ki..? Tam bu soruyu soracağımız esnada yine yakın dönemihatırlayıveriyoruz: Binlerce köy kasaba ismini değiştiren bir gelenek vardı bu topraklarda. Değil mi ama?
Devam edelim
Buyrun hep birlikte inelim Van'ın kalbi olan Cumhuriyet’e. Caddelerin sokakların haline bir bakalım. Herkesin iğrenerek baktığı ama pek az kimsenin dile getirebildiği bu durumu bir kısım basın ve STK adeta Doğu’nun Paris’i diye ballandıra ballandıraanlatıyor. Doğu’nun Paris’i olmadığını yine hepimiz biliyoruz. Şu an Van şehrimizin tekcoğrafik gerçekliği Paris’in Doğu’sunda olduğudur. Yani öyle buranın şurası diye kendi insanlarınızı yemeyi bırakın. Artık kimse de yemiyor zaten.
Efendim kaldırımlardan yürümek ip-cambaz meselesi...
Beşyol’dan veya İkinisan’dan araçla çarşıya mı girmek istiyorsunuz? Buyrun cesaretiniz varsa girin. Zira burası Van trafiği. Buradan çıkış yok. Yok öyle hemen gir işini hallet çık.
Araçlar üstüste park ediliyor. Sonradan da bunun için bilmem hangi şehrin hangi şirketine para ödüyorlar. Zengin bir toplumuz. Buradan yetkililere duyuruyoruz: Yürürken de para vermek istiyoruz. Adım başına yazı işte kendinize göre bir şeyler.
Evet, Van’dan Ankara'ya mı uçmak istiyorsunuz? Ne yazık ki bu iş Avrupa’ya uçmaktan daha zor Yer bulmak mümkün değil.Hadi diyelim talihin döndü de yer buldun, peki ya fiyatlar? Anlayacağınız o biletiı satın almak çoğu insanın harcı değil.
Duyuyoruz, birebir şahit oluyoruz. İnsanlar hastalarını götüremiyor, cenazelerini memleketine getiremiyor. Bir ara basından takip etmiştim. İsmini vermek istemediğim bir zat-ı muhterem; ben diyeyim Bekir Kaya’nın mağlubu siz anlayın, velhasıl bu seçilmiş THY yetkilileri ile görüşmüş ve en kısa zamanda sorunun çözüleceğini belirtmişdi. Van basını durur mu?
MÜJDE
İŞTE VAN SEVDALISI
VAN ARTIK UÇAÇAK
VAN İÇİN BÜYÜK ADIM.
SORUN BİTİRİCİ...
Bu gibi manşetler ile kendilerini mutlu etmişlerdi. E tabi hemşerilerimi yine ‘bilmeyerek’ kandırmışlardı.
Neden mi? Görüşme olduktan hemen sonra, sorun çok güzel bir şekilde çözülmüştü! THY var olan mevcut ekseferleri de kaldırmıştı. Vanlılar tam da o zaman söylemeye başladılar Kahtalı Mıçê’nin 'La Ne Hoştu Eskiden' türküsünü.
Durun lütfen. Hemen açmayın türküyü. Kısa kesip, Kahtalı Miçê ile sizi başbaşa bırakacağım.
Bir konuya daha değinmek istiyorum.
Çatak halkına imreniyorum şu aralar. Harika bir belediye başkanları var. Müthiş hizmetler götürdü oraya.
Hatta işine o kadar sadık ki bakanlıktan Çatak için daha fazla, daha daha fazla korucu kontenjanı açılmasını talepetmiş. Dersin mübarek belediye başkanı değil sanki Milli Savunma başyetkilisi.
Kendisine hatırlatmak isterim. Siz belediye başkanısınız. Kaldırım yapın, yol yapın; insanlara mesleki eğitim için atölyeler falan açın. Zaten bundan fazlasını yapacak kabiliyetinizin olduğunu da pek sanmıyorum. Komik olmayın. İşinizi yapın yeter. Yazık, size oy vermiş o insanlara.
Uzatmamak adına burada bitiriyorum.
Yoksa;
Otogar
Stadyum
Çevre yolu
İskele sahili
Çok katlı otopark
City Van (AVM)
Van Gölü
Karayolları Kavşağı...
Yazılıp çizilecek çok şey var daha...
La ne hoştu eskiden
Aklıma geldin birden..
Tuluh dolu ayranlar
Satılırdı mahleden.