HDP Eş Genel Başkanı toplantı öncesi, Sedet Peker ile gündeme gelen Devlet-Mafya ilişkisi ve Millet İtifakıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

İlk olarak devlet içerisindeki mafya örgütlerine değinen Sancar,

“1990’larda uygulanan politikalar, Susurluk ile ortalığa saçıldı. Susurluk neydi? Susurluk; Devlet içinde yasa dışı yapılar ile mafyatik örgütlerin ve paramediter çetelerin işbirliğiydi. Ortaya saçılan bilgiler bu işbirliğinin boyutunu açıklıkla yeterince ortaya koymuştur.” Dedi.

“Kara para üretme ilişkilerini de beraberinde getiriyor”

Sancar konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bunun bir diğer sonucu da şudur; Bu işbirliği sadece sözüm ona devlet politikalarına yardımcı yaratma gibi bir planla yürütülmüyor. Aynı zamanda uyuşturucu ticaretinden başka pek çok alanda kirli ve kara para üretme ilişkilerini de beraberinde getiriyor. O nedenle Susurluk’ta çeteleri gördük, mafyayı gördük, devasa boyutlarda uyuşturucu ticaretine dair verileri, bilgileri gördük ve bütün bunların kaynağında Kürt sorununda savaş politikalarını derinleştirme, devreye sokmak vardır.”

“Bu gün geldiğimiz noktanın başlangıcı 2015”

Şimdilerde yaşananların da Susurluk’a benzediğini dile getiren Sancar, “Bu gün de aynı şey oluyor. Bu gün geldiğimiz noktanın başlangıcı 2015’tir. O nedenle şimdi yaşadığımız duruma 2015 konseptinin sonuçları diyoruz. Ortaya saçılanlar öyle korkunç suçlar da içeriyor, çok büyük çapta uyuşturucu ticareti ve başka kirli ilişkiler üzerinden üretilmiş kara para ekonomisini de gözler önüne seriyor.” İfadelerini kullandı.

Sancar: Mücadelemizi yürütecek güçteyiz

Millet İtifakı ve diğer partiler ile ortaklığa da değinen Sancar konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu kadar kapsamlı çürümenin bu kadar derin bir yozlaşmanın durdurulabilmesi için Türkiye’de adaletten ve demokrasiden yana belli bir kaygısı ve derdi olan bütün kesimlerin ortak hareket etmesi gerekiyor. Biz HDP olarak mücadelemizi yürütecek güçteyiz, bütün baskılara ve saldırılara rağmen parti olarak ayakta kaldık ve yolumuza büyüyerek devam ediyoruz. Bizim yaptığımız çağrılar bize destek anlamına gelmiyor, destek çağrısı yapmıyoruz. Türkiye’de bu çürümenin önünü almak demokrasinin yolunu açmak ve barışı inşa etmek gibi bir derdimiz var bizim.”

“Muhalefetteki hiçbir parti ile kavga etmek istemiyoruz”

“Millet ittifakına katılma gibi bir isteğimiz yok” diyerek konuşmasına devam eden Sancar, “Ancak özellikle Rize’de yaşananlar, İYİ Partinin programında ortaya çıkan saldırılar Meral Akşener’e yönelik linç girişimi ve Cumhurbaşkanının bunu onaylayan açıklamaları gösteriyor ki; Esas hesap bütün muhalefeti sindirmektir. O halde muhalefet de daha akılcı davranmalı, daha sağduyulu davranmalı ve bu çürümenin önünü almak için ortak ilkeler üzerinde sistematik diyalog yürütmelidir. Bu ülkede çıkışın en doğru yolu budur. Biz muhalefetteki hiçbir parti ile kavga etmek istemiyoruz. Fakat bize yönelen seviyesiz açıklamalara da doğrusu cevabımızı veririz.”

Editör: TE Bilisim