Ateş Düştüğü yeri yakar derler ya yine aynısı oldu. Maden Ocağı 301 Can’ı bizden aldı. 76 Milyon insan yine doğudan batıya kenetlensek de artık o 301 kişi için çok geç.  Hatta o kadar geç ki bir ara televizyon başına geçip ölü sayısının kaça çıkacağını bekler olduk. Yine her Dakika canlı yayınla evlerimize konuk olan Bakan Yıldız, son rakamları 301 olarak lanse etti. Bu 301 midir yoksa daha fazlamıdır bilinmez bildiğim tek şey ateş düştüğü yeri değil her yeri yaktı.

Ne acıdır ki Faciada yaşamını yitiren bir işçinin avucunda bulunan kâğıtta “Oğlum Hakkını Helal Et” yazıyordu.

Bizler bu acıyı en iyi bilenlerdeniz çünkü 2011 Depremiyle sarsılan Van’da aynı kaderi yaşamış ve Van Depremi o kadar büyük bir deprem olmasına rağmen sadece 3 ay gündemde kaldı.  Şimdi biz Van Depreminde ders aldık mı kesinlikle hayır, çünkü halen çarpık yapılaşmalar, denetimsiz binalar, imarı halen meçhul olan bir kent, bizler Somanın acısını en iyi bilenlerdeniz.

Van depreminde olduğu gibi Soma Faciasında da göçük altında kalan yüzlerce insanın dram ve hikâyeleri günlerce yazılacak, bizim yunuslarımız, Azralarımız, onların ise, Soma faciasından yaralı kurtulduktan sonra “Çizmemi çıkarayım sedye kirlenmesin” sözleriyle yüreklere işleyen Murat Yalçın’ları oldu.

 

Ve akabinde Yazar Bekir Salim, tarafından Murat Yalçın’a ithafen yazılan anlamlı dörtlük gibi…

 

Ey asil ruhlu adam, bize bakıp da kanma,

Varsın benim gibiler kendini adam sansın.

Ver çizmeni öpeyim, ne olur sen utanma,

Bırak da, sana seni, bir sedyeden çok daha

Değersiz hissettiren değerliler utansın!

Hani Türkiye yine 76 milyon tek yürek oldu, bayraklar yarıya indirildi, birileri 3 gün birileri 5 gün yas ilan etti. 76 milyon insan adeta seferber oldu. Peki, 301 canı kurtarmaya yetti mi…  biz ne zaman akıllanacağız daha 3 sene önce Van depreminde 12 bebeği çadırlarda feci şekilde ölüme yollamadık mı?

Ha göçük Ha Deprem, bunların acısını en iyi anlayan Van Halkıdır.

Onlar Somada En şerefli ölümü tattılar. Binlerce yoksulu aç perişan bir halde bırakıp ebediyete gittiler.  Artık Hiç bir kömür ısıtamayacak babaları madende ölmüş çocukların yüreğini...

Nazım Hikmet Ne güzel söylemiş Öyle ölüler vardır ki;  Ben onların öldüklerini düşündükçe,  Vakit olur Yaşadığımdan utanırım... İnan ki arkadaşlar Soma’da yaşanan trajedi aynen bu dizelerdeki gibi, Somadaki bir canın bedelini 415 TL olarak açıkladı Bakan Faruk Çelik…

Geride o kadar çok acılı yürek bıraktılar ki; Hangisinin acısına ağlayabiliriz ki? Hangisini teselli edip, hangisinin saçlarının teline dokunmaya cesaret edebiliriz? İnan ki bu acıyı bir hafta sonra hepimiz unuturuz.

Van Depreminde olduğu gibi, Halen Van’da yıkılmayı bekleyen onlarca bina ve iş merkezi bulunmakta, onu da bir tarafa bıraktım halen köylerde insanlar kendilerine ev yapılmasını bekliyor.

76 Milyon yine tek yürek ama inşallah dilerim Van’a gelen yardımlar gibi olmaz Somaya yapılacak yardımlar. Ben şahsen bu işin Van ayağının takipçisi olacağım.

Dilerim Van'da yaşanılan yardım kampanyalarına dönmez Soma Yardım kampanyası...

Hatırlarsanız Van Depreminde ortalık yardım edeceğiz diyen iş adamlardan geçilmiyordu.  Çoğu yardım sözleri havada kaldı.  Somayı da Hep beraber İzleyip göreceğiz...

Son olarak 2010 yılında yaşamını yitiren Şerif Erginbay’ın yazdığı Işığım Söndü şiiriyle yazımı bitiriyorum.

''Karıcığım hoşça kal, ışığım azalıyor, Yanımda ölü arkadaşlarım.

Artık kömür kokulu ekmekler getiremeyeceğim sanırım.

Buraya kadarmış çocuklarım, hoşça kalın, Hakkınızı helal edin; anacığım, babacığım. Işığım azalıyor, hoşça kalın…

 Üstüme değil içime çöken ocağın sessizliğinde tek tek seslerinizi duyuyorum, yüzlerinizi görüyorum, Işığım azalıyor, soluğum azalıyor, biliyorum, Yavaş yavaş dünyanın kara kalbine gömülüyorum.

 

Işığım söndü, işte gidiyorum…

 

Ahh, en çok da şimdi, bir bilseniz Nasıl da bulutları, ağaçları, gökyüzünü özlüyorum.

Işığım söndü… Hoşça kalın

 Arkadaşlarım çoktan gitti

Artık ben de gidiyorum...”