(VAN) Van Barosu İnsan Hakları Merkezi Van Büyükşehir Belediyesine kayyım atanmasının ardından JINNEWS ve Mezopotamya Ajansı (MA) başta olmak üzere birçok basın kurumu ve gazetecinin hesabına erişim engeli getirilmesine dair basın Van Barosu Tahir Elçi Konferans Salonunda açıklaması yapıldı.

Açıklamaya yerine kayyım atanan Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan Van Baro başkanı Sinan Özaraz ve kentteki sivil toplum örgütlerinin yanı sıra gazeteciler katıldı. Basın metnini Van Barosu İnsan Hakları Merkezi üyesi avukat Burcu Şeber okudu.

‘HUKUKUN TEMEL PRENSİPLERİ ÇİĞNENİYOR’

Yargının bağımsız bir hukuk kurumu olmaktan çıkıp, siyasi ve idari bir sansür mekanizmasına dönüştüğünü belirten Burcu Şeber, “Hesapları erişime engellenen gazeteciler ve haber ajansları, yıllardır belge ve kanıta dayalı haber üreten, toplumun güncel ve doğru bilgiye ulaşmasını sağlayan kişi ve kurumlardır. Bu karar, yalnızca bireysel gazetecileri hedef almakla kalmayıp, tüm basın camiasına verilen bir gözdağıdır. Eleştirel haber yapan, bağımsız gazetecilik yürüten, toplumun gerçekleri öğrenmesini sağlayan herkes tehdit altındadır. Bu kararın gerekçesi olarak ‘milli güvenlik’ ve ‘kamu düzeni’ gibi soyut kavramlar öne sürülmektedir. Ancak hangi haberin, hangi paylaşımın kamu düzenini bozduğu ya da milli güvenliği tehdit ettiği açıkça belirtilmemiştir. Hukukun temel prensipleri çiğnenerek, yalnızca yetkili makamların keyfi değerlendirmeleri doğrultusunda gazeteciler ve medya kuruluşları kriminalize edilmek istenmektedir” dedi.

‘BU HUKUKSUZLUĞA SES ÇIKARALIM’

Erişim engelleme kararları, günümüzde en yaygın kullanılan sansür araçlarından biri haline geldiğini ifade eden Burcu Şeber, bağımsız medya kuruluşları ve gazeteciler, halkın bilgiye ulaşmasını sağladıkları için hedef alındığına vurgu yaparak, “Bu tür kararlarla yargının bir sansür mekanizması olarak kullanılması, demokratik toplum düzeninin temel ilkelerinden olan ifade özgürlüğü ilkesini açıkça ihlal etmektedir. Soruyoruz:eğer bir ülkede gazeteciler, hiçbir hukuki dayanak olmadan, yalnızca iktidarın hoşuna gitmeyen haberler yaptıkları için sansüre uğruyorlarsa, o ülkede hukuk devletinden söz edilebilir mi, eğer bir ülkede halkın iradesi hiçe sayılarak seçilmiş belediye başkanı yerine kayyum atanıyorsa ve bu hukuksuz süreci haberleştiren gazeteciler susturuluyorsa, o ülkede demokrasiden bahsedilebilir mi? Basının susturulmasına, sosyal medya sansürüne, gazetecilerin kriminalize edilmesine ve halkın iradesinin gasp edilmesine karşı tüm meslektaşlarımızı, insan hakları örgütlerini ve kamuoyunu bu hukuksuzluğa karşı ses çıkarmaya davet ediyoruz” şeklinde konuştu.

Van Barosu’ndan ‘#ozgurbasinsusturulamaz’ kampanyası

Van Barosu, son dönemde gazetecilere dönük sistematik saldırılara ilişkin hashtag çalışması başlattı.

Kampanya kapsamında yapılan kimi paylaşımlar şöyle:

Diploma iptalinin gerekçesi belli oldu Diploma iptalinin gerekçesi belli oldu

“Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Van Temsilcisi Adnan Bilen: Yayın yaptığımız siteler ve arkadaşlarımıza getirilen erişim engeli kaldırılsın.

Van Baro Başkanı Sinan Özaraz: Gazetecilik suç değildir. Gazeteciler üzerindeki baskı, gözaltı ve tutuklamalar, tehdit ve hakaretler ile sosyal medya erişim engellerini kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz.

Van-Hakkari Tabipler Odası Yöneticisi Hüseyin Yaviç: Toplumun haber alma hakkının teminatı özgür basındır. Basın emekçilerine yönelik baskı, tehdit ve tutuklamalar kabul edilemez.”