(VAN) İskele caddesinde bulunan Milli eğitim müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasını Eğitim Sen Van şube başkanı Murat Atabay okudu.

427E744A E2E2 4E6E 949A B68Ac7A54E59

Eğitim-Sen Van Şube Başkanı Atabay açıklamada şunları söyledi;

“Millî Eğitim Bakanlığına (MEB) Bağlı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçları açıklanmıştır. 2025 yılı atamaları tıpkı geçmiş yıllarda olduğu gibi yine şeffaflıktan uzak ve liyakat ilkesini hiçe sayan bir anlayışla gerçekleştirilmiştir. Proje okullarına yapılan atamalarda süreç; somut, ölçülebilir ve nesnel hiçbir kritere dayanmamakta; tamamen siyasi ve idari takdirle şekillenmektedir.

Bakanlık; herhangi bir kriter ilanı yapmadan, kıdem, hizmet puanı ya da mesleki yeterlilik gibi objektif göstergelere bakmadan, istediği öğretmeni ya da eğitim yöneticisini proje okullarına atayabilmektedir. Bu uygulama, yıllardır eğitimde adalet ve hakkaniyet duygusunu ciddi anlamda zedelemekte; emek, birikim ve mesleki yetkinlik yok sayılmaktadır.

SİYASİ SADAKAT, MESLEKİ LİYAKATİN YERİNİ ALMIŞTIR!

Proje okullarında öğretmen ve yönetici atamaları uzun süredir siyasi sadakatin belirleyici olduğu bilinmektedir. Mülakat gibi denetime kapalı uygulamalar, yandaş sendikalara mensup olanlara sağlanan ayrıcalıklar ve hakkaniyetsizlik, öğretmen atamalarını ve eğitim yöneticiliği görevlendirmelerini proje okullarına yönelik açık bir siyasi kadrolaşma aracına dönüştürmüştür. 2025 yılı atamaları da bu tabloyu değiştirmemiştir. Yüzlerce nitelikli ve deneyimli öğretmen ve eğitim yöneticisi hak ettikleri halde “Bakanlık takdiri” sonucunda proje okullarına atanmamıştır. Bu durum, sadece kişisel mağduriyetler yaratmakla kalmamakta; aynı zamanda eğitimin niteliğini doğrudan etkilemektedir.

Eğitim Sen’in, proje okulları uygulamasına ilk günden itibaren neden karşı çıktığı yapılan son atamalar sonucunda bugün çok daha iyi anlaşılmaktadır. Atama yetkilerinin tamamen Bakanlık onayına bağlandığı mevcut sistem, liyakati tamamen ortadan kaldırmış; öğretmen ve yönetici atamalarını siyasal ve sendikal yakınlık zeminine indirgemiştir. Sendikamızın bu çarpık duruma yönelik hiçbir itirazı dikkate alınmamış; taleplerimiz ise yanıtsız bırakılmıştır.

Atamalarda mesleki kıdem, hizmet süresi, akademik yeterlilik ve performans gibi nesnel kriterlerin olmaması, bu uygulamanın keyfiliğini gözler önüne sermektedir. Bu uygulamalar, kamu yönetimi ilkelerine, hukuka ve kamu yararına açıkça aykırıdır.

EĞİTİM KURUMLARI İKTİDARIN ARKA BAHÇESİ DEĞİLDİR!

Hayırsever iş insanından Van YYÜ'ye jest Hayırsever iş insanından Van YYÜ'ye jest

Öğretmen atamalarının ve yönetici görevlendirme süreçlerinin şeffaf, denetlenebilir ve liyakat esaslı hale getirilmesi, kamusal eğitimin geleceği açısından hayati önemdedir. Eğitim kurumlarını, siyasal iktidarın arka bahçesine dönüştürmeyi hedefleyen atama politikalarından derhal vazgeçilmelidir. Eğitimde eşitlik, adalet ve bilimsellik esas alınmalıdır. Bunun için atılması gereken adımlar bellidir.

Öncelikli olarak proje okullarının statüsü keyfiyetten kurtarılmalıdır. Hangi okulların proje okulu olacağı, illerde kurulacak bağımsız ve liyakat temelli komisyonlarca belirlenmelidir. Öğretmen atamaları, yönetici atama ve görev uzatma kriterleri liyakate dayalı olmalıdır. Görevlendirmeler, somut ölçütlere bağlanmalı; mesleki deneyim, hizmet puanı gibi kriterler esas alınmalıdır. Proje okullarına yapılacak atamalarda tüm yetkinin Bakan’a bırakılmasının, eğitim sisteminde eşitsizliği ve adaletsizliği derinleştirdiği açıktır. Milli Eğitim Bakanı’na tanınan ve keyfiyete neden olan bu yetkiler sınırlandırılmalıdır. Proje okullarına atanan öğretmenlerin yer değiştirme hakları sadece proje okulları ile sınırlandırılmamalı, genel tayin sistemi içinde değerlendirilmelidir.

Sahadan, liyakatsizlik ve haksızlık dolu uygulamaların duyumları bizlere ulaşıyor. İl Müdürlükleri üzerinden Bakanlığa gönderilecek tekliflere müdahale edip süreci sendikal/sosyal rant mekanizması olarak kullanmaya çalışanlar, yıllardır olduğu gibi yine piyasada. “Bizim hiçbir dahilimiz yoktur.” diyerek topu Bakanlığa atan ve kendilerine gelen isim listelerinin karşısına notlar alan, okul müdürlerini arayarak başvuru yapan öğretmenler hakkında bilgi isteyen, yanına giden eğitim emekçilerine ‘’sendikanızdan istifa ederseniz başvurunuz kabul edilir’’ diyen yerel idareciler de bilmelidir ki bu hukuksuzluğun, kayırmacılığın hesabını mutlaka vereceklerdir.

 Proje okullarını kendi üyeleri arasında bir becayiş alanına dönüştüren, “Üyemiz olmayan hiç kimse proje okullarında kalmayacak.” diyenler, proje okul idareciliğini bir sendikanın yöneticileri arasında paylaşım olarak gören ve buna alan hazırlayan yerel ve merkezi idareciler de bunun hesabını hukuk önünde elbet vereceklerdir. Aşağıdan yukarıya kadar bir çete gibi hareket eden bu yapılar ve kişiler şunu çok iyi bilmelidir: Eğitim Sen üyesi hiçbir eğitim emekçisi geçici görevlendirmeler, proje okul atamaları, idarecilik görevlendirmeleri için pozisyon alacak, sizin bu gayriahlaki baskılarınıza boyun eğecek kişiler değildir. Ancak, ağzından hak ve adaleti düşürmeyen buna rağmen her türlü kayırmacılığı ve adaletsizliği yapan, hak yiyen sizler; bunun unutulacağını asla düşünmeyin. Bir gün sizler için de adalet lazım olduğunda tıpkı geçmiş dönemlerde yol yürüdükleriniz gibi sizler de bizden medet umacaksınız.

Ne biz ne de yol arkadaşlarımız sizin bu ahlaksızlıklarınız, yolsuzluklarınız, kayırmacılığınız, hak yemeleriniz karşısında ne bir adım geri atacağız ne de hesabını sormaktan vazgeçmeyeğiz.

Gün ola harman ola!