Zelal Kıran Yazdı - VanEkspres

Her gün bir veya birkaç kadın ya eşi, ya sevgilisi ya da aile bireylerinden biri tarafından öldürülüyor. Toplumsal değerler altüst oldu. En katıksız sevgiyi, anne ile evlat arasındaki sevgi olarak biliyoruz. Evlat ve ebeveynler arasındaki sevgi bağları öylesine köklü ve derindir ki bir birlerinin yerine gözünü kırpmadan ölüme gidebilirler.

   Şimdilerde insanların gözü dönmüştür. Oğullar annelerini, kocalar karılarını, erkekler kadın sevgililerini vahşice katlediyorlar. Artık öldürmekle de kalmıyorlar. Cesetlerini vahşice parçalıyorlar. Kurbanlık keser gibi boğazlıyorlar, yetmiyor yakıyorlar. Öfkelerini karşı cinse yöneltmiş bir cinnet hali bu. Nasıl bitecek, nasıl durdurulacaktır!

 Dün ( 29.12.2020) üç kadın cinayeti aynı gün içinde işlendi. Kadınlardan biri sevgilisi, biri kocası, diğeri ise karnından 9 ay taşıdığı, yıllarca emzirip altını temizlediği oğlu tarafından öldürüldü. Bu nasıl bir ruh hali, anlamak mümkün değildir. Bir insan, bir başka insanı canından etme hakkını nereden alıyor. En sevdiklerini öldürecek kadar bu kör öfkenin kaynağı nedir?

 Eskiden töre cinayetleri yaygındı. Köyden kente göç ile bu biraz zayıfladı. Kentsel nüfus arttı. Modern yaşam geleneksel yaşamın yerini aldı. Şimdi ise töre cinayetlerinin yerini kadına karşı şiddet almaya başladı. Bunun en önemli nedenlerinden biri eğitim, diğeri de kadının ekonomik bağımlılığının bitmemesidir. Devlet, sosyal devleti gerçekleştirmelidir. Kadının erkeğe ekonomik bağımlılığı bitmelidir. Sosyal devlet olmazsa, erkek egemenliği de kadın cinayeti de ve kadına şiddet de bitmeyecektir.

      Kadına karşı çığ gibi büyüyen bu şiddet ve cinayetleri nefretle kınıyorum...

Editör: TE Bilisim