Mixkénér-Gölyazi köyünün Heci Rusto çeşmesinin yanında Cimék (ikiz) olarak bir insan dünyaya gelir. 8 kardeşten biri olarak yaşama tutunur. Çevre ve  fiziki şartların elverişsizliği içinde hayat kavgasının hazırlığında bir çocuk. Kendisine örnek olacak ne verimli bir deneyim, ne de kendisini motive edecek bir pratik. Kimi zaman ismi yaramaz çocuğa, kimi zaman ise işe yaramaz evlada çıkar. Ama o hepten dinamik, hareketli ve gelecekte iyi işler yapmaya aday bir cevheri taşır içinde sessiz, sakin ve derinden derken, yöre insanlarına bela ekonomik sıkıntılarının ve geçim kavgasının sorumluluğunu hissederek 1965 de çalışmaya başlar.

İlk durak yolları şimdi de saygıyla yad ettiği Sütçü Ömer İpek (Ömer é Besé) ile kesişir ve daha sonra sütçü Ali Esker Akçak yanında devam eder. 1965 Van'ın o dar ve çamurlu sokaklarında insanlara hizmet eder büyük bir şevk ve aşkla. Epey bir zaman geçer. Onun hareketli ve dinamik yapısına bu çalışma alanları yetersiz kalır. Derken yıllar 1975'i gösterdiğinde o artık belki de farkına varmadan bir marka olmanın kavşağına varmıştı.

                Bizimde artık Üniversiteye girme hazırlığındaki yıllara denk gelmişti. Van'ın daha görünür bir yerinde Konak kahvaltı salonu artık göze çarpıyordu. Onun sahibi artık tek başına iş yapan, 'bak hele bak' diye ünlenen biri vardı. İsmi Yusuf KONAK'tı. Sermayesi belki Van'ın kahvaltı malzemeleri idi ama, daha sonra görülecek olan gizli fakat muazzam bir sermayesi daha vardı. O sermaye ki, hoş-görülüğü, insanları neşeye ve düşünmeye sevk eden qerfok (espirileri), en zeki insanları bile hayrete düşürecek seviyede fıkra ve bilmeceleri idi. Bu yaşama dair tecrübe edinmiş en değme bürokratı, eğitimciyi, görevliliyi, proğramcıyı ve halkı tekrar tekrar uğranılması gereken bir mekana dönüştürdü.

                İşte bu bilinen ve sevilen yapısı artık Türkiye medyasında da yankı buldu. Televizyon kanallarının aranan ve bilinen adamı oldu. Program sunuculuğundan başlayarak belgeselleşen kayıtlarda da yer aldı. Ve gider ayak 300'ü aşkın programda yer aldı. "Van'da yeşeren umutlar" filminde yer alırken, "Van Gölü Canavarı" filminde boy verdi. Çokça klipte rol alırken, 20 yıldır düzenlenen festival ve fuarlarda Van'ı tanıtan etkinliklerde başat bir görev üstlendi.

                Van'da başlayan güleç-masum ve enerjik Van'ı tanıtma aşkı ulusal camiada ses getirdi. Final durağı ise 'Gunnies Rekorlar Kitabına' girişleri oldu. Van TSO öncülüğünde sürdürülen çalışma sonucunda ağırlıklı olarak "bak hele bak"la tanınan Van kahvaltısı artık bir dünya markasına gitti. Dünya markası olan 'Van Kahvaltısı' kendisine hak ettiği yeri kapmışken, buna neden olan 'mırtuğe, kavut (poxîn) ve meşhur otlu peynir'de Van TSO tarafından tescillenerek hak ettiği misyonuna kavuştu.

                Van'ın şen ve güleç çocuğuna 'bu enerjiyi nasıl koruyorsun' diye bir soru soruldu. Cevaben,"42 yıldır emeklerini benden esirgemeyen eşim, çocuklarım ve dostlarıma borçluyum" deyip sevgi ve saygıyla onlara karşı olan minnet duygularını dile getirdi.

                Tescillenen bu markalar belki her birini kendi başına bir yere bırakırsak; sıradan birer nimet olarak değerlendirebiliriz. Fakat onlara artı değer olarak insanların göz nuru ve paha biçilme emeklerini dahil edersek kazandıkları önem kendiliğinden ortaya çıkar. Tümden değil tabi bir yanıyla da yaşadığımız alanların bunlarla tanınır ve bilinir olması güzel bir avantaj. Onun için benzer çaba ve fedakarlıklarla Van'ımızın tanıtımına katkı sunan onurlu insanlarımıza saygımızı sunarken bu Van'ın şen çocuklarını da selamlıyoruz.

                Eğer eğitim müfredatında insanlar ürettiği değerlerle de unvan alırlar diye bir fırsat olsaydı, Yusuf Konak'ıma Turizm elçisi unvanı yakışırdı. Gerçi o gönlümüzün hocası unvanını almıştır zaten...