(VAN) Eğitim Sen Van Şubesi Başkanı Murat Atabay, "Halk İradesinin Çiğnendiği Antidemokratik Baskıcı Bir Ülke Değil, İnsanca Bir Düzende Bir Arada Eşit ve Özgür Bir Yaşam İstiyoruz! Siyasi İktidarı Kayyum Uygulamalarından Vazgeçmeye Çağırıyoruz!" dedi.
Van Perihan AVM önünde toplanan CHP, DEM ve DBP’den oluşan bir kitli meşaleli yürümek istedi. Polis meşaleli yürüyüşe izin vermeyince oldukları yerde basın açıklaması yaptılar.
Emek ve Demokrasi Platformu, "Kayyumlar gidecek biz kalacağız", “Kayyıma karşı süresiz direniş”, “Kürt halkı sokakta iradenin yanında” sloganlarıyla protesto etti. Van merkezde düzenlenen açıklamaya Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanları Abdullah Zeydan, çok sayıda STK temsilcisi, kurum ve siyasi parti ile çok sayıda yurttaş katıldı.
Van Emek ve Demokrasi Platformu adına açıklama yapan Eğitim Sen Van Şubesi Başkanı Murat Atabay, şunları söyledi:
“İsterdik ki halkın iradesiyle seçilmiş belediye başkanlarımızın düzenlediği şenliklere, toplantılara, halk buluşmalarına katılmak için yan yana gelebilelim.
İsterdik ki ülkemizin aydınlık geleceği için, demokrasiden, eşitlikten, barıştan ve bir arada yaşamdan söz etmek için yan yana gelebilelim.
Ancak ne yazık ki burada hep birlikte, bir kez daha bir demokrasi utancına şahitlik ediyoruz.
Hakkari, Esenyurt, Mardin, Batman, Halfeti’den sonra Dersim ve Ovacık Belediyelerine atanan kayyum halk iradesinin nasıl ayaklar altına alındığının en çıplak örneği olmuştur.
Bu yerel yönetim rejimi halkın/seçmenin iradesinin gaspına dayalıdır. Çünkü bir demokrasinin ilk ve olmazsa olmaz şartı; eşit koşullarda tüm yurttaşların katılımına açık serbest seçimler olduğu kadar, bu seçimlerde tecelli eden yurttaş/seçmen iradesini tanımak ve ona saygı göstermektir. Oysa yıllardır siyasal iktidarın kayyumlar aracılığı ile yürütmekte olduğu yerel yönetim politikalarına/rejimine halk ve seçmenler iltifat etmemekte, tüm engellere ve baskılara rağmen iktidar partisinin adaylarını ısrarla tercih etmemektedir.
Dolayısıyla halkın, seçmenin iradesine rağmen belediyelere kayyum atama kararıyla seçme ve seçilme hakkı bir kez daha ağır biçimde ihlal edilmiş, birlikte yaşam iradesini güçlendirecek, yerelleşmiş ve katılımcı bir demokrasiye izin verilmeyeceği tüm topluma parmak sallanarak ilan edilmiştir.
Biliyoruz ki, muhalif Belediye Başkanlarına yönelik bu uygulamalar hukuki değil, siyasi kararların ürünüdür. Hiç kimsenin ülkede, asgari demokrasi işleyişini yok etmeye, insanların demokratik iradesine ipotek koymaya hakkı yoktur.
Halklarımız, halk iradesinin çiğnendiği antidemokratik baskıcı bir geleceği değil, insanca bir düzende bir arada eşit ve özgür bir yaşamı hak etmektedir.
Siyaset güdümlü kararlarla, seçilmiş Belediye Başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyım atandığı, siyasi parti eş genel başkanlarının, milletvekillerinin, belediye başkanlarının cezaevinde tutulduğu bir ülkede, asgari ölçütte de olsa demokrasiden söz etmek mümkün değildir.
Bu uygulamalar, siyasi iktidarın kendisine muhalif tüm toplumsal kesimlere gösterdiği birer sopadır.
Türkiye’de hukukun ne denli siyasallaştığını artık hepimiz biliyoruz.
Adaylık aşamasında hiçbir yasal engel konulmayan muhalif Belediye Başkanları, seçildikten hemen sonra yaşanan görevden alma ve kayyum süreçlerinin de hukuki değil siyasi bir tasarruf olduğunu artık hepimiz biliyoruz.
Belediye Başkanları görevden alındıktan sonra yerlerine, yine halk iradesiyle seçilmiş olan Belediye meclis üyelerinden birinin değil de, Cumhurbaşkanı tarafından atanmış Valilerin ve kaymakamların getirilmesi ise bu hukuksuzluğun en açık göstergesidir.
Siyasi iktidarın demokrasiye ve halk iradesine bakışının özetidir.
Bu zihniyet tarihe kara bir leke olarak düşmüştür.
Çünkü seçilmiş belediye başkanlarını görevden almak, sadece halk iradesine değil, halkın demokrasiye ve seçimlere olan inancına da darbe vurmaktadır.
Ülkemizin demokratik, eşit ve bir arada, barış içerisinde yaşayabileceği bir geleceği tehdit etmektedir.
Halkla hiçbir bağı olmayan, halka karşı hiçbir sorumluluk duygusu taşımayan kayyımlar sadece demokrasiye değil, atandıkları yerel yönetimlere de büyük ve kalıcı zararlar vermektedir.
Bizler, Van’ın emek, demokrasi, barış ve meslek örgütleri olarak ne bu hukukuz düzeni ne de antidemokratik dayatmaları kabul etmiyoruz.
Hiç kimsenin ülkemizdeki asgari demokrasi işleyişini yok etmeye, insanların demokratik iradesine ipotek koymaya hakkı yoktur.
Ülkeyi yönetenleri, ülkenin en acil sorunları olan işsizlik, açlık, güvencesiz bir gelecek, her geçen gün artan borç yükü ortada duruyorken, bu ülkenin gerçek sorunlarıyla yüzleşmeye, anayasaya, hukuka ve halk iradesine saygı duymaya çağırıyoruz.
Siyasi iktidara bir kez daha sesleniyoruz:
Yaşanan bu demokrasi ayıbından, halk iradesine vurulan bu darbeden derhal vazgeçilmelidir.
Hukuk dışı yollarla, baskı ve zor yöntemleriyle muhalif siyasetçileri etkisizleştirme anlayışı terk edilmelidir.
Siyasi gerekçelerle hukuksuz biçimce cezaevinde tutulan tüm siyasetçiler serbest bırakılmalı, seçilmiş belediye başkanları derhal görevlerine dönmelidir.
Bu çerçevede siyasi iktidarı kayyum uygulamalarından vazgeçmeye çağırıyor ve halkın iradesine saygı duymaya davet ediyoruz.
Sonuç olarak; demokrasinin ve serbest seçimlerin içinin bu şekilde boşaltılıp adeta bir oyun haline getirilmesi, böylelikle hukukun üstünlüğü ilkesinin, insan hakları ve demokrasi değerlerinin tümüyle ayaklar altına alınması hiçbir şekilde kabul edilemez.
Siyasi iktidarı, derhal bu müdahaleden vazgeçmeye ve seçilmiş belediye başkanlarını göreve iade etmeye, insan hakları ve demokrasi değerlerinden yana herkesi de siyasi iktidarın bu müdahalesine itiraz etmeye davet ediyoruz: Çünkü halkın/seçmenin iradesine sahip çıkmak, barış, insan hakları ve demokrasi değerlerini korumak, yurttaş olmayı sürdürebilmek için herkesin görevidir.” Denildi.
DESTEK VEREN KURUMLAR
DEM PARTİ İL VE İLÇE ÖRGÜTLERİ
DBP İL VE İLÇE ÖRGÜTLERİ
CHP İL VE İLÇE ÖRGÜTLERİ