Van'ın dostları  Van'a önceki gün adeta çıkarma yaptı.

Van'a gelen dostluk grubu üyeleri ile 2 gün geçirdik.

 İlk Durak Çatak İlçesi oldu.

Akşam üzeri ulaştık oraya.

Mütevazı ve abartıya yer vermeden köy okulunun kapısında içeri girdik.

Onlarca çocuk sardı etrafımızı.

Esmer tenli, karakaşlı çocuklar.

Yüzlerinde  tedirgin tebessümleri ile hayretle baktılar gelen konuklara.

Sonrasında şu iki insanın yakınlaşmasına tanık olduk.

Şu elinde eski kara lastiği olan çocuk ve o çocuğun mutluluğu karşısında diz çöken sevgi meleğinin yakınlaşmasına.

Öylesine bir mutluluk inşa edildi ki etraftakileri dahi hayretler içinde bıraktı.

Hani Abidin Dino'ya sormuşlar ya "Üstad, Mutluluğun resmini çizebilir misin?" Diye.

İşte o resim, bu resim olsa gerek.

Gerçi gönül gözü kör olan binlercesi için bu resmi görebilmek mümkün değil lakin gören görüyor.

Her neyse gelelim asıl mevzuya

Gelin şöyle masumane bir empati yapalım.

Özellikle de hali-vakti yerinde olan bizler.

Yani, bir çift Pabuç yada bir sıcak mont karşısında çok da havalara girmeyen çocukları olan bizler.

Çocuklarımızı canımızdan çok severiz değil mi?

Üşümemeleri, hastalanmamaları için uykularımızı böleriz.

Bir değil, birden çok giysi alırız.

Telefon alırız.

Tablet alırız.

Hatta sadece tebessüm etsinler diye araba dahi alırız.

Yeter ki yüzlerinde bir tebessüm yaratabilelim diye

İşte bundan dolayı "empati yapalım" dedim.

Ve şimdi madalyonun öte yüzüne bakalım.

Düşünün ki , Çatak ya da Başkale'nın bir köyündesiniz.

Ve bir annesiniz.

Evde 9 can.

Çocuklarınız okula gidiyor, fakat yoksulluk diz boyu.

Hangisini giydirecen hangisini giydirmeyecen!!!

Birden fazla giysileri de yok, takas yoluyla, onunkini ona, diğerinkini diğerine giydiresin.

İşte 'çaresizlik' denen bu olsa gerek ya.

Kara zemheri gelip dayanmış kapıya, Başkale (Elbak) ve Şax (Çatak)'ın kışı, kurdu, kuşu tövbeye getiriyor fakat bebelerin yarı çıplak okula gidiyor.

Ayaklarında yırtık kara lastikler, üstlerinde ip ince Antep dokuması 5. sınıf fanilalar...

Ve sudan çıkan tavuk misali tir tir titreyerek okuldan toprak damlı evlere dönüyorlar.

Gel de dayan bu sefalete.

Gel de isyan etme bu çaresizliğe.

Hangi ananın yüreği,

Hangi babanın babalık duygusu ve hangi bebenin korunmasız bedeni dayanır bu acıya.

Ve düşünün ki tam da acılar tavan yaparken birileri çalıyor kapınızı.

Hiç tanımadığınız birileri.

İsterseniz 'Van Dostları' deyin,

İsterseniz 'Sevgi Melekleri'

Ne değişir ki!!!

Sonuçta, ömrünüzce görmediğiniz, köyünüzden yolu geçmeyen birileri.

Sizden oy istemiyorlar.

Tavuklarınızı ve yumurtalarınızı istemiyorlar.

Mahcup ve tedirgin bir şekilde yaklaşıyorlar size ve çocuklarınıza.

Şefkat, merhamet ve samimiyetle okuyorlar çocuklarınızın saçlarını ve yanaklarını.

Ve yanlarında taşıdıkları kolilerden, renga renk, pabuçlar, montlar çıkarıyorlar.

O giysileri keyifle çocuklarınıza giydiriyorlar

Ve.

Veeee.

Çocuklarınızın yüzünde bir tebessüm beliriyor.

Sizin yüreğinizde kabuk bağlayan yaralarda ılık bir sıvı damlıyor.

Ve O annenin yüzünde, belki de gelinliğinden sonra ilk kez böylesi huzurlu bir tebessüm beliriyor.

Ya peki bundan öte mutluluk var mı ki?

Ya peki bu 'mutluluğun resmi' değil de ne?

Bundan öte ibadet mi olur?

İşte o, böylesi binlerce çocuğa umut kaynağı olan, geçen sene 500 öğrenci giydiren bu sene bu sayıyı 3'e katlayan bir nebze de olsa tebessüm ettirdikleri için  'Van Dostlarını' kaleme aldım.

İşte bunun içindir ki 'sevginin meleklerini'  takdir ve şükranla alkışlıyorum.

Lakin hepimizin, parası, kariyeri, makamı olabilir, ancak bu değerleri bir küçük tebessüme dönüştürmek hepimize nasip olmaz.

Özalplı Kelebek  Hastası Davut'a Umut olup sıcak bir yuva sahibi olmalarına vesile oldunuz.

Davut Umut'suz bırakmadınız, Dünyada İyiliğin hala var olduğunu gösterdiniz.  

Onun için bir kez daha tekrar ederek sözlerimi noktalıyorum.

Eyyy Van'ın Dostları Dostluk Grubu....

Eyyy Vanlı Bebeklerin Sevgi Ablaları yani sevginin melekleri...

Yüreğiniz çocuk tebessümleri ile dolsun.

Ailenizde ve çocuklarınız arasında sevgi ve mutluluk eksik olmasın.

Allah yar ve yardımcınız olsun.