Yılmaz, Habertürk ve BloombergHT ortak yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Yılmaz, Orta Vadeli Program'ın (OVP) amaçlarına para, maliye politikaları ve yapısal reformlarla ulaşmayı öngördüklerini, OVP'yi bir takvim içinde, iyi bir sıralamayla gerçekleştireceklerini, OVP'nin içeri ve dışarıda bir güven unsuru oluşturduğunu ifade etti.

Rezervlerde 22 milyar dolarlık artış

OVP ile cari açığı azaltmayı öngördüklerini dile getiren Yılmaz, programın sonunda cari açığın yüzde 2'lere düşmesini beklediklerini belirtti.

Yılmaz, bunun dış kaynağa ihtiyaçları olacakları anlamına geldiğini beliterek "Son üç ayda rezervlerimizde 22 milyar dolar civarında bir artış oldu. Cari açığımız olduğu halde. Bu şu anlama geliyor. İşte bir sermaye girişi var veya sistemin dışında olan bazı kaynaklar, seçim sonrası güven ortamında, belirsizliklerin azaldığı bir ortamda sisteme, finansal sisteme girmiş oluyorlar" dedi.

Ülkenin yatırım potansiyellerinin tanıtılmasıyla bunun daha fazla geliştirilebileceğine işaret eden Yılmaz, 'gelecek dönemde, seçimlerini yaşamış, siyasi belirsizliklerini ortadan kaldırmış, teknik anlamda öngörülebilirliğini de Orta Vadeli Program'da sağlamış bir ülke olarak' iyi bir tanıtımla çok ciddi anlamda bir yatırım cezbedebileceğine inandığını kaydetti.

Ekonomiye güven azaldı... Ekonomiye güven azaldı...

Enflasyon nasıl düşecek?

Yılmaz, "Büyümeden taviz vermeden enflasyonu nasıl düşüreceksiniz?" sorusuna Yılmaz, şu yanıtı verdi:

"Özellikle 2002 sonrası biz bunu yaşadık. Güven veren sağlıklı bir ortam oluşturduğunuz zaman hem enflasyonu düşürmeniz hem de büyümeyi sürdürmeniz mümkün. Bunu tarihte yaptık biz, ikisi aynı anda iyileşebiliyor. Ders kitaplarında yazan her zaman olmuyor yani. Farklı unsurlarla iki şeyi aynı anda iyileştirme pratikte mümkün. Birincisi bu. İkincisi, büyümenin kompozisyonu çok önemli. Tüketim ağırlıklı bir büyüme yaparsınız. Bu enflasyonist bir büyüme olur.. Kompozisyonunu değiştirirsiniz. Arz, yatırım, üretim, ihracat ağırlıklı, dış talebe daha fazla önem veren bir kompozisyonda yaparsınız büyümeyi. O zaman büyüme enflasyonla dediğiniz kadar çelişmez. Tam aksine belli konularda arz açığınızı gidererek, enflasyona olumlu katkısı bile olabilir. Dolayısıyla büyümenin kompozisyonu çok önemli. Sadece düzeyi değil içeriği, bileşenleri çok önemli. Bizim Orta Vadeli Program'da öngördüğümüz daha dengeli bir tüketim gidişatı ama üretime, yatırıma, ihracata daha fazla ağırlık veren bir büyüme."

'Kurla ilgili rakam açıklamadık'

Döviz kuruna ilişkin soruya Yılmaz, OVP'de serbest kur rejiminin ifade edildiğine dikkati çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Dolayısıyla kurla ilgili herhangi bir rakam açıklamış değiliz. Ama o gün sosyal medyada işte tersine mühendislik dediğimiz bir şey var. 'Kur böyle açıklandı' diye haberler yapıldı. Ortalama veriliyor orada. Yıl sonunu lineer bir şekilde artırıp hesaplayanlar da var. Öyle bir şey doğru değil bir defa. Kurda öyle lineer bir artış olmayabilir. Kurdaki mesele şu. Dediğim gibi ne bir tahminimiz var ne bir hedefimiz ama şunu söyleyebilirim...

Seçimlerden sonra uzun bir süre kurda bir değişim yaşanmamıştı. Bir düzeltme oldu diyebilirim. Yani önemli ciddi miktarda bir düzeltme oldu. Dolayısıyla bundan sonra benzer bir hareket beklememek gerekir. Yani o enerji diyelim zaten açığa çıktı, gerçekleşti. Bundan sonraki dönemde, bir taraftan enflasyonun seyri diğer taraftan Türkiye işte kaynak girişi, güven ortamı, bütün bunlar tarafından şekillenerek gidecek ama yıllık değil de orta vadeli baktığınızda enflasyonun üstünde bir seyir görmüyoruz doğrusu."

Rekabetçi kur yanıtı

Rekabetçi kurla ilgili soruya Yılmaz, "Önemli olan cari dengenizi sürdürülebilir bir yapıda tutmak. OVP'de tasarruf dediğimiz hadise, kalkınmada olan bir ülkeyi ve biz şunu tercih ettik: Tasarruflarımızı artırarak, yatırımları daha fazla iç tasarrufla finanse edecek anlayışla hareket ettik. Bu, cari açığı sıfırlamıyor ama yüzde 2'ler civarında kolay, sürdürülebilir hale getiriyor. Cari açık, sürdürülebilir kalkınmanın önünde bir kısıt olmaktan çıkacak." yanıtını verdi.

500 ile 1000 liralık banknotlar gelecek mi?

500 ve 1000 liralık banknotların basılacağı iddiasına ilişkin Cevdet Yılmaz, böyle bir durumun kendi içlerinde söz konusu olmadığını söyledi.

Emekli zammı

Emeklilerin zam beklentisiyle ilgili soru üzerine Yılmaz, "Çalışmalar sürdürülüyor, 'Emekliler için ne yapabiliriz?' diye alternatiflere bakılıyor. Çok büyük bir sayıdan bahsediyoruz. 16 milyon emekli var. En küçük bir şeyin bile çok büyük etkiler oluştuğu bir alandan bahsediyoruz. Böyle bir alanla ilgili konuşurken çok dikkatli konuşmak gerekiyor. Maliyetleri, neler getirdiğini, bunun nasıl finanse edileceğini iyi planlamak gerekiyor. Biz şartlarımızı sonuna kadar zorlayarak emeklimizin, çalışanlarımızın yanında olmaya gayret ediyoruz. Etmeye de devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi