VanHaber - Eş Başkanın yayınladığı mesaj şöyle:"İnsanlık tarihinden bu yana, evrende erkek ile birlikte "İnsan" türünü temsil etmesine rağmen, kadının varlığı Neolitik Çağ'dan sonra gün gün inkar edilmeye başlanıldı.
Geçmişten günümüze çok şey yazıldı çizildi kadın hakkında. Ama ne yazık ki tanınmadı, tanımlanılmadı, tanınmak, tanımlanılmak istenilmedi. Kadın (Jîn), yaşamı (Jîyan) temsil ederken, ismi hep şiddet ve ölümün yanında anılmaya çalışıldı. Bütün eril baskılara rağmen yinede kadın tarih sahnesinde yaşamı ve yaşatmayı temsil etti, inkar ve imhaya karşı direndi.
8 Mart yüzyıllık direnişin sembol ismi olarak, 1857 yılında ABD'nin NewYork kentinde 40.000 dokuma işçisinin daha iyi çalışma koşulları istemiyle greve başlaması ve polisin işçilere saldırmasıyla çıkan yangında 129 kadın işçinin katledilmesinin tarihçesini taşırken, nerede bir kadın varsa, nerede yaşamı değiştirmek, geleceği umutla örmek isteyen kadınlar yan yana geldiyse orası 8 mart alanına dönüştü, dönüşüyor. Mirabel Kardeşlerin, Clara Zetkinlerin, Rosa Luxemburg 'ların bilinci, direnişi dünyanın dört bir yanındaki kadınlara yayılmış durumda. Sakine Cansız , Sema Yüce, Leyla Qasim, Hemrîn Xelef'lerin mücadelesi bütün Ortadoğu ve dünya kadınları ve halklarına umut olmuş vaziyette. Gülten Kışanak'ın 12 Eylül Darbe döneminde Diyarbakır zindanında kadın nezdinde Esat Oktay Yıldıran'a diz çökmemeyişi, bugün Kürt kadın mücadele geleneğine ışık tutuyor.Dünyanın her tarafında erkek devlet şiddeti tarafından binlerce kadın katledilirken bir yandanda binlerce kadın evde, dışarıda, cezaevlerinde, siyaset alanında, ekonomi, eğitim vb. alanlarda onca baskı ve yok etme çabalarına karşı, mücadele azminden ve kararlılığından asla taviz vermiyor, adil ve eşit bir geleceğe umutla yürüyor. Türkiyede; insan hakları ve toplumun her alanına yayılmış tecritin kırılması için yüzlerce cezaevlerinde 102 gündür süren süresiz dönüşümlü açlık grevlerinde binlerce tutsak kadın toplumun adalet ve insani değerleri için bedenlerini açlığa yatırmış, direniş alanlarının sadece dışarısı olmadığını, her alanda devam ettiğini gösteriyor. Her koşulda eril siyaset ve anlayışa başkaldıran, ezber kodları yıkan, makul kadın çizgisine biat etmeyen mücadeleci kadınlar ;ötekilerin, yoksulların, doğanın, adaletin, eşitliğin simgesi olmaya devam ediyorlar. Bu kararlılık, azim ve mücadele coşkusuyla yine bir 8 Mart'a daha biz kadınlar heyecanla, coşkuyla, inançla ve mücadeleyle giriyoruz. Biliyoruzki kadın yaşamın mayası özgür ve eşit yaşamın mihenk taşıdır. Biz kadınlar varlığımızdan ve kazanımlarımızdan asla taviz vermeyeceğiz. Dünyayı karanlığa çevirmek isteyen eril zihniyete karşı, mücadelemizi her alanda büyütüp umut olmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü tüm Dünya kadınlarına özelde de Ortadoğu ve Kürdistan kadınlarına kutlu olsun. BİJÎ 8 Ê ADARÊ