Van'da, DEM Partili Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Abdullah Zeydan'ın memnu haklarının kaldırılmasıyla beraber başlayan protestolar sırasında gözaltına alınan ve daha sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanan 18 yaşındaki Muhammed Orhan'ın tutuklanma gerekçesi olarak 'göz takibi' gösterildi.

Van'da iki gün boyunca süren protestolarda 264 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 30'ü tutuklandı. Tutuklananlar arasında, gülüşü ile Van'daki protestoların simgesi haline gelen Muhammed Orhan da var.

İki gün boyunca gözaltına kalan Orhan, dün savcılık tarafından tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. Van 2. Sulh Ceza Mahkemesi, Orhan'ın, "örgüt üyeliği" suçlamasıyla tutuklanmasına karar verdi.

Muhammed Orhan’ın tutuklanmasına karar veren mahkeme, Orhan'ın suç işlediğinin göz takibi ile anlaşıldığına kanaat getirdi. Karar da şu ifadelere yer verildi:

"Kamu düzenini bozan gruba yapılan müdahale sonrasında göz takibinden çıkmadan grup içerisinde yakalandığının tespit edildiği anlaşılmakta, bu haliyle tüm bu hususların şüphelinin üzerine atılı suçları işlediğine ilişkin kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller olarak hakimliğimizce değerlendirildiği…"

BARO BAŞKANI ÖZARAZ: 'GÖZ TAKİBİ' İBARESİ ASLA HUKUKİ DEĞİLDİR

 Van Barosu Başkanı Sinan Özaraz, göz takibinin somut delil olarak kabul edilemeyeceğini belirtti:

Özaraz, "Muhammed Orhan’ın tutuklanma gerekçesi genel geçer kavramlardır. Van’da demokratik hak olan, gösteri ve yürüyüş hakkını kullanan vatandaşlara müdahale sonrasında olaylar çıktı. Savcılık tarafından, bu eylemlerin örgüt talimatıyla gerçekleştiği ve bütün vatandaşların taş attığı, bariyer kurduğu, slogan attığı gibi genel geçer aynı gerekçeler öne sürülüyor. Üstelik buna delil olarak da ‘göz takibi’ gösteriliyor" dedi.

'Göz takibi' gerekçesinin, birçok dosyada daha yer aldığını belirten Özaraz şöyle konuştu:

"Göz takibi, söz konusu olaylara müdahale etmek için giden kolluğun, hangi vatandaşın hangi eylemi yaptığının ve ne şekilde davrandığının göz ile tespit edildiği iddiasıdır. Buna bir nevi 'tanıklık' diyebiliriz. Hukuktaki karşılığı budur. Fakat tanıklığın da şartları vardır. Burada, birçok noktada müdahale sınırını aşan kolluk kuvvetinin tanıklığı söz konusu olamaz. Van'da yaşanan olaylar, kentin her yerinde yaşanan büyük bir olaydır. Kaç kolluk görevlisinin sahada olduğu belli değil. Hangi kolluk görevlisinin bu olayı gördüğü ve tanıklık yaptığı belli değil. Zaten olaylar sırasında sokaklarda görevli olan birçok kolluk görevlisi, il dışından geldiği için kente hakim değil. Ortada dosyaya konulmuş bir görüntü kaydı yok. Yani görüntüden tespit edilebilme şansı yok. Yani o kalabalığın içinde bir kişinin göz takibiyle tespit edebileceği bir kudreti yok. Bu nedenle 'göz takibi' ibaresi asla hukuki değildir."

Van'da Kazma küreği alıp 5 aydır kapalı yola koştular Van'da Kazma küreği alıp 5 aydır kapalı yola koştular

'TUTUKLAMA HÜKMÜ, DAHA ÖNCE ANAYASA MAHKEMESİ TARAFINDAN İPTAL EDİLMİŞTİ'

Orhan’ın tutuklanmasına gerekçe olarak en fazla "toplantı ve gösteri yürüyüşü yasağına muhalefet" suçunun gösterilebileceğini ancak bu suç için bile gerekli şartların oluşmadığını ifade eden Özaraz, "Bu suçun oluşması için bile birtakım şartların gerçekleşmesi gerekiyor. Herhangi bir anonsla dağılma uyarısı yapılmadığı için, bu suçun da şartları yerine gelmemiş oluyor. Hem savcılık makamının hem de mahkemenin tutuklama gerekçesinde ‘örgüt adına suç işlemek’ suçu yer alıyor. Bu hüküm, daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından hak ihlali oluşturduğu gerekçesi ile iptal edilmişti. Yani bu tutuklama, mevcut hukuka aykırılık teşkil ediyor” dedi.

Editör: Haber Merkezi