Senin için onca satır yazılır siyahtan, kömür karası geceden. Sürgün de özlemek kelimesini dolduran geceden. Oysa senin saçında beyazdan karlar açılır. Bilmediğimiz senelerin bir birlerine yapılan iyiliklerin küstüğü zamanlardı. Bir ölümden, diğer ölüme tanışmaktı komşuluk. Sürgündük; çalıntı hikâyelerin, bağnaz korkuların arasında kaybolan düşlerin arasında savrulandık. Haklı iken, haksızlığın arasında yorulandık. Belki de en çok kaybolan. Gittin ya şimdi, birikir kelimeler. Anlatılacak bir söz, birde göl kıyımızın savruk yalnızlığı var geride kalan. Elim avucumda, son dua aydınlanan yolun hikâyesi ile kayboluyor.

Rakel Dink: En çok da bir kuzuya kıydıkları için üzülüyorum Rakel Dink: En çok da bir kuzuya kıydıkları için üzülüyorum

Çocukluğum tutmuş yine sayfalar gri, kalbin ile konuş dediğin son söz gelir aklıma, birde badana tutmayan evinin büyük hayali. Çocuklar için aralanacak kapının girişindeki zerdali ağaçları. Çok büyük hayaller değildi ama önüne dizilen engeller çoktu. Haklıymış şair; ‘‘bir tutam umut için, bütün isyan bayrakları dikilmeli’’. Benim isyanımda sanırım sadece kendime. Kendimden öteye geçmiyor öfkem..

Editör: Haber Merkezi