Etkinliğin tanıtımı ve etkinlik süresince yürütülecek çalışmalarla alakalı fikir alışverişinde bulunmak amacıyla Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Neslihan Şedal ve Abdullah Zeydan’ı ziyaret eden Van Dernekler Federasyonu (VANFED) Başkanı Fatih Yağız ve beraberindeki yönetim kurulu üyeleri, etkinlik öncesi desteklerinden ötürü Eşbaşkanlara teşekkür etti. 
Van Büyükşehir Belediyesi hizmet binası toplantı salonunda gerçekleşen toplantıya Eşbaşkan Şedal ve Zeydan’ın yanısıra ilçe belediye eşbaşkanları, belediye meclis üyeleri, belediye yönetimi, VENFED Başkanı Fatih Yağız ile yönetim kurulu üyeleri katıldı.

Yenikapı Etkinlik alanında düzenlenecek olan 3. Van Tanıtım Günlerinin bu yıl ‘Van Denizini gördünüz mü?’ sloganıyla hazırlandıklarını ifade eden VANFED Başkanı Fatih Yağız, bu tür etkinliklerde birlik ve beraberliğin önemine değindi. Kentin tanıtımında Büyükşehir Belediyesinin üstlendiği görevin büyük bir anlam ifade ettiğini vurgulayan Yağız, söz konusu Van olunca her kesimin elini taşın altına koyması gerektiğini belirtti.

Bingöl’de yıldırım düşmesi sonucu: 30 hayvan telef oldu Bingöl’de yıldırım düşmesi sonucu: 30 hayvan telef oldu

‘Kentin tanıtımı için yapılan her çalışmada yer alacağız’

Kentin tarihi ve kültürel değerlerinin İstanbul’a taşınacağı tanıtım günlerini oldukça önemsediklerini ifade eden Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Neslihan Şedal, Van’ın kadim kültürünü ve zenginlikleri yaşatabilmek, toplumsal dayanışmanın metropollerde devamlılığını sağlayabilme mücadelesine katkı sunmak istediklerini belirtti. Fiziki olarak iki kentin birbirinden uzak olmasına rağmen, kentin kültürünün orada yaşatılması için bu tür etkinliklerde ön ayak olacaklarını söyleyen Eşbaşkan Şedal, “VANFED’in Van'ın layık olduğu değere ulaşmasına yönelik çalışmalarda yer aldığını biliyoruz. Bizler de kentin sorunlarını çözmek için yapılan her çalışmada olacağımızı belirttik. İstanbul’daki tüm halkımızın her biriyle bir bağımız var. Birçok değerimiz var. Bizim de bu değerleri korumak için, bire bir öncüsü olmak için, dayanışanı, yanında olanı, yürüteni olmak gibi bir sorumluluğumuzun olduğunu biliyoruz. Buradaki o kültürü, misafirperverliği koruyup, orada yaşattığınız için sizlere teşekkür ediyoruz” dedi. 

‘Farklılığımız zenginliğimiz, bunu herkese gösterelim’

Daha sonra konuşan Eşbaşkan Abdullah Zeydan ise ziyaretlerinden ötürü dernek üyelerine teşekkür ederek, birlik ve beraberlik çağrısı yaptı. Yıllar öncesinde birçok farklı sebeplerden ötürü birçok insanın buradan İstanbul’a göç etmek zorunda kaldığını hatırlatan Eşbaşkan Zeydan, bu yurttaşların batıda nasıl zorluklar içerisinde olduğunu çok iyi bildiklerini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:  “Batıda kurulan yeni hayatlarda çekilen zorluklar içerisinde, kendi dilleri ve kendi kültürlerinden ödün vermemek oldukça güçtür. Bizler de bunu başarabildik. Okyanusları, denizleri aşarak orada bir hayat kurdunuz. Oradaki farklı kimliklerle, inançlarla bir arada yaşam iradesini de ortaya koyarak, büyük bir özveriyle her zaman toplumsal barışı, demokrasiyi adaleti, insan haklarını, birlikte özgür yaşam iradesini de güçlendirecek bir pozisyonla var oldunuz. Orada 400 binin üzerinde hemşerimiz yaşıyor. Yüzlerce dernek, çok güçlü konfederasyonlar var. Oradaki insanlar, gençler daha iyi şartlarda yaşayabilsinler diye bu dernekler büyük bir özveri ve dayanışmayla çalışıyorlar. Bu bizi mutlu ediyor. Bizim ihtiyacımız olan ayrışma, ötekileştirme yapmak değil, Zaten bunu yapanlar var. Bunun aksine Türkiye toplumunun, Kürtlerin, demokrasi güçlerinin, barıştan yana adaletten yana herkesin yapması gereken birbiriyle daha fazla kucaklaşması, gönül bağlarını daha fazla güçlendirmesi. Bu boyutuyla sizlere çok büyük işler düşüyor. Siz de bunu başardınız. Fakat yapılması gereken çok daha işler var. İstanbul çok kozmopolit bir yer. Türkiye’nin minyatürü bir yer konumunda. Orada yüzlerce kimlik, kültür, inanç yaşıyor. Bu farklılıkların bir zenginlik olduğunu, demokrasi, hukuk, adalet ve insan hakları ekseninde bu zenginliklerin ne kadar büyük bir katkı olduğunu herkese gösterme fırsatı da önümüze çıkıyor. Hemşerilerimize birlikte sıkı bir diyalog içerisinde olacağımızı hep söyledik. 31 Mart seçimleri ve ardından yaşanan mazbata krizinden sonra ortaya çıkan Van halkının onurlu direnişinin, dayanışma ruhunun da sürdürebilir olması, daha da genişleyip, Türkiye geneline yayılması, konusunda da bizim kararlı olduğumuzu hep dile getirdik. Bu dayanışmayı da İstanbul’dan başlattık. Buna siz de vesile oldunuz. Bizim derneklerimiz Van’dan İstanbul’a bir gönül, sevgi, barış ve hizmet köprüsünün yeniden inşa edilmesine ön ayak oldu. Bu da sadece İstanbul ile sınırlı kalmayıp, Türkiye’de, Kürdistan da tüm illerde bunun daha yaygınlaşması, eşitlikçi, çoğulcu, özgürlükçü bir anlayışla onurlu bir yaşamı demokratik ve ortak bir cumhuriyette yeniden inşa etme sorumluluğumuzun olduğunu da hep belirttik. Biz birbirimize sahip çıkacağız, dayanışacağız. Fakat bu da bir gerçek ki şuan da ülkede ekonomik kriz başta olmak üzere çok büyük krizler var. Açlığa makhum edilmiş milyonlarca yurttaşımız var. Asgari ücretle çalışma zorunda kalan, sadece ölmemek için yaşayan milyonlarca insandan bahsediyoruz. Bugün artık ülkeyi terk eden gençlerden bahsediyoruz. Tüm bunların kaynağı da adaletsizlik, hukuksuzluk, demokrasinin ayaklar altına alınmasıdır. Bugün halkın iradesi ile seçilen, Eşbaşkanımız Bekir Kaya gibi, Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, annelerimiz, yaşlı insanlarımız gibi yüzlerce insan şuan da haksız ve hukuksuz bir biçimde zindanlardadır. Biz bu hukuksuzluğa karşı kendi dayanışmamızı büyütürken,  birbirimizi de iyi tanımamız gerekiyor. Medya gücünü elinde bulunduran iktidarın algıları üzerine toplum kutuplaştırılmış, ötekileştirilmiş neredeyse birbirine düşman edilme noktasına geldi. Aslında tabanda ne Türklerin Kürtlere ne de Kürtlerin Türklere yaratılan algı gibi bir karşı duruşu olmadığını bizler biliyoruz. Dolayısıyla bizim birbirimizi daha da anlama, tanıma, birbirimize tehdit olmadığımızı, birbirimizin AKP’nin sıkıştırmak istediği noktada olmamamız gerektiğini gösterme noktasında sorumluluklarımız var. İşte bu tarz etkinlikler, fuarlar buna da vesile oluyor. Hem kendi ilimiz, tanıtıyor, kendi dilimizi, kendi kültürümüzü tanıtıyoruz, hem bölgenin hem de Türkiye'nin geleceğinde de sorumluluğumuzun olduğunu unutmamamız gerekiyor. Hukuku sahiplenen demokrasiyi sahiplenen bir tutum içerisinde olmamız gerekiyor’’ dedi.

‘STK’ları çok önemsiyoruz’ 

Kenti, kentin dinamikleri ile yönetmek istediklerini bir kez daha hatırlatan Eşbaşkan Zeydan, “Biz ne akdar yetkin olursak olalım büyük bir şehri veya bir kenti tek başımıza yönetemeyeceğimizi çok iyi biliyoruz. Demokratik kitle örgütleri, kentin dinamikleri bizim için çok önemlidir. Bugün buraya güçlü bir şekilde gelmeniz de bunun bir kanıtı. Van’ı, kendi kentinizi ne kadar önemsediğinizin bir göstergesidir. Hepimizin amacı kendi kentimizi daha iyi bir yere taşımak, hak ettiği yere ulaştırmak ve tanıtabilmektir. Bu ortak noktamızda, bu ortak hedefimizde birlikte çalışacağız. Kentin çok sorununun olduğunu biliyorsunuz. Bu sorunları da ancak el ele verebilirsek üstesinden gelebiliriz. Birçok insan, zorunlu, fakirlikten, işsizlikten oraya gitti. Fakat bu da bir gerçek ki orada birikmiş bir gücümüz var. 400 bin hemşerimizin oranın ekonomisine, kültürüne, sosyolojisine demokrasisine, geleceğine kattığı çok şey var. Bu insanların bu birikimlerini artık kendi topraklarında da üretimlere dönüştürme, kendi illerini her alanda daha ileriye taşıma boyutunda da sorumlulukları vardır. Bizler halkın hizmetkârıyız. Bizim fikriyatımız, bize oy vermiş, vermemiş herkesin hizmetkârlığını yapmak, hizmet götürmektir Bu boyutuyla da bu kısa süre de çok büyük hizmetler yaptık. Daha da iyi şeyler başaracağımıza inanıyoruz. Kendimize ve yol arkadaşlarımıza güveniyoruz. İstanbul’da yaşayan her Van’lının da bizim başımızın üstünde yeri vardır. Her alanda onların yaşam şartlarını yükseltecek, daha güçlendirecek, oradaki imkanlardan daha da fazla yararlanmasını sağlayacak potansiyeli var. Biz sadece amelelik, temizlik yapacak insanlar değiliz. Bizim oylarımızla kentin yerel yönetimleri oluşturuluyorsa kentin yönetiminde söz sahibi olmak oranın imkânlarından her boyutuyla yararlanma hakkımız vardır. Bu sadece İstanbul’la da sınırlı kalmayacaktır. Bu duygu, bu birliktelik, bu anlayış önümüzdeki süreçte Türkiye yönetimine de yansıyacaktır. Biz de güçlü bir şekilde arkadaşlarımızın yanında olacağız" diye konuştu.

Yapılan konuşmaların ardından, Eşbaşkanlara Van tanıtım günleri organizasyonunun lansmanı, etkinliğin düzenleneceği Yenikapı miting alanı yerleşimi gösterildi.

Toplantı çekilen hatıra fotoğrafı ile sona erdi.