Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimlerde Cumhurbaşkanı adayı olduğunu açıklamasının ardından seçim tartışmaları alevlendi. İktidar bloğu seçimler için 2023’ü işaret etse de, muhalefet cephesi zamanında yapılacak seçimlerde Erdoğan’ın aday olamayacağı, onun için erken seçim olacağı görüşünde. Ekonomik krizin derinleştiği, Kürt meselesinde güvenlikçi politikaların arttığı bu dönemde iktidar açısından en kritik seçmen grubu kendisine oy veren muhafazakar Kürt seçmen. Bu seçmen kitlesi de Kürt meselesinde güvenlikçi politikaların dozunu arttıran AKP’den uzaklaşıyor. Bu durum iktidar açısından risk oluşturuyor.

AKP’NİN GÜNDEMİNDE KÜRT SEÇMEN VAR

AKP’nin Kürt seçmen kaygısı 4 Haziran’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleşen Kızılcahamam kampında da gündeme geldi. +Gerçek’in Ankara kulislerinden edindiği bilgilere göre kampta AKP’nin olası seçimlerdeki durumu ve Diyarbakır başta olmak üzere bölge kentlerinde durumunun ne olduğu da masaya yatırıldı. Milletvekilleri ve AKP’nin MKYK üyeleri ayrı ayrı Erdoğan’a kendi seçim bölgelerindeki durum ile ilgili bilgiler verdi.  AKP’nin durumu, bölgelerindeki seçmen eğilimi ve seçmenin partilerine bakışı konusunda bilgiler aktardı.  Türkiye’nin geneli için özellikle ekonomik kriz, yükselen fiyatlar ve halkın geçim sıkıntısı yaşadığı başlık öne çıkarken, Diyarbakır, Van, Mardin, Batman ve Şırnak gibi kentler başta olmak üzere bölge kentlerinde en çok üzerinde durulan konu Kürt seçmenin eğilimi oldu. Kürt MKYK üyeleri ile görüşen Erdoğan, bizzat seçim bölgelerinde seçmenin eğilimi sordu. Erdoğan’a özellikle Kürt seçmenin ilgisini çekebilecek bazı adımlar atılması gerektiği bilgisi aktarılırken, ilginç bir gerçeklik te aktarılan konular arasında yer aldı.

HALK HDP’Yİ DİKKATE ALIYOR BİLGİSİ ERDOĞAN’A AKTARILDI

Bu konu hakkında kapatma davası açılan, binlerce üye ve yöneticinin gözaltına alınarak tutuklanan HDP’nin varlı oldu. Erdoğan’la görüşenler özellikle HDP’nin belediyeler kazandığı kentlerde HDP’nin güçlü olduğu, nereye gitseler karşılarına HDP’nin çıktığı bilgisini paylaştı. “Biz ne yaparsak yapalım, sokak HDP’de. Onlar ne deseler halk inanıyor. Biz doğru desek, onlar yalan yanlış bilgiler verseler bile sokak onları dikkate alıyor” bilgisi paylaşılarak, Kürt seçmene ilişkin yeni bir söylem geliştirilmesi istedin. Edinilen bilgilere göre Erdoğan Kürt seçmene ilişkin aktarılan bilgileri dikkatlice dinledi, buna karşı da çıkmadı.

AKP’nin gündeminde olan Kürt seçmen meselesi iktidar açısından risk oluşturduğu görülüyor. Bu konu Erdoğan’ın da yakın gündeminde gibi.  Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun ve Diyarbakır merkezli Rawest Araştırma Genel Müdürü Roj Esir Girasun, Kürt seçmeninin eğilimini, iktidarın Kürt seçmene neden ihtiyaç duyduğunu ve olası seçimleri +Gerçek’e değerlendirdi.

‘KÜRT SEÇMEN KİMDEN YANA TAVIR KOYARSA O İTTİFAK KAZANIR’

Cumhur ve Millet ittifaklarının oylarının birbirine çok yakın olduğuna işaret eden Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun, her iki ittifakın da yüzde 40 civarında oy aldığını hatırlattı. Burada Kürt seçmenin tercihinin çok kritik olduğuna dikkat çeken Coşkun, “Kürt seçmen kimden yana tavır koyarsa büyük ihtimalle o ittifakın adayı seçimleri kazanacak. O nedenle her iki ittifakta Kürt seçmeni, Kürt seçmenin oylarını yanına çekmeye çalışıyor. Öncelikle vurgulanması gereken gerçek bu. İkincisi, görülüyor ki Ak Parti ile Kürt seçmen arasındaki mesafe açılıyor. Bu mesafeyi eğer daraltmasa, bu mesafeyi kapatmasa Ak Parti’nin seçimi kazanması zor” dedi.

İktidarın öncelikle Kürt seçmen ile arasında açılan bu mesafeyi daraltma arayışında olduğunu belirten Coşkun, bunu da ancak Kürt meselesinde bir açılım yaparak gerçekleştirebileceğine işaret etti. Başka türlü bu mesafeyi dalatmanın imkânının görünmediğini ifade eden Coşkun, muhalefetin iktidarın seçime kadar sert bir politika yürüteceğine dair bir öngörüsünün de doğru olmadığını dile getirdi.  İktidar, Kürt seçmen üzerinde etki yapacağını düşünürse, bu konuda yeni bir hamle yapabileceğini ifade eden Coşkun, iktidarın İmralı üzerinden yapacağı bir hamle ile muhalefeti zor duruma düşürebileceğine dikkat çekti. Muhalefetin Kürt meselesi konusunda ortaklaşması, özellikle Kürt seçmene çok net bir takım mesajlar vermesinin kolay olmadığını hatırlatan Coşkun, muhalefet bloğunda olan İYİ Parti’nin pozisyonuna işaret etti. İYİ Partinin olduğu bir denklem içerisinde bu yönlü bir hamlenin zor olduğunu ifade eden Coşkun, “Ama Cumhur İttifakı, Erdoğan böyle bir riski alabilir” dedi.

KENDİSİNE OY VEREN KÜRT SEÇMENİ TUTMAK İSTİYOR

İktidarın Kürt meselesine ilişkin atacağı adımların birçok sonucu olabileceğine dikkat çeken Coşkun, bu hamlelerin olası hedeflerini sıraladı: “Bir kere hala Ak Parti’ye oy veren Kürt seçmeni orada tutmaya sağlar. İkincisi Ak Parti ile mesafesi açılan ama kararsız olan bazı Kürt seçmenin tekrar kendisine dönmesini sağlar. Şu anda kararsızlar havuzunda olan bazı Kürt seçmenin tekrar kendisine dönmesini sağlar. Kürt seçmenin bir kısmının en azından Millet İttifakına yönelmesini engellemeye çalışır. Dolayısıyla MHP’nin de karşı çıkamayacağı bir denklem içerisinde bir takım hamleler yapabilir. Bunun bir takım işaretlerini görüyoruz. Selvi’nin yazısında bahsettiği Öcalan’la görüşmeye kapıların açılması, Öcalan üzerinden bir takım mesajların verilmesi bunun bir ön hazırlığı olabilir” dedi.

HAMLENİN BİR BAŞKA HEDEFİ MUHALEFET

Bazılarının 2019 yerel seçimlerinde bunun tecrübe edildiğini ve işe yaramadığını söylediğini hatırlatan Coşkun, her ikisinin bir biri ile karıştırılmaması gerektiğini söyledi. 2019’da Öcalan’dan bir mektup getirme hadisesinin çok aceleye getirilmiş bir hadise olduğuna işaret eden Coşkun, “Eğer bu gün devletin,  iktidarın böyle bir hazırlığı varsa, muhtemelen bunu daha planlı bir şekilde, belki belirli bir çerçeve içerisinde yapıp böyle seçmenin dikkatini ve oyunu çekmeye çalışabilirler. Böyle bir hamle muhalefeti zor duruma sokar. Muhalefete o zaman ‘sizin Kürt meselesindeki tavrınız nedir’ sorusu gider. Bir taraftan HDP ile görüşmekten itina eden bir muhalefet var. Diğer taraftan eğer bir hamle yaparsa, PKK ile, Öcalan’la da görüşebilen bir iktidar resmi ortaya çıkarsa o zaman burada muhalefet açısından zor bir tablonun ortaya çıkacağını söyleyebiliriz” diye konuştu.

RİSK ALMAYI DÜŞÜNEBİLİR

Her ne kadar yeni bir adımdan söz edilse de, mevcut koşullar eskisinden çok daha farklı. 2015 yılından bu yana uygulanan çok sert güvenlikçi politikalar var. “İktidar bu konuda pragmatist yaklaşabilir mi” sorusuna Coşkun, “Bu konuda bir takım hazırlıklar, tahliller yapılıyordur. Bu tür bir hamlenin seçmen üzerinde etkisi olacağını görürse iktidar, buna yönelik bir değişiklik yapabilir. Evet bir taraftan iktidarın dili değişiyor, iktidarın tavrı bütün sertliği devam ediyor ama diğer taraftan eskisinden farklı, son 5 yılda kullandığı dilden farklı bir dil kullandıklarını da görülüyor. Mesela en son Cumhurbaşkanı Van’da ‘Gidin sorun çözüm sürecini niye bitirdiklerini sorun’ diye bir dil kullandı. Burada çözüm sürecini kendilerinin bitirmediğini, PKK’nin bitirdiğini söylüyor vs. Dolayısıyla bu elbette ki bir risk. Ama eğer bu riskin kendisine belirli bir seçmen desteği getireceğini görürse iktidar bu riski almayı düşünebilir. Aynı zamanda Kürt meselesindeki gündemi, inisiyatifi eline geçirir. O zaman gözler muhalefete döner. ‘Siz ne diyorsunuz’ diye onlara sorular sorulur. Muhalefette bu konuda bir ortaklaşma, ortak bir politika ortaya koyması zor. Muhalefetin öyle bir handikapı var bence. ‘Her halükarda Kürtler bize oy verir. Biz ne yaparsak yapalım bize oy verir’ gibi bir ön kabul üzerinden hareket ediyorlar.  Ama bu çok sağlıklı bir değerlendirme değil. Nihayetinde Kürt seçmenlerde yarın öbür gün karşılarına adaylar çıktığında o adayların hem geçmişte hem de bu gün söylediklerine bakacaklar” dedi.

‘MUHALEFET HATA YAPMAZSA SEÇİMİ KAZANABİLİR’

Rawest Araştırma Genel Müdürü Roj Esir Girasun’a göre de AKP’nin iktidarda kalabilmesi Kürt seçmenin oylarına bağlı. İktidarın ve Erdoğan’ın 2021 yılı Temmuz ayından bu yana çok ciddi bir oy kaybı yaşadığına işaret eden Girasun, “Hem Erdoğan’ın oylarında, hem de Ak Parti’nin oylarında bir düşüş var. Bu oy kaybı seçimi muhalefetin kazanmasını daha olası kılıyor.  Şu anda, bu günden baktığımız zaman olası seçimde muhalefet bir hata yapmadığı müddetçe Erdoğan’ın ve iktidarın kaybetmesi olası. Hem derinleşen ekonomik kriz, hem de yaşanan diğer problemler bunu mümkün kılıyor. Ama seçimi açık ara muhalefet tarafından kazanılacak, maç döndürülemez gibi bir noktada da değil” dedi.

‘KÜRT MESELESİNDE MANİPÜLASYONU İÇEREN ADIMLAR ATILABİLİR’

Seçim sonucunu değiştirebilecek en önemli değişkenin Kürt seçmen olduğunu belirten Girasun, “Oyunu Erdoğan’ın değiştirebileceği, iktidarın kendi lehine çevirebileceğini gördüğü bir nokta var. Kürt seçmen meselesi. Türkiye’deki diğer seçmen gruplarına oranla Ak Parti’ye oy veren Kürt seçmenin çözülmesi daha hızlı. Birde HDP seçmenin de Erdoğan karşıtı oy verme motivasyonu daha güçlü. Böyle bir durumda Erdoğan’ın elinde bir şey var. Ne yapabilir? Kendisine oy veren Ak Partili Kürtlerin kopuşunu engellemek, DEVA, Gelecek ve CHP gibi partilere akmasını engellemek. Birde HDP’li seçmenlerin kendisine oy vermeyecek olsalar bile, kendi karşıtlığı üzerinden oy vermelerini engellemek. Yani nötralize etmek” dedi.

‘AMAÇ HDP’Lİ SEÇMENİ NÖTRALİZE ETMEK’

İktidarın Kürt meselesinde ciddi adımlar atmak yerine, daha çok seçmeni manipüle etmeye dönük bazı adımlar atabileceğine dikkat çeken Girasun, “Bunlar Kürt meselesinde manipülasyonu içeren adımlar. Ne yapabilir mesela? Birincisi dil ile ilgili bazı adımlar atabilir. Öte taraftan Öcalan’la görüşmelerin önünü açabilir. Rojava ile alakalı bir takım şeyler söylenebilir. Kürt meselesinin dışarıya yansıyan boyutu ile ilgili bir takım şeyler söylenebilir. Bu durum tek başına HDP’li Kürt seçmeni nötralize etmez tabii ki. Bu durum aynı zamanda muhalefetinde Kürt meselesindeki çıtasını yükseltmiş olur. Mesela muhalefet iktidardan daha güçlü şeyler söylemek durumunda kalır. Buda muhalefetin bileşenleri arasındaki ayrışmayı derinleştirebilir. Örneğin İYİ Parti’den tutun, Memleket, Zafer partilerine kadar bunların CHP ile aralarındaki gerilimi arttırabilir. Sonuçta muhalefetinde bir şeyler söylemesi gerekecek ama muhalefette başka bir aktör var. İYİ Parti. Bunların Kürt meselesi ile ilgili sınırları belli. Erdoğan’ın Kürt meselesi konusunda en azından bazı adımlar konusunda Bahçeli’yi ikna etmesi, CHP’nin İYİ Parti’yi Kürt meselesi konusunda ikna etmesi daha kolay” dedi.

Editör: TE Bilisim