Afganistan, İran, Pakistan ve Bangladeş’teki aşırı yoksulluk, işsizlik ve hegamonik güçlerin çıkardığı savaşlar nedeniyle yurttaşlar, ülkelerini terk ediyor. Mülteciler, Türkiye üzerinden başka ülkelere gitmek için “ölüm yolculuğu”na çıkıyor. Mültecilerin büyük bir kısmı, yolları günlerce yürüyerek Van’a ulaşıyor, buradan da ulaşmak istedikleri illere ya da ülkelere gitmeye çalışıyor. Genellikle yoksul olan mültecilerin çoğu, kış aylarında sınırlarda alınan güvenlik önlemlerinin gevşetilmesi üzerine çıktıkları yolculuk birçok kez ölümle sonuçlanıyor. Yollarda yaşamını yitiren mültecilerin cenazeleri ise arkadaşları tarafından ya olayın yaşandığı yerde kazılan toprağa gömülüyor ya da olay yerinde bırakılıyor. 

160 MÜLTECİ YAŞAMINI YİTİRDİ

İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi’nin mülteci ölümlerine dair yaptığı saha çalışmasına göre; son 3 yılda 49’u donarak, 68’i Van Gölü’nde boğularak, 42’si trafik kazalarında, 1’i de ateşli silahla toplam 160 mülteci yaşamını yitirdi. Van sınırında en son 1 Ocak’ta bir kadının, donmaya karşı çoraplarını ellerine eldiven yaparak iki çocuğunu ölümden kurtardı, ancak kendisi donarak yaşamını yitirdi.  Mültecilerin durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Merkez Mülteci Hakları Komisyonu üyesi Hamdi Bayhan, acı bir tablo ile karşı karşıya olduklarını söyledi. 

‘MAĞDURİYETLER YAŞANIYOR’

Mültecilerin ülkelerinde maruz kaldığı temel hak ve hürriyetlerinden kaynaklı göç ettiğine dile getiren Bayhan, çoğunluğu genç olan mültecilerin, stratejik konumundan kaynaklı Van’ı geçiş güzergahı olarak kullandığını söyledi. Ortadoğu’daki savaşı “kimlikler savaşı” olarak niteleyen Bayhan, bu savaşlardan kaynaklı da mültecilerin hayatları pahasına ülkelerini terk etmek zorunda kaldığını ifade etti. Mültecilerin çıktığı “ölüm yolcuğunun” çok tehlikeli ve zor olduğunu aktaran Bayhan, “Bu yolculuklar, birçok yerde büyük trajedilere yol açıyor. Mülteciler, yüksek dağlardan, kırsal bölgelerden yürüyerek geçiyorlar. Özellikle kadınlar ve çocuklar, bu yolculukta en çok mağdur olanlardır” diye konuştu.

ORTAKLAŞMA

Van’ın İran ile 295 kilometrelik bir sınırının olduğunu dile getiren Bayhan, sınır hattından mülteci geçişinin engellenmesi için duvar örüldüğünü belirtti. Bayhan, “Bu durum insan haklarına aykırıdır. Böylece mülteciler, organizeli ve komplike gruplar tarafından daha fazla suiistimal edilir. Son 10 yılda sınır hattında sigara kaçakçılığından 71 vatandaş, silahlı ateşle vurularak öldürüldü; ancak insan kaçakçılığı denilen ‘simsarlar’ın yakalandığına dair bir tanıklığımız bile olmadı. Bizim kaygımız şudur; bu büyük göçler, kendisine özgü bir enformel ekonomi yarattığını düşünüyoruz. Devletin içerisindeki çeşitli güçlerle de ortaklaşıldığını düşünüyoruz” dedi. 

‘KARLARIN ERİMESİYLE…

’ Mültecilerin ekonomik durumu olmamasından kaynaklı genellikle kış aylarında “ölüm yolculuğuna” çıktığını dile getiren Bayhan, şöyle konuştu: “Kış aylarında geçişler daha kolay ama yaşam riski açısından tehlikelidir. Karların erimesiyle birlikte cenazeler ortaya çıkacak kaygısı içerisindeyiz. Mültecilerin büyük bir bölümünün kente giriş yaptıktan burada kalmayı tercih etmiyor. Bunun temel nedeni ise mültecilerin geldikleri yere geri gönderilme korkusudur.”

‘TÜRKİYE KOZ OLARAK KULLANIYOR’

Türkiye’nin izlediği mülteci politikalarına değinen Bayhan, Türkiye’de mültecilere kalıcı değil geçici koruma verildiğini belirterek, Türkiye’nin bu konuda izlediği politikayı eleştirdi. Türkiye ve Avrupa ülkelerinin mülteciler konusunda samimi olmadığına vurgu yapan Bayhan, Türkiye’nin mültecileri, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere diğer ülkelere karşı “koz” olarak kullandığına dikkati çekti. Mevcut iktidarın mültecileri araçsallaştırdığını belirten Bayhan, “Oysa tüm devletlerin mültecilere karşı pozitif yükümlülükleri var. Ancak, bu yükümlülüklerini yerine getirilmiyor” diye konuştu.    MA / Mehmet Şah Oruç 
 

Editör: TE Bilisim