Tatvan’da belediye başkanının biri polis olan silahlı iki korumasının saldırısına uğrayan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik davanın ilk duruşmasında sanıklar tahliye edildi.

17 Haziran’da Bitlis’in Tatvan ilçesinde Tatvan Belediye Başkanı Mehmet Emin Geylani’nin silahlı iki korumasının saldırısına uğrayarak ağır yaralanan Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sinan Aygül’e yönelik saldırı olayının ilk duruşması Tatvan 2. Asliye Ceza Mahkemesi duruşma salonunda yapıldı. Duruşmaya aralarında İstanbul, Konya, Muş, Bitlis ve Van Barosu avukatları, İnsan Hakları Derneği Van Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Van temsilciliği, Hakkari-Van Tabip Odası ile sivil toplum örgütü temsilcileri, Van ile Bitlis’teki gazeteciler katıldı.

Duruşmada ilk olarak Bitlis Cezaevi’nde bulunan AKP’li Tatvan Belediye Başkanı Emin Geylani’nin koruma polisi Engin Kaplan ve belediye çalışanı ve koruması Yücel Baysal’ın kimlik tespitiyle başlandı. Kimlik tespitinden sonra olayın mağduru gazeteci Sinan Aygül ile olaya tanık olan yurttaşların kimlik tespiti yapıldı. Kimlik tespitinden sonra ilk olarak Engin Kaplan’ın ifadesi alındı. Kaplan, Sinan Aygül’e yönelik bir saldırı olmadığını belirterek, görüntülere rağmen olay sırasında kavgayı ayırmaya çalıştığını dile getirdi. Mahkeme başkanın belindeki silahı niye gösterdiği yönündeki sorusuna ise yaz olduğu için silahın açıkta kaldığını dile getirdi. Can Hastanesi’ne tedavi için Yücel Baysal ile birlikte gittiği iddiasında da bulunan Kaplan, Sinan Aygül’ün kendilerine hakaret ettiğinden dolayı olayın yaşandığı kaydetti. Kaplan kavgayı kendisini ayırdığını ve kimseye silah ve kimliğini göstermediği belirterek, tanıkların taraflı beyanda bulunduğu kaydetti.

Van Büyükşehir Belediyesi'nden Kültürel Birliktelik Konseri Van Büyükşehir Belediyesi'nden Kültürel Birliktelik Konseri


‘Sinan’ı dövmek istesem akşam döverdim’
Aygül’ün Avukat Fırat Epözdemir ise, Kaplan’a olay günü saat kaçta Yücel Baysalı ile birlikte geldiklerini sordu. Sanık ise hatırlamadığını dile getirdi. Epözdemir’in kaç dakika olay yerinde beklediği sorusuna ise hatırlamadığı dile getirdi.
Polis Engin Kaplan Sinan Aygül’ün PKK davasında yüze yakın davası olduğunu söylemesi üzerine avukatlar bu bilgiyi nerden bildiğine dair sorular yöneltti. Kaplan ise, emniyette ve basında haberdar olduğunu dile getirdi.
Yücel Baysalı ise ifadesinde ise görüntülere rağmen Sinan Aygül’ün kendisine saldırdığını dile getirdi. “Sinan’ı tanımama etmem. Gazeteciymiş. Cemiyet başkanıymış bilmem. Zaten Sinan’ı dövmek istesem akşam döverim. Başka zaman yapardım. Ben o gün Engin Kaplan ile birlikte hastaneye gelmiştim. Sigara içip hastaneye gidecekken, Sinan bize hakaret etti. Sinan Aygül bize niye hakaret etti bilmiyorum. Belki belediye başkanının yeğeni olmamdan dolayı olabilir. Engin Kaplan olmasaydı beni orada linç edeceklerdi,” dedi.
Avukatların soruları üzerine sanık Baysalı olaydan sonra ilk olarak benzinliğe gittiklerini oradan da devlet hastanesine giderek polise teslim olduğunu söyledi. Bunun üzerine mağdur Sinan Aygül olayı sırasında Tatvan Belediye Başkanı Zeynettin Geylani’nin ofisine gidip gitmediği sorusu üzerine Baysalı, hastaneden sonra ofise gittiğini belirterek eski ifadesiyle çelişti.


‘Beni tanımamaları mümkün değil’
Sanıklardan sonra Sinan Aygül’e söz verildi. Aygül, olay sırasında devam eden diş tedavisine gittiğini dile getirdi. Orada bir diş çektirip üç diş ameliyatı geçirdiğini de dile getiren Aygül, ağzının zaten pamuk dolu olduğunu kaydetti. Aygül, “Sanıkların beni tanımlamaları mümkün değildir. Belediye başkanı ile görüşmemiz veya ziyaretler sırasında sürekli denk geliyorduk. Ben çıktığım an bana saldırdı. Ve bana ‘sen gebereceksin. Bundan sonra kimse Mehmet Emin hakkında yazamaz’ diyerek öldürmek kastıyla beni boğmaya çalıştı. Sonra ayırmaya gelenlere ise Engin Kaplan, ‘ben polisim’ diyerek insanları uzaklaştırdı. Silahını bile göstererek insanları uzaklaştırdı,” dedi.

Aygül, olay yerindeki insanları tanımadığını belirterek, sadece olay sırasında ayırmaya çalıştıklarını dile getirdi. Olayın Belediye Başkanı Mehmet Emin Geylani’nin amcasının ofisinde tasarlandığını da dile getiren Aygül, sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.


Tanıklar: Polis tehdit etti
Aygül’den sonra tanık beyanlarına geçildi. Tanıklar ise olayı ayırmak istediklerini fakat polis memurunun silahı göstererek tehdit etmesi üzerine olayı ayıramadıklarını dile getirdi.
Tanıkların dinlenmesinden sonra söz alan Aygül’ün avukatı İsmet Eker, müvekkiline diş tedavisinden çıkar çıkmaz öldürme kıstasıyla saldırı olduğunu dile getirdi. Olayın adam öldürmeye teşebbüs olarak ele alınması gerektiğini de belirten Eker, görevle ilgili olarak itiraz ettiklerini kaydetti. Eker, “Müvekkilim gazeteci. Onlara göre ölmesi gerekiyordu. Bunu başaramadılar. Bu mahkemeden görevsizlik kararı verilerek dosyanın Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ediyoruz,” dedi.
İddianamede ciddi eksikler olduğunu belirten Avukat Diyar Orak ise, eksik soruşturma yürütüldüğünü kaydetti. Orak, “Bize göre suç sabittir. Zaten kamera görüntüleri de sanıkların ifadelerini yalanlıyor. Vatandaşın polisten beklentisi kendi güvenliğini sağlamasıdır. Fakat burada tam tersi bir durum var. Devletin silahını taşıyan sanıklar müvekkilimin canına kastetmiştir. Bu yönde sanıkların üst sınırdan cezalandırılmasını talep ediyoruz,” dedi.

‘Olay organize’
Avukat Fırat Epözdemir ise, savunmasında her iki sanığın Sinan Aygül’ün belediye hakkında haber yaptığı ve hakkında yüzün üzerinde davası var söylemlerine dikkat çekerek, olayın hazırlanmış bir organizasyon olduğunu kaydetti. Epözdemir, “Kalabalığın artması üzerine sanıklar eylemine son vermiştir. Burada açıkça öldürmeye teşebbüs var. Mahkemenin bu noktadan karar almasını bekliyoruz. HTS kayıtlarına bakıldığı zaman sanıklar arasında bir görev dağılımı var. Biri öldürmeye teşebbüs etmiş. Biri polis silahını kullanarak engellemiştir. Bunu için sanıkların ek savunması alınarak tutukluluk halinin devamına karar verilmesini bekliyoruz,” diye konuştu.
Son olarak iddia makamı olan Cumhuriyet Savcısı esas hakkında mütalaasını verdi. Mütalaada,
Sinan Aygül’ün vücudunda sabit iz kalıp kalmamasının tespiti için Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesi ve sanıkların tutuklu bulunduğu süre göz önünde bulundurularak tahliye edilmesi ifadelerine yer verildi.
Savunmalardan sonra mahkeme başkanı göreve yönelik itirazların reddine karar vererek, cezaevi kayıtlarının mahkemeye sunulmasına yönelik talebi reddetti.


Son olarak sanıkların tutuklu bulunduğu süre gözünde bulundurularak tahliyesine karar verildi.
Duruşma 14 Aralık saat 15.00’a ertelendi.

Editör: Haber Merkezi