Van'da 23 Ekim 2011 tarihinde yaşanan ve 644 kişinin yaşamını yitirdiği depremin yıldönümü nedeniyle Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) basın açıklaması düzenledi.

 Halkların Demokratik Partisi (HDP ) İl Örgütü binasında düzenlenen basın toplantısında birçok siyasi parti temsilcisi de katılırken, "Deprem değil ihmal öldürür" pankartı asıldı.  Toplantıda yerine kayyım atanan Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Mustafa Avcı konuştu.

Van ve Batman’da bölgesel 1 Mayıs kutlamaları yapılacak Van ve Batman’da bölgesel 1 Mayıs kutlamaları yapılacak

‘İKTİDAR ÖNLEM YERİNE RANTI ÖNCELEDİ’

Resmi verilere göre iki depremde 644 kişinin yaşamını yitirdiğini ve yüzlerce yaralının olduğunu belirten Avcı, depremin bu ülkenin bir gerçekliği olduğunu söyledi. Avcı, “Gerekli önlem ve hazırlıklar yapılmadığı sürece 6 Şubat 2023’te Hatay-Maraş ve diğer illerde olduğu gibi açığa çıkan vahim tablolar tekrar edecektir. Aradan geçen aylara rağmen deprem mağduru olan insanlara insan onuruna yakışır bir yaşam koşulu halen oluşturulmadığı gibi, iktidarın depremde bile rantı öncelediği, ayrımcılık yaptığı, kayyum zihniyeti ile hareket ettiği görülmüştür. Geride bıraktığımız Van Depremi’nde de devlet ve hükümetin halkımıza yönelik tutumu bundan farklı olmamıştır" dedi.

‘YIKILMASI GEREKEN 12 BİN KONUT HALA YIKILMAMIŞ’

Depremden sonra yıkım kararı verilen 12 bin konutun halen yıkılmadığına dikkati çeken Avcı, şöyle konuştu:  "Hatta birçoğu öyle ya da böyle yapılan müdahale sonucu şu anda yaşam alanı olarak kullanılıyor. Yıkım kararı verilmiş konutların her birinde ortalama 5 yurttaşımız yaşıyorsa toplamda 60 bin civarında yurttaşımızın yaşamı risk altındadır. Ciddi sayılacak bu sorunu çözme bir yana AFAD ile büyükşehir belediyesi arasındaki bürokratik kavgalara tanıklık ediyoruz. Belediyeyi kayyum gaspıyla işgal edenler muhtemel bir deprem durumunda bu binalardan kaynaklı yaşam kayıplarından da sorumlu olacaktır."

‘İMAR ÇALIŞMALARI KAMUYA AÇIK YAPILMALIDIR’

Bölgenin aktif bir deprem kuşağında yer almasına rağmen gerekli önlemlerin hala alınmadığını sözlerine ekleyen Avcı, "İnsanların deprem konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyor. Depremlerde geriye kalmış güvensiz, hasarlı ve riskli binalar bir an önce tespit edilerek güçlendirilmeli veya yıkılıp yeniden yapılmalıdır. Riskli binaların taranıp tespit edilmesinde, yapıya hasar vermeden binanın dayanıklılığını inceleyen bilim ve mühendislik yöntemlerinden mutlaka yararlanılmalıdır. Yapılacak yeni yapılarda, bütün canlıların sürdürülebilir, sağlıklı, depreme dayanıklı yaşama hakkı için, mühendislik biliminin gerekleri dikkate alınmalı, yapıya başlanmadan önce ilgili raporlar, projelendirmeler, kontrol ve denetimler standartlara uygun yapılmalıdır. Riskli alanlar imara açılmamalı, bilimsel normlara dayalı yer seçimi yapılmalı, ada ve parsel bazlı tüm yapılaşmalarda mühendislik hizmeti almayan hiçbir uygulamaya ruhsat verilmemelidir. Zemin etütleri, yapı statiği gibi hayati önemlere sahip çalışmalar mühendislik gözetim ve denetiminden uzak tutulmamalı, bunlarla beraber imar ve rant meselesine çıkar menfaatlerine göre oluşturulmamalı, bunun için hazırlanan imar çalışmaları kamuoyuna açık olmalıdır" diye konuştu.

‘ARAMA-KURTARMA FAALİYETLERİ ÇOK DİLLİ OLMALI’

Depremlere karşı hazırlıklı olma ve deprem zararlarını en aza indirmek için yeni politikaların hazırlanması gerektiğini söyleyen Avcı, şöyle devam etti: “ Belediyelerimizin de depreme hazırlık anlamında güçlü ve kapsamlı bir dönüşüme ihtiyacı bulunduğunu ifade etmek durumundayız. Bölge özelinde arama-kurtarma faaliyetlerinin başta Kürtçe olmak üzere çok dilli yapılması gerektiği bilinmelidir. İlkyardım ve deprem bilinci eğitimlerinin anadilinde verilmesi atılması gereken ilk adımdır. Bir doğa olayı olan depremlerin; geçmişte olduğu gibi gelecekte de meydana gelebileceğini ve önlenemeyeceğini biliyoruz ancak felakete dönüşüp dönüşmemesi tümüyle uygulanan politikalara bağlı olduğunu da biliyoruz. Doğa olaylarında yaşanan can ve mal kayıplarını kaza ya da kader olarak tanımlamak yanlıştır asla kabul edilmemelidir. Alınacak bilimsel önlemler ve bilinçli eğitimler ile zararların en aza indirilebileceğini unutmamalıyız."

12 YILA RAĞMEN BİR TOPLANMA YERİ BELİRLENMEMİŞ’

Mevcut kayyım yönetiminin depremlere yönelik bir tedbirinin olmadığının altını çizen Avcı, Wan ilinde bugün itibariyle altyapısı hazırlanmış bir toplanma yerinin olmadığına dikkati çekti. Avcı, “Buna karşın düzensiz, özensiz, kontrolsüz inşaat ve yapılaşma devam etmektedir. Olası bir deprem durumunda yüzbinlerce insanın barınma sorunu ile karşı karşıya kalacağı gün gibi ve dün gibi ortadadır. 2011 depreminin üzerinden 12 yıl geçmiş olmasına rağmen halen deprem konutu sağlanmamış depremzede yurttaşlar yaşamaktadır. Hem iktidar hem de birinci ve ikinci kayyumlar ise depremi değil rantı öncelemektedir. Belediyelerimize ait olup satışa çıkarılan birçok parsel yeniden imar planlarında konut alanına açıldı. Konut dışı olanlar ise cins değişikliği ile konut imarına mümkün hale getirildi" ifadelerini kullandı.

‘RANTA DEĞİL YAŞAMA ÇAĞIRIYORUZ’

İktidarı ranta değil yaşamı savunmaya çağıran Avcı, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Haksız, hukuksuz bir şekilde görevden alınmış ve yerine kayyum atanmış arkadaşlarımızın bu açıdan ciddi hazırlıkları vardır. Önümüzdeki yerel yönetim seçimlerinde göreve gelir gelmez bu noktada uygulamaya koyacak projeleri gelişmiş durumdadır. Merkezi yönetimden hiçbir beklentiye girmeden tümüyle yerel kaynaklara dayalı olarak uygulamaya konulabilecek bu projelerle doğal olayların felakete dönüşmemesi için fizibilite ve proje çalışmalarımızın olduğunu siz değerli basın emekçileri aracılığıyla halkımıza bir kez daha duyuruyoruz. Kentimiz sahipsiz değildir. Sahipsiz kalmayacaktır."

Editör: Haber Merkezi