Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında "İnşallah bu yazın Irak sınırlarımızla ilgili meseleyi kalıcı olarak çözüme kavuşturmuş olacağız. Suriye sınırları boyunca 30 kilometre derinliğinde bir güvenlik koridoru oluşturma amacımız bakidir" dedi.
31 Mart seçimlerine ilişkin "bir demokrasi şöleni havasında geçmesini sağlamakta kararlıyız" diyen Erdoğan " Seçim sonuçlarının şimdiden ülkemize, milletimize ve şehirlerimize hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.
Erdoğan "Enflasyonla mücadelemizde henüz istediğimiz yere gelmedik" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
'MAHMUD ABBAS'I AĞIRLAYACAĞIZ'
"Şubat'ın 12'sinde yaptığımız önceki kabinemizin ardından BAE ve Mısır'a gittik. Her iki ülkenin devlet başkanının davetine yaptığımız ziyaretlerimiz oldukça verimli, samimi ve başarılı geçti. Dubai'de düzenlenen Dünya Hükümetler Zirvesi'ne katıldık. Devlet Başkanı Şeyh Muhammed'in yanı sıra zirveye iştirak eden diğer devlet ve hükümet başkanlarıyla görüşmelerimiz oldu. Kahire'de Cumhurbaşkanı sayın Sisi ile ikili ve heyetlerarası görüşmeler gerçekleştirdik. Özellikle Filistin meselesini etraflıca konuştuk. Gazze'deki katliamı durdurmak, yardımların sorunsuz ulaşmasını sağlamak amacıyla atabileceğimiz ortak adımları ele aldık. İnşallah yarın Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı bu konuları istişare etmek üzere ülkemizde ağırlayacağız.
'31 MART'IN DEMOKRASİ ŞÖLENİ HAVASINDA GEÇMESİNİ SAĞLAMAKTA KARARLIYIZ'
Seçim gününe kadar yaklaşık 50 şehirde vatandaşlarımızla buluşmayı hedefliyoruz. Bakanlıklarımız ve kurumlarımız 31 Mart seçimlerinin huzur ve güven içinde gerçekleştirilmesi için gereken hazırlıkları yaptılar. Her seçim gibi 31 Mart'ın da bir demokrasi şöleni havasında geçmesini sağlamakta kararlıyız. Seçim sonuçlarının şimdiden ülkemize, milletimize ve şehirlerimize hayırlı olmasını diliyorum.
'IRAK SINIRLARIMIZLA İLGİLİ MESELEYİ KALICI OLARAK ÇÖZÜME KAVUŞTURACAĞIZ'
Terörle mücadeleyi sınırlarımızın içinde ve dışında kararlılıkla devam ettiriyoruz. Irak sınırlarımızı güven altına alacak çemberi tamamlamak üzereyiz. İnşallah bu yazın Irak sınırlarımızla ilgili meseleyi kalıcı olarak çözüme kavuşturmuş olacağız. Suriye sınırları boyunca 30 kilometre derinliğinde bir güvenlik koridoru oluşturma amacımız bakidir. Türkiye'yi güney sınırları boyunca kuracağı bir teröristanla dize getireceğini düşünenlere yeni kabuslar yaşatacak hazırlıklarımız var. Ülkemizin ve milletimizin terörle mücadele kararlılığını hala anlayamamış olanlara bu gerçeği kabul edene kadar şartları zorlamaktan geri durmayacağız. Türkiye sadece kendi sınırlarından ibaret bir ülke değildir. Balkanlar, Orta Asya, Karadeniz, Kuzey Afrika, Ege'den Güney Asya'ya kadar çok daha büyük bir coğrafyanın kalbidir. Bir yerde bize ne şuradan, buradan diye bir ifade duyarsanız bilin ki bunu söyleyen ya zır cahil ya da gönüllü veya görevli 5. kol elemanıdır.
'BİZİM SÖMÜRGEMİZ YOK VE HİÇ OLMADI'
Bizim sömürgemiz yok. Karşılıksız gelir getirecek kaynaklarımız yok. Binlerce yıllık devlet tecrübemiz var, insanlığı kendimize hayran bırakacak milli hasletlerimiz ve çalışma vasfımız var. Dikensiz bir gül bahçesinde yürümedik. Sahip olduğumuz her şeyi dişimiz ve tırnağımızla kazıyarak, gerektiğinde canımız ve kanımızla yoğurarak kazandık. Geleceğe güvenle bakabilmemizi sağlayan özgüvenimizi bu şekilde inşa ettik. Şimdi önümüzde çözüm bekleyen 3-5 mesele var diye bu muhteşem mirasa sırtımızı mı döneceğiz? Daha çok mücadele etmemiz gerekiyor diye diz çökmemizi bekleyen emperyalistlere ve araçlarına teslim mi olacağız? Hayır, asla! Etrafımızda yaşananları görüyorsunuz. Azerbaycanlı kardeşlerimizin uzun mücadelenin altından hem işgal edilen toprakları hem Karabağ'ı nasıl özgür hale getirdiklerine hep beraber şahit olduk. Rusya-Ukrayna savaşının nasıl başladığını, bugüne nasıl geldiğini ve nereye gittiğini hep birlikte takip ediyoruz. Suriye'nin gözlerimizin önünde nasıl parçalanmaya çalışıldığını gayet iyi biliyoruz.
'HİÇBİR ÜLKENİN VE HALKIN GELECEĞİ GÜVENDE OLMAYACAKTIR'
Gazze'deki katliama kimlerin yol verdiği, destek sağladığı ve hatta içten içe sevindiği açıkça ortadadır. Türkiye olarak insani yardım ve samimi haykırışlarımızla Gazzeli kardeşimize destek olmaya çalışıyoruz. Türkiye Gazze ve Filistin için elinden geleni yapmaktadır, yapmaya da devam edecektir. Sorunun çözümü uluslararası düzeyde etkin ve kararlı işbirliğinin sağlanmasından geçiyor. İslam aleminin yekvücud olmasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuluyor. Gazze'de temeli atılacak ilk Yahudi yerleşim binası tek başına bu vahşetin sebebinin başka bir şey değil sadece hırsızlık, ahlaksızlık, onursuzluk olduğunu göstermeye yetecektir. Filistin topraklarındaki gasp eylemlerini meşrulaştıran hiçbir ülkenin ve halkının geleceği güvende olmayacaktır.
'DÜNYADA EPEYCE KONUŞULDU'
Türkiye ve Türk milleti olarak siyasetimiz, ekonomimiz, savunma sanayimiz, ordumuz, sosyal yapımız ve kurumlarımızla güçlü olmazsak bizim başımıza gelecek olan da budur. Günübirlik sıkıntıların heyecanına kapılıp verilen bu mücadeleyi görmekten gelmek ülkeyi böyle bir girdabın içine atmak demektir. Başlattığımız projelerin sonuçlanması, onları takip edecek programların hayata geçmesi için biraz daha vakte ihtiyacımız var. İnşallah o günleri de hep birlikte göreceğiz. 5. nesil savaş uçağımız Kaan vesilesiyle savunma sanayinde geldiğimiz yer ülkemizde ve dünyada epeyce konuşuldu. Savunma sanayi hamlelerimiz Antalya Diplomasi Forumu'nda da muhataplarımızın da gündemindeydi. Savunma sanayinde yüzde 20'lerde olan yerlilik oranını yüzde 80'lerin üzerine taşımıştır. 850'yi aşkın projeyle bu alanda kendi kendine yeterliliği en yüksek ülkelerden biri haline geldi. Sahip olduğumuz yüksek teknoloji ürünlerini dost ve müttefik ülkelerle de paylaşarak savunma ihracatımızı 10 yılda yaklaşık 4,5 kat artırdık. Geçtiğimiz yıl dünyanın 185 ayrı ülkesine 230 çeşit ürün satarak ihracat yaptık. Kara, deniz, hava savunma platformuyla kardeş ülkelerin ordularının ihtiyaçlarına katkı vererek Türkiye'nin bölgesel ve dünyadaki gücüne katkıda bulunduk. SİHA teknolojisinde dünyada ilk 3 ülkesi arasında yer alıyoruz.
Biz gerçekten ihtiyacımız olduğunda müttefikimiz dediğimiz kurum ve ülkelerin yanımızda olmayacağını son 10 yılda defalarca tecrübe ettik. Süriye sınırlarımız roketlerle tehdit edildiğinde ülkemizdeki mevcut hava savunma sistemlerini söküp götürenler oldu. Türkiye'ye parasıyla satmadıkları silah ve mühimmatları terör örgütlerine bilabedel verdiklerini unutmadık, unutmuyoruz. Biz kimin ne dediğine ne istediğine bakmıyoruz. Sadece Türkiye'nin neye ihtiyacı olduğuna bakıyoruz.
'TÜRKİYE GELECEĞİNİ DE ŞEKİLLENDİRECEK TARİHİ EKONOMİK DÖNÜŞÜMDEN GEÇİYOR'
Türkiye geleceğini de şekillendirecek tarihi ekonomik dönüşümden geçiyor. Açıklanan her veli ekonomimizin güçlü temeller üzerinde yükseldiğine işaret ediyor. Asrın felaketi 6 Şubat depremlerine ve seçime rağmen ekonomimiz yüzde 4,5 gibi dünyada eşine az rastlanır oranda büyümeyi sürdürdü. Dünya ortalamasının 1,6 katına tekabül eden bu büyüme oranı ekonomimizin direnci ve dinamizmini ispatlıyor. Büyümenin yaklaşık yarısının yatırımlardan kaynaklanması ayrıca önemlidir. Satın alma paritesine göre dünyanın en büyük 11. ekonomisi haline gelen Türkiye uzun vadeli kalıcı refah artışlarına odaklanarak yoluna devam edecektir. Her yıl ortalama 700 bin istihdam artışı sağlamış bir yönetimiz. İşsizlik oranını yüzde 9,4 ile son 10 yılın en düşük seviyesini ifade eden tek haneli rakamlara düşürdük.
'HENÜZ İSTEDİĞİMİZ YERE GELEMEDİK'
Enflasyonla mücadelemizde henüz istediğimiz yere gelmedik ama kararlıyız. Daha önce ülkemizi enflasyondan nasıl kurtardıysak inşallah bu sefer de aynı başarıyı göstereceğiz. Cari açıktaki düşüş de sürüyor. Bu yılın ilk 2 ayında cari dengede 13 milyar doların üzerinde iyileşme sağladık. Üretimler arttıkça cari açık gerileyecektir. Turizm gelirlerimiz her yıl rekor kırıyor. Geçtiğimiz yılı 54,5 milyar dolarla kapattığımız turizmde bu yıl ki hedefimiz 60 milyar dolardır.
'MUHALEFETİN NE KADAR BOŞ KONUŞTUĞUNU ANLATTIM'
Kalıcı fiyat istikrarını sağlayacak, yapısal dönüşümü hızlandıracak, afetlere karşı güvenli şehirler çabalarımıza kaynak oluşturacak anlayışla maliye politikalarımızı yönetmeye devam edeceğiz. Cumhuriyet tarihimizin en büyük demokrasi ve kalkınma adımlarını atarken en olumlu gelişmeleri çalışanlarımızın, emeklilerimizin hayatlarıyla gerçekleştirdik. En düşük emekli maaşını 10 bin liraya, asgari ücreti 17 bin liraya, engelli maaşını yaklaşık 4 bin liraya çıkarmış, her alanda milletimizin refah seviyesini katlayarak yükseltmiş hükümet olarak çalışanlarımızın ve emeklilerimizin bugünkü sıkıntılarına gözlerimizi kapamak mümkün mü? Geçtiğimiz günlerde emekli maaşlarına şu kadar zam yapacağız diyen muhalefetin nasıl boş konuştuğunu örneklerle anlattım. Sözü edilen artışların ülkenin tüm yatırımlarını durdursak, eğitim ve sağlık harcamalarının tamamını buraya aktarsak, kamu görevlilerine maaş vermesek bile karşılayamıyoruz. Bu demek değildir ki Çalışanlarımızı ve emeklilerimizi hayat pahalılığın pençesine terk etmeyeceğiz. Enflasyonu yenerek, büyümeyi sürdürerek, milli gelirimizi artırarak, devletimizi güçlendirerek çalışanlarımızın ve emeklilerimizin gelirlerini de artıracağız. Türkiye Yüzyılının emektarları başta olmak üzere hiçbir emeklimizi darda bırakmayacak, göz göre göre sıkıntı çekmesine müsaade etmeyeceğiz. Milletimizden bize güvenmeyi, inanmayı sürdürmesini, destek ve dualarını bizden esirgememesini özellikle istirham ediyorum. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı daim eylesin.