VanHaber - Van Barosu İnsan Hakları Komisyonu 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası’na ilişkin basın toplantısı düzenledi. Baro binasında Tahir Elçi toplantı salonunda düzenlenen toplantıya Baro Başkanı Zülküf Uçar ve birçok avukat katıldı.

İnsan Hakları Komisyonu adına basın açıklamasını Avukat Nazan Özgökçe okudu. Özgökçe, katledilen dönemin Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’yi anmakla konuşmasına başladı.

Özgökçe, İnsan Hakları Haftası’nın tarihine kısaca değinerek “İnsan hakkı ihlalleri tarihten günümüze devam etmekte ve maalesef hak ihlallerinin önüne geçecek siyasal ortam oluşturulamamaktadır” dedi. 

Bir yıl içerisinde ülkede birçok hak ihlaline şahit olduklarını söyleyen Nazan, özelde Van ve civarında yaşanan hak ihlallerini şöyle sıraladı: 

“*29 Temmuz 2020’de İran sınırına yakın Van’ın Başkale ilçesine bağlı Sualtı (Derişk) Mahallesi’nde Zahir Teker, Harun Akkaya ve Lokman Koç adlı üç çoban, iddialara göre sınır kaçakçıları için bölgede operasyona çıkan askerlerin hedefi olduğu kamuoyuna yansımıştır. Önce hakaretlere maruz kalan, sonra taş ve sopalarla darp edilen çobanların, ölüme terk edildiği belirtilmiş, çobanlar ailelerinin imkanlarıyla hastaneye gitmişlerdir. Askerin, çobanlara “elimizdeki kalaşnikof ruhsatsız, sizi rahatlıkla öldürebiliriz” şeklinde söylemde bulunulduğu iddiası da yine sınır hatlarındaki keyfi uygulamaların varlığını gözler önüne sermektedir.

 *Başkale ilçesine bağlı Kaşkol (Qaşqol) Mahallesi’nde 14 Haziran günü askerler tarafından açılan ateş sonucu Emrah Görür (20) isimli yurttaş yaşamını yitirmiş, Saim Yılmaz isimli yurttaş ise ağır yaralanmıştır. Olayda ateş eden asker yurtdışı adli kontrol şartıyla ve taksirle ölüme sebebiyet suçundan serbest bırakılmıştır. 

*Benzer ihlallerin bu kadar yoğun yaşanmasına rağmen, bugüne kadar yapılan yargılamalarda tek bir kolluk görevlisi dahi ceza almamıştır. Cezasızlık artık yurt genelinde bir politika haline gelmiş ve sonuçları ihlallerin artmasından başka bir duruma hizmet etmemektedir. Van Barosu İnsan Hakları Komisyonu olarak dosyaya katılım taleplerimizin reddedilmesi ise daha ağır bir hukuk yoksunluğu olarak karşımıza çıkmaktadır. 

*16 Temmuz’da Van’ın Çaldıran ilçesine bağlı Yukarı Çilli (Çiliya Jor) Mahallesi’nde koyun otlatan 15 yaşındaki Azat Bağa isimli çocuk, iddialara göre askerlerin açtığı ateş sonucu ağır yaralanmıştır. Ardından yaklaşık 3 ay sonra babası Şefik Bağa (46) İran askerleri tarafından açılan ateş sonucu ağır yaralanmış, kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştır.

* 05.08.2020 tarihinde aynı köyde İbrahim Baykara isimli yurttaş, iddialara göre kuzeni ve kardeşinin yanında iken sınıra yakın bir alanda hudut birlikleri tarafından açılan ateş sonucu yaşamını yitirmiştir.

*Van'ın Çatak ilçesinde 11 Eylül’de gözaltına alınan 8 çocuk babası Osman Şiban (50) ve 7 çocuk babası Servet Turgut (55), ailelerinin arama girişimleri neticesinde 2 gün sonra Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin yoğun bakım ünitesinde bulunmuştur.  Van’da 11 Eylül’de gözaltına alındıktan sonra işkence ve "helikopterden atıldıkları" iddialarıyla gündeme gelen Osman Şiban hafızasını, Servet Turgut ise yaşamını yitirmiştir. Osman Şiban ve Servet Turgut’un 100’den fazla asker tarafından yoğun işkence ve lince maruz kaldıkları Osman Şiban’ın beyanlarıyla kamuoyuna yansımış, neticede gözaltına alınan yurttaşların yaşam ve sağlık hakları ile adil yargılanma hakları ve masumiyet karinesi ihlal edilmiştir. Servet Turgut’un ölümüne, Osman Şiban’ın ise ağır derecede yaralanmasına ve hafıza kaybı yaşamasına sebebiyet veren ağır işkence ve linç girişimi sonucu başlatılan soruşturmanın etkili ve adil bir şekilde yürütülmesi bir zorunluluk olup kamuoyunun beklentisi de bu yöndedir.”

‘Gazeteciler yaptıkları haberler gerekçesiyle tutuklandı’

 Basın emekçileri Adnan Bilen, Cemil Uğur, Şehriban Abi ve Nazan Sala’nın tutuklanmasına değinen Nazan, “Yine Dindar Karataş, Ağrı’nın bir köyünde yaşanan çatışmada sivil ölümleri haberleştirmesinin akabinde tutuklanmıştır. Bunun yanında Van’da görev yapan pek çok basın emekçisi de basın özgürlüğü kavramının tersine, yaptıkları haberler nedeniyle suç isnatlarına maruz kalmakta, gözaltına alınıp, tutuklanmaktadır” ifadelerini kullandı. İnsan hakları ihlallerinin sebebinin cezasızlık ve faillerin korunması politikaları olduğunu kaydeden Nazan, devam eden ihlallerin takipçisi olacaklarını belirtti.

Editör: TE Bilisim