Yaşadığımız şehirler, standartlarımızı ve farkında olmadığımız halde, kişiliğimizi-davranışlarımızı önemli ölçüde şekillendiren organizmalardır.
Bireysel donanımımız, kültürel ve sosyal düzeyimiz, parasal gücümüz ne olursa olsun, yaşadığımız kentin olumsuz etkilerinden kaçmamız mümkün değil.
Şehrin insanları ne kadar eğitimli-donanımlı, kültürlü, bilinçli, üretken ve gelir sahibi ise, bizler o derece düzenli, güvenli, fırsatlar yaratan, kolay ulaşabilirlik sağlayan, canlı bir yerde yaşamış oluruz.
Yani kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiç birimiz…
Ben Van’da böyle bir bilinç, böyle bir kültür, böyle bir çevre, böyle bir ruh, böyle bir enerji, veya bunun için mücadele eden böyle bir kişi ya da kurum, maalesef göremiyorum.
*****
Yanı başımızdaki Bitlis’ten örnek vereyim. Doğduğu toprakları daha yaşanılabilir, halkını daha eğitimli, iş-güç sahibi, hatta dünya insanı yapmak için büyük emekler veren, hayranlıkla takip ettiğim, koca yürekli bir adamın hikayesine bakalım.
Okuduklarınıza inanamayacaksınız…
*****
Bitlisli Eren Ailesi…
Eren Holding’in başında Ahmet Eren var. 82 yaşında. Ekonomist, işadamı.
Bitlis’te doğdu. İlk, orta ve liseyi Bitlis’te okudu. 1964 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldu. Maliye Bakanlığı’nda Hesap Uzmanı olarak çalıştı. Gidip ABD’de ekonomi dalında master yaptı, ülkesine geri döndü.
1975 yılında Kamu görevinden ayrılarak, ailesinin yürütmekte olduğu sınai ve ticari işlerde çalışmaya başladı.
Şuan bünyesinde ulusal ve uluslararası onlarca şirket barındıran Eren Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı. Türkiye Çimento İşverenleri Sendikası Yönetim Kurulu Başkanlığı, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevlerini yürütüyor. TÜSİAD, Popüler Müzik Sanatçıları Vakfı, Hesap Uzmanları Vakfı, Bitlis Eğitim ve Tanıtma Vakfı, Kâğıt Sanayicileri Vakfı gibi kuruluşların üyesi.
İyi derecede İngilizce biliyor. Tam bir dünya insanı. Türkiye’nin sayılı zenginlerinden biri.
Ama en büyük sevdası doğup büyüdüğü Bitlis. En büyük amacı bu topraklarda yaşayan insanların kaderini değiştirmek.
*****
- Önce Bitlis Eren Üniversitesi’ni inşa etti. 7 fakültesi, 4 yüksekokulu var. Bitlis ve ilçelerine yayılmış bir bilim yuvası. Bölgeye uygun bölüm ve fakülteleri ve oldukça güçlü kadrosu var.
Üniversite ve yurtlar, lojmanlarıyla birlikte devlete bağışlanmış. Bu üniversitede okumak paralı değil. Üstelik Eren Ailesi’nin eli hala üniversitenin üzerinde ve ihtiyaç duyulan büyük yatırımlar dahil, işletme maliyetleri önemli ölçüde, Eren Ailesi tarafından karşılanıyor.
- Bitlis Fen ve Teknoloji Koleji, Türkiye’de bir ilk. 300 kişilik bir süper lise.
İnanmayacaksınız ama, bu okulun eğitim dili Çince ve İngilizce. Öğrenciler, dil geliştirme ve staj için İngiltere’ye ve Çin’e gönderiliyor. Oralarda eğitim gezileri yaptırılıyor. (Vizyona bakar mısınız?)
- Eren İplik kompleksi tek başına neredeyse Van’daki 15 fabrikanın bulunduğu Kurubaş Tekstil Kent kadar. 250 dönüm üzerine kurulmuş ve 100 dönüm kapalı alana sahip dev gibi bir fabrika. Günde 1000 Ton pamuk işleniyor.
İleri teknoloji yoğunluklu tesiste 1000’in üzerinde çalışan var. Çalışanların çoğu kadın.
Pamuk işlenerek her boy pamuk ipliği haline getiriliyor. Tesise yakın zamanda aynı büyüklükte sentetik elyaf ve diğer iplik tesisleri eklendi.
- Bitlis Eğitim ve Tanıtma Vakfı maddi ve manevi olarak Eren Ailesi’nin destek verdiği bir sivil toplum kuruluşu. Her yıl 4 bin öğrenciye burs veriyor.
Van’daki bütün Sivil Toplum Kuruluşlarının burs verdiği toplam öğrenci sayısından fazla…
*****
Tabi değerli Ahmet Eren ve Eren Ailesi’nin Bitlis için yaptıklarını yazmaya sayfalar, kitaplar yetmez. Yani aslında bu kadarla sınırlı değil.
Küresel iş dünyasının büyük oyuncusu Eren Holding ve başındaki Ahmet Eren, “küresel yaşayıp, birikimlerini doğduğu topraklara aktarıyor.” Özetle böyle.
O topraklarda yaşayanların kaderini değiştirmeye çalışıyor. Bitlis’ten dünyaya bir pencere açıyor.
Bu dünyada kazandıklarının burada kalacağını biliyor. İnsanlık için çalışıyor, yeşersin, meyve versin diye memleketine tohumlar ekiyor.
Hayırla, sevgiyle, gururla yad edilmeyi fazlasıyla hak ediyor açıkçası. Kendisi ve ailesiyle ne kadar övünsek azdır.
*****
Peki Van’da böyle mi? Maalesef hayır.
İlaç olsun diye övünebileceğimiz bir tek örneğimiz yok.
Bizimkiler ancak yerel yaşayıp (!) küresel hayal kurabiliyorlar. Memleket yansa, keseyi daha fazla nasıl doldurabilirim derdindeler.
Bırakın şehri geliştirmeyi, yoksul insanların yaşamına dokunabilmeyi, var olanı nasıl sömürebilirim diye tetikte bekliyorlar.
Çok üzücü.
*****
Bizim Ahmet Eren’lerimiz, Eren Ailelerimiz yok.
Eremeyenlerimiz var.
Ne milletvekilisi, ne iş adamısı, ne sefil toplum örgütüsü, bu çapta değil maalesef. Çıkmamıştır, çıkmıyor Van’dan… Yazık…