Son günlerde siz de denk gelmişsinizdir. Yerel haber sitelerinde, Van’daki tekstil fabrikalarının peş peşe iflas ettiği, kapandığı haberleri yazıyor.
Sayı en son 11’e ulaştı.
Devlet teşvikleriyle, Van’a son 10 yılda 50’ye yakın tekstil fabrikası kurulmuştu.
Şimdi aynı hızla kapanmaya, iflas etmeye, konkordato ilan etmeye başladılar.
Devasa kaynaklar aktarıldı, teşvikler sağlandı ama, “Doğru yere doğru yatırım” ilkesine aykırılık ve yüksek enflasyon sebebiyle tutunamadılar.
Bize kalan, siyasetçilerin ve bürokratların ettiği beylik laflar oldu.
“Van’dan kara yoluyla Muş’a gidene kadar Tebriz’e gidebiliriz. Gelecekte büyük düşünürsek burası bir Dubai bile olabilir. 50 bin kişiyi istihdam edeceğiz” demişti, dönemin Bakanları ve Valileri…
Fabrikalar kuruluyor, uçuyor, kaçıyorduk. Dubai olmamıza ramak kalmıştı.
Şimdi, “fabrikalar tek tek kapanıyor” haberleri okuyoruz.
Yazık oldu.
****
Meseleyi en başından alacak olursak…
Türkiye, Dünya’nın 6’ıncı, Avrupa Kıtası’nın en büyük tekstil ihracatçısıdır. (En azından eskiden öyleydi)
Kumaş fabrikaları ve hazır giyim sanayi, ağırlıklı olarak İstanbul, Bursa, Adana, Denizli, Kahramanmaraş, İzmir, Gaziantep, Tekirdağ, Kayseri ve Uşak illerinde konuşludur.
Van, tekstil alanında kalifiye iş gücü, pazarı ve altyapısı olmayan, hammaddeye uzak bir şehirdir.
*****
Kalkınma Bakanlığı daha önce Van’ı Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı kapsamındaki 12 ilden biri olarak ilan etmişti. Bu sayı sonra 23’e çıktı.
Hedef, özetle bu 23 ildeki işsizliği azaltmaktı. Bu sebeple çağrı merkezleri ve imalat sanayi desteklenecekti.
Çağrı merkezi işi tuttu.
Teşvikler açıklanınca firmalar geldi, Van’a dükkan açtı! Bizde işsiz genç sayısı çok fazla. Özellikle genç kadınlar için nimet oldu… Van ekonomisine katkı sağlandı. Doğruya doğru.
*****
Teşviklendirilecek imalat sektörü konusunda ise, Van’daki Kamu Otoriteleri tekstil alanını tercih etti.
Kimin fikriydi, nasıl karar alındı bilemiyoruz. Muhtemelen emek-yoğun bir alan olduğu için, daha fazla genci istihdam edebileceklerini düşündüler!
Ancak, yanlış hesaptı, uzun vadede Bağdat’tan dönecekti…
*****
Van Tekstil Kent Projesi’nin temeli, ilk olarak 2013’te Kurubaş’ta atıldı. OSB dururken niye orası tercih edildi onu da anlamış değilim!
Bütçesi yaklaşık 57 milyon TL idi. (Şimdiki parayla en az 500 Milyon) Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) 300 dönüm alan üzerinde 22 adet 1.200 metrekare, 10 adet 2.400 metrekare kapalı alana sahip, toplam 32 adet fabrika binası inşa etti.
Teşvik adayı 15 firma, bu binaları uygunsuz bularak birleştirdi, 15 fabrika binasına dönüştürdü. 2015-2016’da Kurubaş % 100’e doldu.
*****
Neydi bu teşvik ?
Yasaya göre Türkiye 6 Bölgeye ayrılmış, Van, 23 ilin dahil edildiği, en önemli desteklerin sağlanacağı 6’ıncı Bölgeye alınmıştı.
6’ıncı Bölge’de yatırım yapacaklara; gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, gelir vergisi stopajı desteği, sigorta primi desteği, faiz desteği ve yatırım yeri tahsisi gibi büyük destekler verilecekti. Bildiğin Devlet Kuşu.
(Çağrı merkezi ve bazı istisnalar haricindeki imalat yatırımları için…!)
*****
Teşvik motivasyonu ve batı illerine göre “vasıfsız da olsa”, ucuz iş gücü ile beraber İşKur desteği bulan yatırımcılar, Van’a büyük ilgi gösterdi.
Talip çok olunca, Kurubaş küçük kaldı. Bazı firmalar Organizede kiralık binalar bularak faaliyete başladı. DAKA bu kez Organize Sanayi Bölgesi yerleşkesine yöneldi. 269 hektarlık, iki etaptan oluşan, yeni bir alanda çalışma başlattı.
Birinci etabın alt ve üst yapısı tamamladı. Firmalar burada faaliyete başladı. Fabrika binasını kendisi inşa edecek bazı firmalara yer tahsisi yapıldı.
*****
Buraya kadar her şey yolunda. Çeşitli muafiyetler, teşvikler, faiz indirimleri, İşkur desteği alan firmalar, hem iyi para kazandı hem de takriben 4-5 bin Vanlı genci istihdam etti.
Şimdi tekrar Van’a dönmek üzere, dikkatinizi kısa süreliğine Türkiye ve Dünya’da olup bitenlere çekmek istiyorum. Van’da bunlar olurken, Türkiye ve Dünyada neler oldu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kasım 2021’de Merkez Bankası toplantısı öncesi, “Faiz sebep, enflasyon neticedir” dedi. Bu sözlerle başlayan yanlış para politikası, Türkiye’de fiyatları ve enflasyonu hızla yükseltti.
Maliyetler ve asgari ücret her yıl katlandı, yoğun iş gücü kullanan Türk Tekstil sektöründe ürün fiyatları olağan üstü yükseldi. Hazır giyimde en büyük müşterimiz olan Avrupa, bu fiyat artışları karşısında, Mısır, Hindistan, Özbekistan, Kazakistan, Bangladeş gibi ülkelere yöneldi.
Türk firmaları bile, ucuz iş gücü ve ucuz akaryakıt buldukları Mısır ve benzeri ülkelere yöneldi.
*****
Van’daki fabrikalarımız, yani esasında İzmir-İstanbul-Bursa gibi şehirlerde bulunan ithalatçı firmalara fason üretim hizmeti veren, hammadde ve pazardan uzak olan fabrikalarımız, doğal olarak artık sipariş alamadı.
Teşvikler de kurtarmayınca, çareyi kapatmakta buldu.
Firmalardan biri konkordato ilan etti. Diğerleri kapattı. Yüzlerce genç yine işsiz kaldı. Çok sayıda işçi ve tedarikçi, bu fabrikalardan alacaklı durumda. Bazı alacaklar yargıya taşındı…
Hikaye özetle böyle.
*****
Hammadde ve Pazar olmayan bir alanda, teşvikle istihdam yaratma düşüncesi, taşıma suyla değirmen döndürmeye benzedi.
Alt ve üst yapıya harcanan ve teşviklere ödenen toplam ekonomik büyüklüğün bu günkü Dolar veya TL cinsinden karşılığı nedir, açıkçası öğrenmemiz mümkün değil.
Kaba bir hesapla iki basamaklı Milyar olduğunu tahmin etmek çok zor değil.
Soru şu; bu kaynakla, bir Tarım-Hayvancılık ve Kültür Turizmi şehri olan Van’a uzun vadeli ve bilimsel yatırım yapılsa idi, popülizm yapılmasaydı, sonuç böyle mi olurdu?
Kesinlikle böle olmazdı. Ülke ekonomisi ne durumda olursa olsun, günün sonunda Van, birikim, deneyim ve sermaye sahibi olur, kazançlı çıkardı.
Ne yazık ki geldiğimiz nokta, “kötü günler bitti, şimdi çok kötü günler başlıyor” noktasıdır.
Dilerim ki, bir mucize olur ve bu zarardan dönebiliriz.
Kalın Sağlıcakla…