BİZ KADINIZ VE İNSANIZ!...

Eşitliğin kelimede kaldığı bir dünyanın içinde belki daha fazla haykırarak sesimizi duyurmalıyız. Ve mücadelemizi bütün platformlarda göstermeliyiz.

Öncelikle kadın mücadelesinin cumhuriyet ile gelen kazanımı eşit yurttaşlık hakkıdır.

Geçmişten günümüze süre gelen zamanda kadın erkek eşitliği için verilen mücadele Maalesef tam karşılığını bulmamıştır. Erkek egemen bir toplumda kadının varlığı ve karşılığı görmezden gelinmektedir. Gelmişiz 21. Yüz yıla. !

 Ataerkiyle güçlendirilen geleneksel ve ahlaki normların dışına kadınlarımız biraz çıktığı zaman erkeklere ait olduğu sanılan bu yaşamın ve hayatın kapısının zorlanıldığı düşünülmektedir.Her iki durumda da  maalesef kadınlarımızın üzerinde  fiziksel ve ruhsal şiddet uygulanmaktadır.

Türkiye’de ve bölgemizde kadın sorunları, töre cinayetleri, kumalık buna benzer daha birçok sorun, teoride çözüme hedeflense de, pratikte maalesef bu mümkün olamamıştır. Zira batı ve doğu zaman içerisinde, birbirlerinden soyutlanarak yaşadıkları dönemlerin de etkisiyle, farklı gelişmeler göstermişlerdi. Gelişmeler farklı olsa da sonuç hep aynı. ÖLÜM.!!

Dolaysıyla kadınlarımızın mücadelesinin hedef alınmasının bir kaç sebebi bulunmaktadır.

1 -  Dini otoritelerin geçmişten günümüze verdikleri vaazların da kadınlarımızın erkeklerle eşit olmadığı savunularının boşa çıkması

  2 - Kadınlarımızın bütün alanlarda güçlenerek elde etmek istedikleri Özgür yaşamı engellemektir. Unutmayalım ki kadın toplumun aynasıdır. Aynaları kırmayın ve dağıtmayın lütfen.

Kadın ve kadın yaşamı Yalnız Doğu Anadolu bölgesinin sorunu olmamakla birlikte, bütün Anadolu topraklarında yaşayan kadınlarımızın kanayan yarasıdır.

Öldürülmek… Genelde her ölüm şüpheli veya kasıtsız olarak adlandırılmaktadır.

Şüpheli ölüm olayını kesinlikle kabul etmiyorum. Şüphe sadece sık kullanılan ve bu kelimenin arkasına sığınmaktan öte değeri olmayan bir kelimedir.. Biliyoruz ki Doğu Anadolu’da töre cinayetleri mevcut. Töre kelimesinin içini istediğiniz gibi doldurabilirsiniz. Ucu açık bir kelimedir.

 Kadınlarımızın özelikle doğuda  dar bir alanda, ekonomik özgürlüğü olmayan, genelde ilkokulu zar zor bitiren, belki hiç okula gitmeyen, Ailelerine veya kocalarına ırgatlık yapmak üzere kurulmuş bir düzende yaşamaya zorlanılmış kişilerdir. Dolaysıyla konuşma hakkı olmayan ve kendisini hiç bir şekilde ifade etmesine müsaade edilmeyen kadınlarımız, Aile içi erkekler tarafından ya şiddet görüyor veya öldürülüyor.

Bu kadar çok ölümün olduğu topraklarda kanunlarımızdaki boşlukların olması ve sucu işleyen kişinin ise az bir cezayla iyi halden yararlanması çok olağan hale geliyor.

 Her nedense şiddeti gören veya öldürülen kadınlarımızın nerdeyse tamamının toplumda, yargıda ve siyasette suçlu bulunan kişinin siyah  bir takım kıyafet giymesi, beyaz gömlek giymesi birazda boynunu sağa doğru eğmesi ve hatta tahrik edildim demesi bile suçluyu iyi halden serbest bırakmaya veya az ceza alması için yeterli olgulardır. Yargı Maalesef mazlumdan yana değil caniden yana. Dolaysıyla ölümde ülkemizde ve bölgemizde kadınlar için çok kolay oluyor. Üzgünüm, töre ve yaşam kanunları sadece kadın için hazırlanmış bir düzendir. Kanatmak, acıtmak, süründürmek ve öldürmek. Bir nevi insan kıyımı! Ve ötekileştirmektir.

Mesela geçmişte Mardin’de veya Batman’da yaşanan bu olaylar gerçekten çok can yakan, kadını aşağılayan ve kadının duygularının hiçe sayıldığı bir olaydır. Sanki kurban edilmeye hazırlanmış bir can. Bazı insanlar giydikleri kıyafetin etkisinde kalarak her şeyi yapma ve yaşatma hakkı görmektedir. Bu yaşanan aşağılık olayı belki bir bölgeye veya bir kuruma bağlamak ta doğru değildir.  Maalesef Türkiye’nin diğer bölgelerinde de işlenen kadın cinayetlerinin doğuda yaşananlardan bir farkı yoktur.

  Türkiye’de işlenen cinayetleri bölge olarak ayırmak doğru değil. Doğuda öldürülen kadında bizim, batıda öldürülen kadınlarımızda. Kürt veya Türk olmasının da hiç bir önemi yok. Anadolu Toprakları’nda kadın olmanın zorluğuyla beraber kanunlarımızdaki boşluklar ve mahkemelerin almış olduğu kararların önemi büyük.

İşlenen her hangi cinayet veya cinayetlerde istenilen sonuncun alınamamasının bir diğer sebebi toplum olarak olayları çabuk unutuyoruz. Daha fazla duyarlı olabiliriz. Ve kamu spotu yayınlayabiliriz. Kadın platformları projeler hazırlayarak, televizyonlarda açık oturum yaparak halkı daha fazla bilgilendirerek daha fazla kitlelere ulaşabiliriz.

Şahsımın önerisi Öncelikle kız çocuklarımızı okutmamız ve meslek sahibi olmalarını sağlamamız gerekiyor. Çünkü başka türlü erkeklerin hakimiyetinden kurtulmak mümkün değil. Ders niteliğinde erkeklerle aynı haklara sahip olduğunu ve cinsiyetinin önemini ve değerini öğretmemiz gerekiyor. Çünkü üzerlerindeki baskıyı hafiflete bilirsek dünyanın onlar için daha yaşanır ve güzel olduğunu anlayacaklardır. Kız çocuklarını büyütürken kendilerini sevmeyi ve kıymetli olduklarını ve bebeklikten itibaren uygulanan psikolojik şiddeti aileleri bilinçlendirerek durdurmalıyız. Kadınlarımızın en çok ruh sağlığını korumalıyız. Bu gün kadınlarımızın yaşadığı bütün olaylar ailelerinin  bilinçsiz ve eğitimsiz olmalarından kaynaklanıyor. Sonuç olarak görevimiz Dünyanın sadece erkeklere ait olmadığını kadınlarımızın  da aynı haklara sahip olduğunun erkek egemen toplumu red etme bilincine varılmasını sağlamaktır.

8 Mart dünya emekçi kadınlar günü kutlu olsun..

8'ê Adarê Roja Jinên Kedkar ya Cîhanê pîroz be.  Kalın sağlıcakla.