Son yerel seçimler sonuçları, Türkiye'nin gündemini bir hayli etkilemeye devam ediyor. İlerisi için, küçük büyük her oluşum yeni mevzilenmelerin hazırlığı içinde gözüküyor.

Bu çalışmalar veya hazırlıklar pratikte kendini göstermediği için somut bir değerlendirme yapmak zor. Fakat diyalektik yöntemin kazanımları ile yaklaştığımızda, geçmişin gelişmeleri ışında güne uyarlamak ve gelecek için tahminler yapmak olası...

         İktidar bloğu AKP ağırlıklı ama onun iktidar olmadan kaynaklı avantajlardan dolayı her dediğine evet diyen güçler var. Bunlar, ülke hassasiyetlerini ultra düzeyde kaşıyıp öne çıkararak bir çizgi izliyorlar. Bir başka özellikleri de bu güç birliğine evet demeden önceki ilkelerinden-etik kurallar ışında- uzaklaşmış olmalarıdır.

Yeter ki AKP'den bir uyarı almasınlar diye. Zaten önceki seçim propaganda çalışmalarında sarf ettikleri beyanlarına baktığımızda bunu tartışmaya gerek duymuyorum. 

       AKP'nin ilk dönemlerindeki söylemleri Türkiye açısından daha kucaklayıcı ve toparlayıcı söylemlerle ve kadrolarla yürürken, avantajlı yıllara yayılan bir sonuç doğuruyordu. Fakat sonradan bahsi ettiğim güçlere ihtiyaç hasıl olunca hem gerilemeye başladı hem de avantajlı kalma pozisyonunu kaybetmeye devam ediyor.

AKP, bunun önüne geçebilir mi sanmıyorum. Çünkü ittifak gücü şeklinde duran parti ve oluşumlar atak davranışlarını artırarak kurumlarda güç olmaya devam ediyorlar. Şunu da rahatlıkla işaret edebilirim. AKP'nin 'kendisini muhtaç' hissettiği bu güçlerin siyaseten ülkeye kazandıracakları ön açıcı projeleri cılızdır. Bir tek mahir oldukları nokta, ülkenin fay hatları üzerinde oluşan türbülans havasını artırmaktır. İşte AKP'nin en çok alabora olduğu nokta da burasıdır.

       Detaylarına girmeden, nispeten Van seçimleri ile ilgi olumlu bir kararın YSK tarafından verilmesi olumlu karşılanmıştır. Muhtemel menfi sonuçların ortaya çıkmasını da engellemiştir. Seçimlerle ilgili tartışılmaz karar sahibi bir birim. Hukuken bunun tartışmaya getirenler açısından, YSK tarafından yargılamaya gelmesi gerekir. Çünkü dört yıl önceki İstanbul seçimleri için buna şahitlik ettik. Yani AKP ile ittifak içinde olan MHP genel başkanının açıklamaları yeni fay hatlarının tetiklenmesinden ötürü dikkatlere takılıyor.Bunu yerellerde DEM partisinin yeni yönetimlerin idari yapısını geliştirirken 'linç kampanyası' şeklinde gösterilmesi düşündürücü olmaya başladı..Yerel medya sayfalarının bir bölümünün başlıkları böyle çıktı.

       Birinci parti şeklinde gözüken CHP kendi varlık kodları ile bir özeleştiriye gelmeden ülkenin bütüncül olma politikası için umut olma ihtimal zayıf gözüküyor. Bu aşamada ekonomik buhran, kurumlarla oynaşma ve dış ilişkilerdeki sarsıntılar her ne kadar kitlelerin sarı kart göstermesine neden olmuş ise de başka arayışlar devam ediyor...Yani CHP daha farklı,somut ve gerçekçi politika argümanları devreye sokmak zorundadır.İlerisi için ülkücü birinin propagandasının yapılıyor olması ne demek istediğimi anlaşır olmaya getiriyor.

      DEM siyaseten önemli rol üstlenmiş. Demokratik kazanımların kalıcı olması için hem dikkatli hem de özenli yol almak zorunda. Sürekli terörize aparatlarına mahal vermeyecek politikalar geliştirmeli. Çünkü izaha çalıştığım nedenlerden dolayı bazılarının siyasi varlık nedenleri bunları diri tutma üzerine kurulu...