Değil barış 'barış ihtimalinin' dahi dillendirildiği bu ülkede  karanlık eller anında harekete geçmiştir ve geçmeyi sürdürüyorlar.

Bakınız siz okurlarla kısa bir kronoloji paylaşayım…

1993 Bingöl saldırısı terhisten evlerine dönen sivil giyimli 33 asker, Bingöl karayolunda pusuya düşürülerek öldürüldü.

24 ocak 2001 de D.Bakır halkının gönlünde taht kuran Emniyet Müdürü  Gaffar Okan öldürüldü.

 19 Ekim 2009 tarihinde yeni bir çözüm sürecinin işareti olarak 34 PKKli Habur kapısından gelip teslim oldu ve anında, Paris’te PKK üst düzey yöneticileri olan  Sakine cansız ve arkadaşları kaldıkları evde faili meçhul bir şekilde öldürüldüler.

Tüm bu karanlık suikastlar rağmen barış ihtimali konuşulmaya devam edildi.

Ama karanlık pusularda bekleyen barış düşmanları yine boş durmadı... Ülkede kalıcı barışın inşası alanında yeni gelişmeler yaşandı.

9 Ocak 2013

İmralı ziyareti sonrası

21 mart 2013 Newroz’unda Öcalan'ın mektubu okundu ve akabinde

25 nisan 2013 te Murat Karayılan PKK’ye "geri çekilin" çağrısı yaptı.

08 Mayıs’ta  geri çekilme başladı.
 

Araştırma komisyonu kuruldu ama malum CHP bu kurula üye vermedi.

Erdoğan, 2013’ün 26 Haziran'ında , Dolmabahçe sarayında akıl insanlar heyeti ile  görüştükten hemen sonra 'GEZİ EYLEMLERİ'  başladı...

Barış takvimi rafa kaldırıldı ve 09 Eylül'de KCK geri çekilmeyi durdurduğunu ilan etti.

30 Eylül 2013’te Erdoğan yeni bir demokratikleşme paketi açıkladı.

21 Mart 2014 Nevroz'unda Öcalan'ın ikinci mektubu okundu.

Temmuz 2014’te hazırlanan “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Kapsamında Yürütülecek Çalışmalara İlişkin Esaslar"ın yürürlüğe konulmasına yönelik Bakanlar Kurulu kararı,
1 Ekim’de Resmi Gazete'de yayımlandı...

6-8 Ekim 2014’te kobani eylemleri başladı.

28 Şubat 2015’te Dolmabahçe'deki dönemin başbakanlık ofisinde HDP heyeti ile hükümet yetkilileri bir araya geldi.
 

Toplantıya dönemin başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri bakanı Efkan Ala, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) grup başkanvekili Mahir Ünal, eski MİT başkan yardımcısı, dönemin kamu güvenliği müsteşarı Muhammed Dervişoğlu ile İmralı Heyeti'nden Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve İdris Baluken katıldı.

17 Mart’ta dönemin HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, meclis grubu toplantısında çok kısa bir konuşma yaptı.

“Biz bir pazarlık hareketi değiliz. Asla ve asla AKP ile aramızda kirli bir iş birliği ve pazarlık olmadı olmayacak” diyen Demirtaş, şöyle konuştu:

“Sayın Recep Tayyip Erdoğan, seni başkan yaptırmayacağız, seni başkan yaptırmayacağız, seni başkan yaptırmayacağız.”

Selahattin Demirtaş'ın söylediği bu söz, iktidar ve Kürtler arasındaki makası iyiden iyiye açtı.

21 Mart’ta Diyarbakır’da düzenlenen Nevruz kutlamalarında Öcalan’ın süreçteki üçüncü ve son mektubu okundu.

Öcalan, PKK’ya silahsızlanma için bir kongre toplama çağrısı yaptı.

Öcalan ayrıca bir "Hakikat ve Yüzleşme Komisyonu" kurulması gerektiğini belirtti.

Ama maalesef Öcalan’ın bu çağrısından hemen sonra adeta bir iç savaşa dönüşen  2015 ve 201 HENDEK OPERASYONLARI başladı. yüzlerce insan hayatını kaybetti kim il ve ilçeler adeta enkaza dönüştürüldü.

 11 Temmuz’da KCK, ateşkesi sonlandırdığını açıkladı.
Buna asıl 20 Temmuz’da Kobani’ye gitmek üzere Suruç’ta toplanan sosyalist gençlerin açıklamasına IŞİD’li bir kişi canlı bomba eylemiyle saldırdı. Otuz dört kişi hayatını kaybetti.

22 Temmuz’da Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde iki polis infaz edildi.

Erdoğan 11 Ağustos’ta, çözüm süreci için “Bunlar ne yazık ki çözüm sürecini anlamadılar, anlamak istemediler. Şu anda bu buzdolabındadır” değerlendirmesinde bulundu.

İmralı Heyeti'nde de yer alan Selahattin Demirtaş’ın milletvekilliği dokunulmazlığı (CHP'nin destek oylarıyla)

ve tutuklandı.(2016 yılı)...

İşte bunca iyi niyet ve iyi niyete yönelen kirli sabotajlarla bugüne gelindi.

'Barış ihtimali ' bir kez daha dillendirildi.

Bahçeli "gerekirse Öcalan gelsin mecliste konuşsun, örgütü tasfiye etsin " dedi.

46 aydan sonra İmralı’da Öcalan ile görüşüldü.

Öcalan "Öcalan, teorik ve pratik olarak bunun üstesinden gelebilecek güçteyim. Üstüme düşeni yaparım " dedi.

Ve yine yer yerinde oynadı.

Kıyametler koptu

Tuzu kuru yorgun demokrat Kürtler! "Aman ha bu bir tuzaktır. İsrail Türkiye'ye saldıracak. Türkler’de korktuğu için Kürtlere sığınıyor "

Kemalistler topyekûn ayağa kalkmış Erdoğan ve Bahçeli'nin kellesini istiyor. Dedim ya tuzları kuru.

Ne kapılarına gelen cenaze var ne içeride yatan mahkumları var.

Bir eli yağda bir eli balda

Ve emin olun ki bu kirli zihniyet olduğu sürece ve bu kirli zihniyetlerin değirmenine  Erdoğan’a inat olsun diye su taşıdığımız sürece bu ülkede daha çok can gider ve barışın zerresi dahi konuşulmaz..

Ve bu da iyi bilinsin ki barış konusunda en samimi duruş sergileyen ve istemesi halinde kalıcı barışın sağlanması hususunda muktedir olan tek lider Erdoğan’dır..

Varın ne derseniz deyin..