Açlık grevleri ve ölüm oruçlarının sonlandırılması için yapılan çağrı karşılık buldu.

Bu bayram arifesinde, takdir edilecek ibadet kadar anlamlı bir karar.

En azında olası ölümlerin önüne geçildi.

Cezaevi kapılarında bekleyen anaların yüreği serinlendi.

Bundan öte insani ne olabilir ki?

Fakat gel gör ki birileri yine bu insani durumu dahi siyaset malzemesi yapıyor.

Kemalist gelenek yani, İyi Parti, CHP tabanı, sosyal medya paylaşımları ile bunu AK parti -PKK arasında kurulan İstanbul seçimleri ittifakı olarak değerlendiriyor.

HDP'ye yakın kimi çevreler, bu insani kararı, Ak partinin İstanbul secimi öncesinde sergilediği sinsi bir strateji olarak yorumluyor.

Yanı gayrı samimi bu iki taraf da üç aşağı beş yukarı aynı şeyi söylüyor.

Neymiş efendim, "İktidar İmralı ile görüştü ve Kürtlerin oyunu alabilmek için bu planı devreye soktu!!!"

El insaf...

Böylesi insani ve hayatı bir meselede sergilenen yaklaşıma bakin!!!

Varsayalım öyle oldu.

Allah aşkına bunun kime zararı var?

Hani CHP ya da Iyi parti penceresinde bakılırsa, anlam veririm, derim ki "Kürtün çocuğu ölmüş, anasının feryadı dağları devirmiş CHP ya da iyi partinin, İmamoglu'nun umrunda mi?..."

(Dersim, Zilan ya da Şefo deresi vakalarını unuttuk mu?)....

Ya peki, Sözüm ona , "Öcalan'da dese ben İmamoglu'ndan başkasına oy vermem " diyen Kürtler neyin peşinde?

Ya Allah aşkına, İmamoglu'nun yanı İyi parti ve CHP'nin zaferi sizin kardeşlerinizin olasi ölümünden daha mı önemli.

CHP’nin zaferi cezaevi kapılarında feryat figan eden anaların feryadından daha mı hayati???

Ya lütfen ama lütfen duygularınızla değil aklınızla hareket edin.

Bu İMAMOĞLU ve CHP aşkı da neyin nesi?

Bilen bilir, ateş sadece düştüğü yeri yakar...

Sen yıllardır zapt-u rapt altında olan bir halksın.

CHP iktidarları döneminde sana layık görülen muameleyi bilmiyorsan git ecdadına sor.

Efendiler...

Masa başında oturup ahkam kesmek mücadele değil.

Ben-sen işimizde iken, çocuklarımız özel kolejlerde okur iken, karar merci biz olamayız.

Karar merci olanlar yüreği yananlardır.

Evlatları bir dağ yamacında vurulup ölenlerdir.

Bedenini ölüme yatıranlardır.

Cezaevi kapılarında çocuklarının feryadını duyan analardır.

El bilir nerenin kaşındığını.

Onun için oturup yeniden vicdan muhasebesi yapalım.

Ateşe körükle gitmenin manası yoktur.

Elbette ki bu iktidar döneminde de büyük acılar yaşadık.

Lakin bu acılara sebebiyet veren realiteyi hiç irdelemedik.

Toplu iğneyi dahi kendimize batırmadan çuvaldızı karşımızdakine batırdık.

Oslo, Dolmabahçe ve Habur süreçleri nasıl sabote edildi?

Hendek eylemleri nasıl başladı?

O kadar insanın ölümüne sebep olan realite neydi?

Tüm bunları konuşmaya dahi cesaret edemedik.

Ama hala masa başında ahkâm kesmeye devam ediyoruz.

Tuzumuz kuru ya...

Hele bi gelin de söyle hafiften bir vicdan muhasebesi yapalım.

Yaşanan tüm acılara rağmen, eğer ki hala toplumsal uzlaşı adına zerre kadar bir ihtimal varsa oturup bu ihtimali hayata geçirirsek ne kaybederiz?

Ama gördüğüm o ki böylesi bir niyet fazlasıyla bizi rahatsız eder.

Çünkü yeniden bir çözüm süreci masaya gelirse konuşacak bir şeyimiz kalmaz ki!!!

Asil sorunumuz İMAMOGLU'nun kazanıp kazanmaması ya.

İMAMOĞLU başkan seçilirse Kürdistan’ın sınırları çizilecek ya.

Hey mé xaliya heft gunda seré we kiriyo…

İsmet paşa iktidarında ağzımıza sürülen bal parmağı bu kez Meral Akşener ve IMAMOĞLU sürecek.

Öyle mi???

Adama demezler mi;?

"De haydi oradan.

De haydi oradan"

Sözün kısası.

Biz Kürtlerin sorunu CHP, İyi Parti ve IMAMOĞLU endeksli bir sorun değil.

Yaşanılabilinir bir Dünyada adam gibi yaşayabilme adına kendi göbek bağımızı kendimiz kesmeliyiz.

Strateji ve politikalarımızı bu temelde geliştirmeliyiz.

Yerinde ve zamanında hamle yapabilecek yönetim kadroları oluşturmalıyız.

Acılarımızın son bulması ve demokratik -eşitlikçi temelde bir arada yaşayabilmek için güçlü iktidarlarla diyalog geliştirmeliyiz.

Kimse kusura bakmasın lakin bu akılla ve yaklaşımla bir yere varmamız olası görünmüyor.

Bu akılla bugün İmamoğlu yarın seyitoglundan medet ummaya başlayacağız.

Heyf... heyf.. heyf.

Sed heyf méxabın...

İMAMOĞLU AŞKINIZI SEVSİNLER!!!