Billboardlarda yüzlerce bilgilendirme afişi var.

Televizyonlarda, onu anlatan klipler dönüyor.

“YERELİ TERCİH ET KENTİN KAZANSIN”

Van Perakendeciler Derneğinin hayata geçirdiği ve kentteki çeşitli STK’ların destek verdiği, kampanyadan söz ediyorum.

Mükemmel bir niyet…

Ammaaa…

Emin olun ki, niyetten öteye geçmeyen bir kampanya.

“neden?” derseniz…

Derdimiz “KENTİN VE KENTLİNİN KAZANMASI” değil mi?

Şüphesiz ki öyle…

İyi o zaman…

Ama şu yazdıklarımı iyi okuyun ve kararı siz verin.

Bu kentin bir milyonu aşkın nüfusu var.

Doğru mu?

Şimdi gelelim asıl meseleye.

(Bunu, bu kampanyayı başlatan ve destekleyen kurumlar bilsin diye yazıyorum.)

Yani, hiçbir denetim ve sorgulama yapmayan kurum ve kişileredir lafım.

1-ÖZEL HASTANELER

Özel hastanelerden başlayalım.

Uzun kuyruklar, geç verilen randevular ve yeteri ilgi olamadığına inanıp devlet hastanelerine gitmeyen bir halkız.

Sağdan soldan üç-beş kuruş borç para alıp özel hastanelere gideriz.

Hastayı bir ganimet gören, özel hastaneler ise, göz boyayan muayene sonrası, başlar ardı ardına tahliller yaptırmaya.

Alırlar bıçağı ellerine, yatırırlar ameliyat masasına.

Elli tane medikala mahkûm ederler,

Senden aldıkları paralar yetmezmiş gibi üç-beş mislini de devlet kasasından söğüşlerler.

Ama kimsenin ‘gık’ı’ dahi çıkmaz.

Sonrasında…

2-İLETŞİM VE ENERJİ TUZAKLARI

Gelelim, VEDAŞ’A TEDAŞ’A, TTNET’E TELEKOM’A, TÜRKCEL’E, VODAFON’A, ZIKKIMA, QUZILKURT’A ve bilmem ne KARIN AĞRISINA..

Bu kurumlar tarafından size gönderilen faturaların ne canlar yaktığını iyi bilirsiniz.

Bakarsın ki kapının üstüne on fatura var.

Mesela, TURKCELL ya da DİJİTÜRK-TTNET gibi kurumları ele alalım.

İlk sözleşmede, 40-50 liralık bir paket alırsın.

Ama bir bakarsın ki, sana 100-150 liralık fatura gelmiş.

Neymiş efendim?

İşte, falan vergi, işte sözleşme yenileme dönemi, fazladan kullanım, zehir zıkkım..

O meblağı seve seve olmazsa da farklı bir şekilde ödemek zorundasın.

Aksi halde on yılda geçse, kundaktaki torunundan dahi alırlar.

Doğalgaz faturasını zamanında ödemezsen keserler.

Günlerce elektriksiz kalırsın senin herhangi bir hakkın yok ama faturayı bir gün dahi, geç ödedin mi, kelepçeyi saate vururlar, cezasıyla, harcıyla, haracıyla ödersin.

Telekom TTNET faturalarındaki fahiş faturalar sende kalp krizi yaratır, ama gebersen dahi o faturayı ödersin.

Şikâyet edecek mercii yok.

Meramını anlatabilecek kurum yok.

İptal etsen dahi, belli bir bedel ödemeden kurtulamazsın.

Daha bunlar lo lo…

Le le si de var.

Şimdi çıkın gidin bir Coca Cola ya da pepsi dağıtım bayisine…

Sana aynen şunları diyecek.

“VERGİ LEVHANI GETİR…

HERŞEYDEN ÖNCE BENDEN BİR MİLYARLIK MAL PEŞİN ALACAKSIN. SONRASINDA SANA SADECE BİR TEK DOLAP VERECEM O DA TEK KAPILI”.

Bak efendim bak..sen bu ‘tefeciye’ bak.

Ya adam kendisinin ürününü satacak, fakat belli bir diyet ödemek zorunda.

Oysa daha birkaç yıl öncesinde, tek kuruş almadan onlarca dolap vermekle kalmıyor, ürününü satsın diye esnafın önünde on takla atıyordular.

Ama adam bu kentte tek ya.

Rakibi yok ya…

Parayı da buldu ya…

Aldığı parayı da götürüp başka kentlere yatırdı ya.

Eeee?

Niye senin ağız kokunu çeksin..!

Son bir örnek verip, bağlayacağım.

Beyaz eşya bayileri ve servislerinin çevirdikleri entrikalara bakın.

Beyaz eşya alıyorsun, taksitleri bitmeden garantisi bitiyor.

Servis çağırıyorsun(bulaşık makinesi, kombi, buzdolabı. vs.vs), adam iki vidayı söküyor, ”sorun bu olabilir” diyor ve servis ücretini alıp naşşş…

Arızanın ne olduğundan da emin değil.

‘Olabilir. Sanıyorum’ gibi varsayımlarla seni çaresiz bırakıyor.

Ama sen niye derdini anlatacak merci bulamıyorsun.

Tüketici haklarını koruyacak kimse yok.

Bunu sorgulayacak bir oda ya da dernek yok.

Varsa da, adamlar zahmete girmiyor.

Eeee…

Ondan sonra kalkıp diyeceksin ki “alışverişini yerel esnafta yap, kent ve kent esnafı kazansın”

Yok babam.. yok…

Niyet samimi olabilir, ama icraat hikâye…

Bu talanı, bu sömürüyü kendi halkına anlatmadan, onları bilinçlendirmeden,onlara sahip çıkmadan bu kampanyanın bir manası yok.

Migros, carfeour, 101, BİM gibi harici sermayeli mağazalar, saat 16 da kasa kapanır kapanmaz, parayı Van’dan batı illerine transfer ederken, büyük holdingler, kentli garibanı adeta haraca bağlamış iken ve vatandaşın derdini anlatabilecek kimsesi yok iken, bu kampanyanın ayakları havada kalır…