Henüz 16 yaşımdayım. Bilirsiniz bu yaşlarda insanları tanımak çok zordur. Yapılan  hareketlerde nedenler ve niçinler sürekli sorgulanır. Bazen anlamsız küsmeler, bazen gönül koymalar. Bakarsınız gözlerinizden yaşlar sicim gibi boşalır. Ağlarsınız, bazen neden ağladığınızı bilmesiniz. Böyle başlar insanları tanımak ve tecrübe edinmek.

  Benim kıymetli babamın en güzel öğüdüydü büyümeye başlarken kulağıma fısıldadığı cümleler. Yol gösterenim pusulam benim.

  Ellerimden tutup büyüyorsun mavilim dedi. Yüzlerce insan tanıyacaksın. Kimileri can yoldaşın olacak,  kimileride buz gibi hayatından eriyip gidecek. İnsanları tanımak ve anlamak zordur. Elbette yanılgılar olacak. Eğer tanımak istiyorsan sadece beni dinle ve zamanla bu dediğimi aynen uygula . Göreceksin ki, tecrübe kazandıkça insanları hayatından elemen daha kolay olacak. Heyecanlanmıştım. Sanki sihirli kelimeler ve cümleler anlatacaktı.

  Dinliyorum dedim.

  Eğer bir insanı tanımak istiyorsan birinci kural, öncelikle çok samimi  ve doğal ol İçinden geldiği gibi davran ve paylaşımcı ol. Asla ona his etmediğin bir duyguyu verme. Hep düz ve net ol. Ol ki o insanda senin samimiyetine inandıkça doğal ve naturel davransın.  Peki dedim, bu birinci kural çok kolaymış. Bitmedi dedi asıl ikinci kural çok önemli.!

 Evet ikinci kuralımız dedi. Ve devam etti. Karşındaki insanı asla çok ciddi  konuşurken ciddiye alma. Nasıl yani dedim. Çünkü kendini tanıtırken bir çok kelimeyi ve cümleyi seçerek konuşacaktır. Yani eksi olan bir çok duygusunu, hislerini ve karakteristik özelliğini senden saklayacaktır. Her şeyden önemlisi seninle ilgili düşüncelerini ve his ettiklerini paylaşmayacaktır.Ve sen en büyük yanılgıyı böyle yaşamaya başlayacaksın. Hep ilk konuştuklarınız seni etkileyeceği için gelecek zamanda sana yaşatılmak istenen her duygunda seni şüpheye düşürecektir Peki dedim nasıl tanıyacam.

  Çok basit yaptığı esprilere dikkat edeceksin .Çünkü espri yapılırken kelimeler ve cümleler seçilmeden  konuşulduğu için , kişi kendisini çok basit şekilde ele verecektir. Ayrıca yüz ifadesi çok önemlidir. Bir anda bir çok duyguyu yüzünde ve bakışlarında barındırdığını fark edeceksin.   

  Hayretle yüzüne bakıyorum babamın. Nasıl bakmışsam  ellerimden tutarak çok şaşırdın değil mi dedi. Evet dedim.

  Devam etti. Neden espri biliyor musun dedi. Çok önemli seçilmeden yapılan her konuşma o insanın karakterini, içinde barındırdığı duyguları ve en önemlisi seninle ilgili söyleyemediği bir çok şeyi  itiraf eder gibi yüzüne rahatça söyleye bilme eylemidir. İşte bu sırada o insan, eğlenirken veya eğlendiğini sanırken içini rahatlattığını eminken sen o insanla ilgili  yavaş yavaş hükmünü vermeye başlayacaksın. Ve zaman senden yana olacak. Ya o insan hayatında kalacak veya o insana çok zaman harcamadan gitmesine ve çevrenden uzaklaşmasına müsaade edeceksin,  en az zararla bu ilişkiyi kapatmış olacaksın dedi. Sonraki aşamada takibe  devam et. Çünkü bir anda bu insanın iki ayrı yüzüyle karşılaşacaksın.Esprili ve ciddi konuşmalarını karşılaştır. Aradaki farkı fark et. Ya dost olacak yada yollarınız ayrılacak dedi. Öylece kalmıştım.

 Aslında hoşuma gitmişti. Eğlenirken insanları tanıyacaktım. Keyifliydi. Fakat  nerden başlayacaktım bilmiyordum.

  Zaman benden yanaydı. Yaşadıkça anlıyordum, nasıl güzel öğüt olduğunu. Hala deniyorum. Bazen çok eğleniyorum. Bazen onlar adına üzülüyorum. Türlü türlü şirinliklerle, kıskançlıkları, bazen beni duygu sömürüsü yaparak kullanmak istemeleri veya maddi yaklaşımlar vs.  İşte o zaman ruhumun kahkaha attığını his ediyorum. Daha keyiflenmesi için o kişilerin esprilerine cevap veriyorum. Ama hep beynimde gülümsüyorum. Çünkü zafer benim. 

 Üçüncü ve son öğüdü. Mavilim dedi. Peki, birde bu insanları hayatından gönderme faslı var. Bunu nasıl yapacaksın biliyor musun dedi. Kaldım, hiç bir şey diyemedim. Henüz tecrübem yok. Dolayısıyla bilmiyorum  dedim.

Bak dedi. Anladın ki bu insan yanlış. Dostun arkadaşın olmayacak. O zaman yapacağı ilk hatayı sakince bekle sakın renk verme. Ve hiç bir şekilde af etme. Onun alanını sakince terk et. Mutlaka bu tarz insanlar giderken sana çamur atacaklardır. Bırak atsınlar, sen altın olarak hep kaliteni koruyacaksın. Asla kavga etme, sözlü sataşmaya girme ve sakince gidişini izle .Göreceksin ki zaman seni haklı çıkaracaktır.

  Evet çok haklıydı. Kimler geldi kimler geçti. Kimileri dost ve yoldaş oldu. Kimileri birer buz parçası oldu. Bu öğüt benim yaşamımda altın kuralım olmuştu. Teşekkür ederim canım babam. Gelecek zamanı görerek bana verdiğin her öğüdün her yaşım için ayrı bir tecrübe  olduğunu ve bende bana vermiş olduğun altın öğütleri dostlarımla paylaşmaktan keyif alıyorum.

  Siz değerli dostlara veda ederken güzel bi ata sözüyle yazımı bitirmek isterim. Kalın sağlıcakla

  İnsanlar, rakamlara benzer; durumlarına göre değer kazanırlar. -  Napoléon Bonaparte