Bu kentin kadersizliğinin içine tüküreyim.

Adeta tüm cephelerde tar-u mar olmuş bir savaş ordusu misali şaşkınlık içindeyiz.

Turizm değerleri, tarihi, cografyasi ve takdire şayan kültürü ile bölgenin en kadim kentlerinden biri olan VAN her ne hikmet ise bir türlü hak ettiği yere ulaşamıyor.

Yakın zamanda, siyasi, kulturel ve ekonomik alanda yaşanan kırılmalar yutulacak cinsten değil.

Lakin altımızdaki fay hatları gümbür gümbür kırılırken zerre kadar refleks göstermiyoruz

Çünkü elimizdeki 'kin, nefret, komplo, ihtiras oyuncağı' ile meşgulüz.

Âdeta "gidenin canı cehenneme" anlayışındayız.

Oysa bugün benim kapımda çalan davulun yarın senin de kapında çalacağı gerçeğini unutmamalıyız.

Bakınız....

Bu kentte kazandıkları parayı kuruşu kuruşuna yine bu kente yatıran iş adamlarımızın sayısı, bir elin parmakları kadar değil.

Tepeden inen yani dogmatik zenginlerimiz, parayı buldukları gibi kollarına rolex saat takip, altlarına mercedes araç alıp soluğu Ya İstanbul ya da farklı metropollerde alıyorlar.

Onların VAN gibi bir dertleri yok.

Kala kala biz elimizde kalan bir kaç Van Sevdalısı iş adamları ile kalıyoruz.

Kentimiz yoksul ahalisinin umudu ve aşı bu üç beş samimi Van Sevdalısı işadamı.

Fakat her ne hikmetse bizler de bu üç beş samimi şahsiyeti bu kentten kovmak için her türlü entrikadan geri durmuyoruz.

Bakınız...

Abdurrahman Yörük gibi beyefendi bir iş adamı (siyasî görüşü ne olursa olsun. Bu onun tercihi)

Adamın kapısında en 300-400 gencimiz yemek yiyordu.

Bu kardeşimize karşı öylesi komplolular geliştirildi ki adamcağız adeta canından bezdi.

2- Yunus Gökçenay, adamcağız hatırı sayılır bir para harcayarak mermer fabrikasını bu kente kurdu, yüzlerce kişiye ekmek kapısı buldu ama nerdeyse fabrikanın kapısına kilit vuracak.

3-Zahir Kandasoglu, DOGU ŞIRKETLER GRUBU şuan bünyesinde bulundurduğu onlarca şirkette en az 400-500 Vanlı insana iş imkanı sağlıyor.

Ama Kandasoglu gruba yönelik itibar suikastları bir biri ardına geliyor.

Bunlar bilinenler.

Ya bilmediklerimiz.

Ya gizli saklı kapılarına kilit vurup kentten ayrılanlar.

Ya peki bankaların kredileri yüzünden iflas edip kepenk kapatanlar!

Ya peki haraç ve tefeci çetelerin kıskacına düşenler!

Hangisini saysak, hangisini saymazsak?

Allah aşkına ne oluyor biz?

Nerde bu siyasiler?

Bu STK'lar ne iş yapar?

Toplumsal muhalefet uyuyor mu?

Sosyal medya fenomenleri bu kötü gidişatı görmüyor mu?

Ya bi hele dönün yani başımızdaki Bitlis'e bakin.

Akdamar adası büyüklüğündeki Bitlis'e...

Bakıyorsun 'Eren Üniversitesi'.

Bakıyorsun 'Eren Hastanesi

Kiler ortaokulu.

Vs.vs.

Ağrı hakeza.

Bingöl hakeza.

Eee peki kavimler kenti VAN neden bu halde?

Bir vakıf secimi olacak, sanki ganimet tarlasıymış gibi seçim hakkında elli tane spekülasyon yaratılıyor.

Yahu yazıktır.

Günahtır.

Bu kentin yoksullarına ekmek kapısı olan, umut olan işadamlarımıza sahip çıkın.

İhtiras ve kinle bir yere varamayız.

Giden gitmiştir hiç olmazsa kalanlara sahip çıkın.

Daha bir çevre yolumuz bile yok.

Bir stadımız yok.

Kişisel beklentiler merkezli kirli politikalardan vazgeçin.

Birbirimize sahip çıkmak zorundayız.

Zaman birlik olmak zamanıdır.

Aksi halde vallahi de billahi de hepimiz birlikte batarız.

Çünkü BİZİM BİZDEN BAŞKA KİMSEMİZ YOK...